36558
içinden çıkılmaz bir halde değildir, içinden çıkılması zor bir durumda olduğunu düşündüren ise rekortmen teknik direktörümüz okan buruk ve teknik ekibin oyuna dair inatçı tavrı.
şöyle izah edeyim, baskı oyunundan vazgeçmemek için takım boyunu uzatmayı ve defanstan uzun topla çıkmayı göze alan, top ayağındayken pas temposu düşük bir oyunla başladık sezona. olası bir 3'lü stoper tandeminde elimizdeki stoperler ile ofsayt tuzağı uygulamaya çalışırken 10 gol yedik bile kafadan. hantallaşan abdülkerim bardakçı ve geriye kaçarak savunma yapan victor nelsson bu örneği bize defalarca izletmişken 3'lü stoperin 2'sinde kendilerinin olması mideme ağrılar sokuyor böyle bir düzende. fakat öte yandan şu an olası bir 3'lü dizilimde bu ikiliden başka yazabileceğimiz stoper yok.
bunun çözümü yalnızca oyunu değiştirmekten, geggenpress yerine possesion oyununun tempolu oynayarak gerekirse takım boyunu hızlıca uzatıp kısaltarak oynamaktan geçiyor. bunu yapabilir miyiz, evet. fakat bu durumda orta saha'nın 3 kişiden oluşması lazım. nitekim gabriel sara, kerem demirbay, kaan ayhan hat kıran pasları atabilen oyun görüşleri yüksek oyuncular, torreira'savunma yükünü çekerken belki de yanında veya arkasında berkan'a güvenmemiz gerekiyor. işin kanat bek veya sağ ve sol orta saha noktasında ise barış alper ve jelert'in sunabileceklerinden çekincem yok. zira barış'ı da hücümdan biraz daha uzaklaştırmak kendisi için de bizim için de daha efektif olacaktır, gelişimi konusunda son vuruşlarının isabet oranını arttıramamasıyla beraber bir platoya girmiş gibi.
bir taraftar olarak şu an olası bir sistem değişikliğinde aklımda 2 adet soru işareti var, biri muslera'nın her sene düşen performansı, ikincisi hakim ziyech ve mertens'in oyuna katkıları. böyle bir durumda sezonun devamında bir büyük şölen başlar. heyecanlı bir sezon bizi bekler.
işin finansal boyutunda ise en acı komplo teorisi; 1,2 milyar dolar'dan ortaya atılan florya projesinin, her ne kadar ali sami yen kapalı tribününün medar-ı iftiharı olarak tanınsa da galatasaray tarihinin en kötü başkanlarından biri olan adnan polat tarafından "aşağı yukarı 350 milyon dolar kazansak iyidir" noktasına getirilmesi. kaldı ki bu para bile bizi bu içinde bulunduğumuz durumdan kurtarabilecekken, geleceğe dair yapılacak planların önüne büyük bir set çekmekte. umarım bugünkü divan kurulu buna yeterli tepkiyi koyacaktır.
eğer biraz olsun galatasaray'ı bizim kadar seven bir yönetim kurulumuz olsaydı, uefa avrupa ligi'nde yeni bir şampiyonluktan o zaman bahsedebilirdik. fakat önümüzde 25. şampiyonluk var ve 119 yıllık galatasaray tarihinin en önemli maçına çıkacağız, her hafta. önce sahada kenetleneceğiz, başarılı olacağız, ardından bu iş bilmez, art niyetli, belki de* kendi ceplerini, kendi ajandalarını, galatasaray ve 35 milyon taraftarından değerli gören bu yönetim kadrosunu bir daha görüşmemek üzere kulüpten yollayacağız.
(bkz: eskisinden daha fazla hırslıyım)
(bkz: 119 yıllık galatasaray tarihinin en önemli maçı)
(bkz: kenetlen başka galatasaray yok)
şöyle izah edeyim, baskı oyunundan vazgeçmemek için takım boyunu uzatmayı ve defanstan uzun topla çıkmayı göze alan, top ayağındayken pas temposu düşük bir oyunla başladık sezona. olası bir 3'lü stoper tandeminde elimizdeki stoperler ile ofsayt tuzağı uygulamaya çalışırken 10 gol yedik bile kafadan. hantallaşan abdülkerim bardakçı ve geriye kaçarak savunma yapan victor nelsson bu örneği bize defalarca izletmişken 3'lü stoperin 2'sinde kendilerinin olması mideme ağrılar sokuyor böyle bir düzende. fakat öte yandan şu an olası bir 3'lü dizilimde bu ikiliden başka yazabileceğimiz stoper yok.
bunun çözümü yalnızca oyunu değiştirmekten, geggenpress yerine possesion oyununun tempolu oynayarak gerekirse takım boyunu hızlıca uzatıp kısaltarak oynamaktan geçiyor. bunu yapabilir miyiz, evet. fakat bu durumda orta saha'nın 3 kişiden oluşması lazım. nitekim gabriel sara, kerem demirbay, kaan ayhan hat kıran pasları atabilen oyun görüşleri yüksek oyuncular, torreira'savunma yükünü çekerken belki de yanında veya arkasında berkan'a güvenmemiz gerekiyor. işin kanat bek veya sağ ve sol orta saha noktasında ise barış alper ve jelert'in sunabileceklerinden çekincem yok. zira barış'ı da hücümdan biraz daha uzaklaştırmak kendisi için de bizim için de daha efektif olacaktır, gelişimi konusunda son vuruşlarının isabet oranını arttıramamasıyla beraber bir platoya girmiş gibi.
bir taraftar olarak şu an olası bir sistem değişikliğinde aklımda 2 adet soru işareti var, biri muslera'nın her sene düşen performansı, ikincisi hakim ziyech ve mertens'in oyuna katkıları. böyle bir durumda sezonun devamında bir büyük şölen başlar. heyecanlı bir sezon bizi bekler.
işin finansal boyutunda ise en acı komplo teorisi; 1,2 milyar dolar'dan ortaya atılan florya projesinin, her ne kadar ali sami yen kapalı tribününün medar-ı iftiharı olarak tanınsa da galatasaray tarihinin en kötü başkanlarından biri olan adnan polat tarafından "aşağı yukarı 350 milyon dolar kazansak iyidir" noktasına getirilmesi. kaldı ki bu para bile bizi bu içinde bulunduğumuz durumdan kurtarabilecekken, geleceğe dair yapılacak planların önüne büyük bir set çekmekte. umarım bugünkü divan kurulu buna yeterli tepkiyi koyacaktır.
eğer biraz olsun galatasaray'ı bizim kadar seven bir yönetim kurulumuz olsaydı, uefa avrupa ligi'nde yeni bir şampiyonluktan o zaman bahsedebilirdik. fakat önümüzde 25. şampiyonluk var ve 119 yıllık galatasaray tarihinin en önemli maçına çıkacağız, her hafta. önce sahada kenetleneceğiz, başarılı olacağız, ardından bu iş bilmez, art niyetli, belki de* kendi ceplerini, kendi ajandalarını, galatasaray ve 35 milyon taraftarından değerli gören bu yönetim kadrosunu bir daha görüşmemek üzere kulüpten yollayacağız.
(bkz: eskisinden daha fazla hırslıyım)
(bkz: 119 yıllık galatasaray tarihinin en önemli maçı)
(bkz: kenetlen başka galatasaray yok)