49
taraftarlık kendini kandırmaktan öte bir durum değildir, sizin için oynadığını zannettiğiniz, siz olmasanız olmayacak zannettiğiniz bir olgunun peşinden gitmek taraftarlık. futbol kulübü dediğimiz kavramın bir ruhu, bir benliği yok. bir kulübü tarihi süresince yöneten adamlar, yıllar içinde kulübün kimliğini belirler. kurucusunun amaçlarına bağlı kalan takımlar vardır, kim yönetiyorsa onun şeklini alan kulüpler vardır, çok destekleyeni yoksa kendi yağında kavrulan kulüpler vardır. bu özelliklerin hiçbiri, sevmeyi gerektirecek özellikler değil. yani bir takımın kurucusu "beyler türkiye şampiyonlukları istiyorum, çok istiyorum bunları ben" dedi diye sevemezsiniz bir kulübü. ama belki kulübün hedefleri ile sizin hedefleriniz örtüşebilir, mi?
bir kulübün hedefleri ile bir insanın hedefleri nasıl örtüşebilir ki, yani ben etrafımda "mutlaka ingilizler gibi oynamalıyım" diyen bir galatasaraylı görmedim. "türkiye benim için ilk planda" diyen bir fenerbahçeli de görmedim. "vizyonumu kısa sürede büyütmem lazım", "bende transfer bitmez" diyen kimse de yok. şimdi bunlar gerizekalı bir insanın cümleleri gibi gelebilir ama bunlar üzerinden olayı anlamam lazım.
peki taraftar, neden taraftar? hayalleri olan, büyük şeyler düşünen, akıllı bir insanın fenerbahçe taraftarı olması, onun fenerbahçe'nin küçük hedeflerini benimsediği anlamına gelmez. siz neden aşık oluyorsanız, insanlar da o yüzden taraftar oluyor. daha sığ, daha açık, insanı tüketme derecesi çok yüksek olmayan bir aşk. dolayısıyla bunun sebebini de sorgulayamazsınız. sen neden fenerbahçe taraftarısın demek, fenerbahçe taraftarları çok salak demekten daha büyük bir beyinsizlik örneğidir. karşınızdaki size aynı soruyu sorduğunda "eaea yani galatasaray gibisi var mı şimdi eheh" diyerek yanıtlayamazsınız çünkü. taraftarlık mantıksızlığın limitidir, bir insana aşık olmak bile zaman zaman (çok nadir, baya nadir) daha fazla anlam ifade edebilir. dolayısıyla taraftarlık aslında eleştirilemez olmalıdır. ancak sadece taraftarlığın bilincinde olunduğunda.
takım ile taraftar arasındaki ilişki, ilk görüşte aşık olduğunuz, ancak sizi ilk gördüğünde sallamayan birine vurulmak gibidir. karışamazsınız, değiştiremezsiniz, yaptıklarını engelleyemezsiniz, size göre davranmasını isteyemezsiniz. bunları zaten yapmamanız gerekir ya, neyse. yani tek farkı zamanla iletişiminizi ilerletemezsiniz. bu yüzden taraftarlığının bilincinde olmayan çok insan var etrafta. kulübü de kendisine aşık zannedenler diyoruz bu kesime, ben diyorum en azından. bunlar kulübü kendisine çalışıyor zanneder, kendi istediği adamları ister, kendisinin hoşuna gidecek şekilde oynansın ister. ve bunun nedenini kendisine açıklayamaz. "takım hızlı oynayacak abiiiii"nin amacı nedir söyleyemez. dolayısıyla şuursuzdur, kayışı koparmıştır, devrelerini yakmıştır. bencilliğin ortaya çıkaracağı sonuç da budur zaten, kulübü kendisine aşık zannedenler en sonunda kendilerine zarar verir sadece. kulübe zarar verecek kadar ruh hastası olanları da gördük gerçi, hatta aslında kendisini sallamayan kulübü reddedenleri, "ben böyle kulübü istemiyorum arkadaş" diyenleri gördük. kulübün de çok skindeydi.
neyse, bari bu yazıyı kendimi tüketmeden bitirebilmem lazım. kısaca taraftarlığı adam gibi yapmak lazım, hani var ya adam gibi sevmek, hani bilmediğiniz, bilmediğim, öyle yapabilmek lazım. bunu yaptığınızda belki kulübün artık olmayan ruhu oluşur. gün gelir bir uyum yakalarsınız, gün gelir sevmeniz cidden anlam ifade eder. işte o gün bu kulüpten bir şeyler isteyebilirsiniz.
bir kulübün hedefleri ile bir insanın hedefleri nasıl örtüşebilir ki, yani ben etrafımda "mutlaka ingilizler gibi oynamalıyım" diyen bir galatasaraylı görmedim. "türkiye benim için ilk planda" diyen bir fenerbahçeli de görmedim. "vizyonumu kısa sürede büyütmem lazım", "bende transfer bitmez" diyen kimse de yok. şimdi bunlar gerizekalı bir insanın cümleleri gibi gelebilir ama bunlar üzerinden olayı anlamam lazım.
peki taraftar, neden taraftar? hayalleri olan, büyük şeyler düşünen, akıllı bir insanın fenerbahçe taraftarı olması, onun fenerbahçe'nin küçük hedeflerini benimsediği anlamına gelmez. siz neden aşık oluyorsanız, insanlar da o yüzden taraftar oluyor. daha sığ, daha açık, insanı tüketme derecesi çok yüksek olmayan bir aşk. dolayısıyla bunun sebebini de sorgulayamazsınız. sen neden fenerbahçe taraftarısın demek, fenerbahçe taraftarları çok salak demekten daha büyük bir beyinsizlik örneğidir. karşınızdaki size aynı soruyu sorduğunda "eaea yani galatasaray gibisi var mı şimdi eheh" diyerek yanıtlayamazsınız çünkü. taraftarlık mantıksızlığın limitidir, bir insana aşık olmak bile zaman zaman (çok nadir, baya nadir) daha fazla anlam ifade edebilir. dolayısıyla taraftarlık aslında eleştirilemez olmalıdır. ancak sadece taraftarlığın bilincinde olunduğunda.
takım ile taraftar arasındaki ilişki, ilk görüşte aşık olduğunuz, ancak sizi ilk gördüğünde sallamayan birine vurulmak gibidir. karışamazsınız, değiştiremezsiniz, yaptıklarını engelleyemezsiniz, size göre davranmasını isteyemezsiniz. bunları zaten yapmamanız gerekir ya, neyse. yani tek farkı zamanla iletişiminizi ilerletemezsiniz. bu yüzden taraftarlığının bilincinde olmayan çok insan var etrafta. kulübü de kendisine aşık zannedenler diyoruz bu kesime, ben diyorum en azından. bunlar kulübü kendisine çalışıyor zanneder, kendi istediği adamları ister, kendisinin hoşuna gidecek şekilde oynansın ister. ve bunun nedenini kendisine açıklayamaz. "takım hızlı oynayacak abiiiii"nin amacı nedir söyleyemez. dolayısıyla şuursuzdur, kayışı koparmıştır, devrelerini yakmıştır. bencilliğin ortaya çıkaracağı sonuç da budur zaten, kulübü kendisine aşık zannedenler en sonunda kendilerine zarar verir sadece. kulübe zarar verecek kadar ruh hastası olanları da gördük gerçi, hatta aslında kendisini sallamayan kulübü reddedenleri, "ben böyle kulübü istemiyorum arkadaş" diyenleri gördük. kulübün de çok skindeydi.
neyse, bari bu yazıyı kendimi tüketmeden bitirebilmem lazım. kısaca taraftarlığı adam gibi yapmak lazım, hani var ya adam gibi sevmek, hani bilmediğiniz, bilmediğim, öyle yapabilmek lazım. bunu yaptığınızda belki kulübün artık olmayan ruhu oluşur. gün gelir bir uyum yakalarsınız, gün gelir sevmeniz cidden anlam ifade eder. işte o gün bu kulüpten bir şeyler isteyebilirsiniz.