• 992
    kendisi de galatasaray reytinginden zehirlenmiş belliki, sosyal medya'nın çoğunluğunu oluşturan 15-25 yaş aralığındaki nereye çeksen gelen tayfaya "biraz da benim peşimden gelin" çekmeye başlamış son açıklamasıyla.

    yukarıda bahsettiğim guruba dahil galatasaray taraftarı da zaten kurulmuş durumda dursun özbek e hepimiz gibi, yanına taraftarın genelinin çok sevdiği erden timuru da katarak sansasyonel bir haberimsi açıklama yaparak ve sonuna da her sene en az 2-3 kere gerçekleşen "galatasaray üyeliğini sonlandırma" parodisiyle bitirerek bilet peşkeşi konusundaki sansasyonel haberi üzerine kendisini kanaat önderi pozisyonuna sokma çabası direkt olarak bu...

    genç kardeşlerimiz daha ticarete ve iş hayatına atılmadıkları için çok bilmeyebilirler "ibralaşma" nedir ne değildir önce onu anlatmak lazım.

    karşılıklı ibralaşma hukuken kişiler ya da kurumların birbirleriyle bir alacak-vereceklerinin yani karşılıklı olarak borçlarının olmadığı anlamına gelen bir borçsuzluk bildirgesidir. akçeli meseledir yani.

    galatasaray genel kurullarından bildiğimiz idari ibrasızlık hukuken tanınan ya da işletilebilen bir "ibra" biçimi değildir... ha keza idari ibrasızlık verilerek yerinden edilen adnan polat gibi başkanlarmız ve yönetimlerimiz mahkemeler önünde "idari ibrasızlık diye bir şey olamaz" denilerek haklı bulunmuş ve kendilerine galatasaray kongresi tarafından iade-i itibar yapılmış, daha sonrasında da galatasaray tüzüğünden idari ibrasızlık söylemi kaldırılmıştır tüzük tadil kongresinde.

    şimdi gelelim fatih altaylının sansasyon yaratmak için kullandığı söylemine; erden timurun kulüp adına kişisel kefaletlerinin, kendi cebinden sponsorluklarının ve hibelerinin olduğunu herkes biliyordur sanırım... ve artık galatasaray yönetimi ile bir bağının kalmaması sebebi ile bütün bu akçeli işler borç olarak adlandırılabilir konumdadır, doğal olarak erden timur gereğini yapmış ve "galatasarayın bana ,benim de galatasaray a bir borcum yoktur" şeklinde ibralaşmıştır kulübü ile. kıacası galatasaraya borçsuzluk kağıdı vermiştir... hani şu futbolcularımızdan falan da almamız gereken şey oluyor ya her transfer dönemi öncesi.

    ibralaşmama ya da ibra etmeme durumunda yani borçsuzluk kağıdı alınmadığı durumlarda işin rengi değişmektedir; ya borç-alacak çekişmesi yaşanır ya da kanıtı varsa dolandırıcılık ve hırsızlık gibi durumları araştırmak için maliye devreye girer... onlar işin içine girdikten sonra olay iflas veya kayyum atanmasına kadar gidebilir... olayın vahametini anlaşılması için bu bilgiyi de vermek gerekiyor.

    kulüp ile ibralaşmayarak kulübe zarar vermek, benim sade bir taraftar olarak erden timurun asla yapmayacağına inandığım bir durum açıkçası. kişisel görüşümdür katılır ya da katılmaz insanlar ancak erden timur'un bile isteye galatasaray'a zarar verecek bir işin içinde olacağına inanmıyorum.

    kulüp ile ibralaşmamış kişilere de geçmişten bir kaç da örnek vererek bu uzunca yazıyı tamamlamak isterim;

    cenk ergün zamanında kulüp ile ibralaşmamış ve haciz mahkemesine vermiştir kulübü menajerlik ücretleri için, hepsini de tahsil etmiştir bildiğim kadarıyla.

    ünal aysal hem yönetime gelmeden önce aig den geri alınan galatasaray hisseleri üzerine temlik koymuş, hem de kendi dönemi sonrası uzunca bir müddet kulüple ibralaşmamış ve kulübün gelirleri üzerine temlik koyarak borcunu tahsil etmiştir.

    abdülrahim albayrak içinde bulunduğu yönetim derdest edilince kulüp ile ibralaşmamış, üzerine kulübü icraya vererek kulübe hibe ettiği otobüslerini dahi haciz yoluyla geri almıştır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın