• 390
    sabah uyanıp kader keita fanfinifinfon takımına transfer oldu haberini görmek bildiğim yüzde 90 galatasaray taraftarının gününün zindan olacağının göstergesidir. ancak unutmamak gerekir ki bir futbolcunun gönderilmesi ile ne yönetim kötü olur, ne gidişat tam anlamıyla çöker.

    haberi ilk öğrendiğim an çok sinirlenmiş, bunun hiçbir mantıklı açıklamasının olamayacağını düşünmüştüm. bunu düşünmemin sebebi kewell yok, giovani yok, keita yok ne var lan it? aydın yılmaz var, serdar özkan var düşüncesinin sürüklediği buhrandı. kahveni sigaranı içip düşündüğün zaman farkına varıyorsun ki keita'nın ya da kewell'ın gitmesi, olmadı giovani'nin alınmaması yönetimin çok kötü olmasının veya gidişatın çok kötü olduğunun göstergesi değil. keita'lar gidecek inamoto'lar gelecek saçma bir düşüncenin ürünüdür. üstadım ne kadar da güzel belirtmiş (bkz: #420071). adnan sezgin nefretinin haldun üstünel sevgisini geçtiği bugünlerde kişilere değil kuruma bakmak gerekir. transferleri galatasaray spor kulübü yaptığı gibi iki senedir başarısızlıklarla boğuşan fakat buna rağmen fazlaca eleştirilere mağruz kalmış rijkaard ile sırt sırta vermiş bir yönetimin de kendi kafasınca veya içerisindeki belirli kişilerin kafasınca adam yollaması/getirmesi imkansızdır. dolayısıyla kulüp ve futbol takımı bünyesi masaya yatırılıp karşılıklı danışıklıkla bu transfer gerçekleşmiştir.

    işin bir de şu yönü var; haldun üstünel gitti, keita gitti, yakında baroş da gider, elano da gider mantalitesi. hocaya danışılır, bütçeler ve dengeler masaya yatırılır, babam bile olsa satılabilir bu külüpten bir futbolcu. ayrıca bu külübü yönetenler tetris oynamadığının farkında. elbette taraftarın ne düşündüğünü de biliyorlar. alternatifini düşünmeden, dengeleri sarsmadan bu transfere onay vermemişlerdir. keita faydalı ve göze hoş gelen bir futbolcudur, onun gibisini alamayız o fiyata ya da takıma alışmış ve göz bebeğimiz olmuşken ne gerek vardı diyebilirsiniz. bunu ben de diyorum ancak gün itibari ile isyankarlığa gerek olduğunu görmüyorum. ortada bir yaz dönemi planlamasının olduğu apaçık çünkü. yapılacak işlemlerin topluca bitmesi ardından yönetimi tartışmak daha doğru olacaktır. bir örnek; mustafa kemal atatürk tüm yenilikleri, cumhuriyetin ilanı dahil hepsini cuma günü namazın ardından yapmıştır. görünürde bunu dincilik, tepkiden korkmak vb. olarak algılayabilirsiniz ancak daha sonrasında neler olduğunu gördük, günün çıkarlarını değil tüm planları görüp ona göre karar vermek gerekir. en azından biz taraftarlar için.

    sözün özü şudur ki keita'nın satılması olayında football manager oynar gibi aniden bir teklif gelip ''lan kabul edek ne olacak bedava topçu alırım'' mantalitesiyle yönetim bir futbolcu satmaz. bu işin zamanı vardır, düşünülüp tartışılmıştır, göz önüne alınan şartlar elvermiş keita satılmıştır. yönetimimiz öyle tek celsede silinecek bir yönetim değildir, galatasaray için çok fazla iyi işler yapmışlardır. planlı ve programlı oldukları aşikardır. haftalardır savsaklık edip, galatasaray spor kulübünü geri plana atma ihtimalleri yoktur. kendilerine bir yol haritası çizip, uygun meridyenler üzerinden yollarına devam ediyorlardır, ve etmelidirler de. ha belki ilerde yanlışları artar, yaptıkları iyilikleri örtecek seviyeye gelir o zaman kötü yol, inamoto'lar bilmem neler denilebilir ama bugünlük zevzeklikle asıp kesmemek lazımdır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın