10070
anlık duygularla yaşayıp bir çuval inciri berbat etmede bir numaralı taraftardır. her gün 100 lira versen, bir gün 1 lira vermedin diye olay çıkarıp küsen insanlardan kuruludur.
buna ben, sen, o, herkes dahil. ister kızın, ister küsün ama doğrusu bu.
örnek vereyim;
icardi, geldiğinden beri ligde 58 maça çıkmış ve bu maçlarda 47 gol atıp 16 da asist yapmış. yani 58 maçta 63 skor katkısı yapmış.
ligde üst üste 17 galibiyet alıp, her hafta puan rekoru kırdığımız haftalardan farklı olarak 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçına çıktık ve kötü bir mağlubiyet alarak serimizi bozduk. bu maçtan sonra icardi deli gibi eleştirildi. işte mücadele etmedi de, çok yüz verdik de, şöyle de böyle de bir sürü laflar edildi. sadece icardi de değil ha, okan buruk da deli gibi eleştirildi.
2022-2023 sezonu= maç başı puan ortalaması 2.41
2023-2024 sezonu= maç başı puan ortalaması 2.68
bu iki sezonda da takım rekorlar kıra kıra şampiyon oldu ama 17 hafta sonra ilk tökezlemede çok fena eleştirildi. hatta ne eleştirilmesi ya, yerine teknik direktör önerileri bile sunuldu!
bir diğer isim kerem aktürkoğlu,
son 3 sezonda 108 maça çıkmış, 59 skor katkısı vermiş ve bu sezonların birinde bizi küme düşmekten kurtaran, öbüründe şampiyon yapan oyuncuların başında gelen ve bu sezon ise yine katkı sunan ama eski performansına oranla düşük seviyede giden bir kerem'i hemen eleştirmeye başladık. baktık eleştirinin tadı tuzu yok, o zaman yuhalayalım dedik. baktık o da zevk vermiyor, orada burada küfredelim dedik ve işin ucunu kaçırmaya devam ettik.
sadece futbolcu ve teknik ekip de değil, erden timur'a da yanlışlar yapıldı.
misal icardi, mertens, torreira, davinson, zaha, ziyech gibi onlarca müthiş transfer yaptı ama en ufak bir mağlubiyette, sakatlıkta veya aksi bir durumda ndombele konuşuluyor, tete'nin maliyeti sorgulanıyor, rashica neden alınmadı diye küfrediliyor...
bu entry'nin ana konusu eleştiri yapılması değil, doğru zamanda yapılmadığıdır.
bak mesela 15 şubat 2024 galatasaray sparta prag maçını hatırlayın. icardi gol attıktan sonra sevinmedi çünkü öncesinde çok büyük eleştiriler almıştı. yahu onu da geç, geçen sene 1-2 maç gol atamadı diye şu an taraftarın en çok izlediği kanallardan birinde "o bayrağın bir de sopası var" şeklinde iğrenç bir tavır sergilenmişti. neyse ki icardi çabuk toparlanan birisi de pek dert etmeyip topuna devam etti fakat kerem aktürkoğlu bunu yapamadı. ilk 22 haftada 9 gol, 6 asistle toplamda 15 skor katkısı veren adam, sonraki 16 haftada sadece 3 skor katkısı yapabildi. nedeni first touch değil, top kayıpları değil; nedeni adamı mutsuzluğa itip pert eden taraftardı. e toparlanamadığı için de doğal olarak yedek kaldı. şampiyonluklardaki katkıları, manchester deplasmanında ve rams park da attığı kritik goller, şunlar bunlar neydi ki?
en uç örneği, 2012 ve 2013'te gelen üst üste 2 şampiyonluğun mimarlarından biri olan muslera için 2014 yılında "muslera'yı satıp onur'u alalım" entryleri girilmesiydi.
üstüne basa basa tekrarlamalıyım ki,
eleştirmeyelim, fener gibi her futbolcuya tapalım falan demiyorum. sadece doğru zamanda yapalım ki katkısı olsun. azıcık da değer bilelim, değer vermesini bilelim.
kısacası, anlık duygulara kapılmayıp yakın geçmişi unutmamasını öğrenelim.
buna ben, sen, o, herkes dahil. ister kızın, ister küsün ama doğrusu bu.
örnek vereyim;
icardi, geldiğinden beri ligde 58 maça çıkmış ve bu maçlarda 47 gol atıp 16 da asist yapmış. yani 58 maçta 63 skor katkısı yapmış.
ligde üst üste 17 galibiyet alıp, her hafta puan rekoru kırdığımız haftalardan farklı olarak 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçına çıktık ve kötü bir mağlubiyet alarak serimizi bozduk. bu maçtan sonra icardi deli gibi eleştirildi. işte mücadele etmedi de, çok yüz verdik de, şöyle de böyle de bir sürü laflar edildi. sadece icardi de değil ha, okan buruk da deli gibi eleştirildi.
2022-2023 sezonu= maç başı puan ortalaması 2.41
2023-2024 sezonu= maç başı puan ortalaması 2.68
bu iki sezonda da takım rekorlar kıra kıra şampiyon oldu ama 17 hafta sonra ilk tökezlemede çok fena eleştirildi. hatta ne eleştirilmesi ya, yerine teknik direktör önerileri bile sunuldu!
bir diğer isim kerem aktürkoğlu,
son 3 sezonda 108 maça çıkmış, 59 skor katkısı vermiş ve bu sezonların birinde bizi küme düşmekten kurtaran, öbüründe şampiyon yapan oyuncuların başında gelen ve bu sezon ise yine katkı sunan ama eski performansına oranla düşük seviyede giden bir kerem'i hemen eleştirmeye başladık. baktık eleştirinin tadı tuzu yok, o zaman yuhalayalım dedik. baktık o da zevk vermiyor, orada burada küfredelim dedik ve işin ucunu kaçırmaya devam ettik.
sadece futbolcu ve teknik ekip de değil, erden timur'a da yanlışlar yapıldı.
misal icardi, mertens, torreira, davinson, zaha, ziyech gibi onlarca müthiş transfer yaptı ama en ufak bir mağlubiyette, sakatlıkta veya aksi bir durumda ndombele konuşuluyor, tete'nin maliyeti sorgulanıyor, rashica neden alınmadı diye küfrediliyor...
bu entry'nin ana konusu eleştiri yapılması değil, doğru zamanda yapılmadığıdır.
bak mesela 15 şubat 2024 galatasaray sparta prag maçını hatırlayın. icardi gol attıktan sonra sevinmedi çünkü öncesinde çok büyük eleştiriler almıştı. yahu onu da geç, geçen sene 1-2 maç gol atamadı diye şu an taraftarın en çok izlediği kanallardan birinde "o bayrağın bir de sopası var" şeklinde iğrenç bir tavır sergilenmişti. neyse ki icardi çabuk toparlanan birisi de pek dert etmeyip topuna devam etti fakat kerem aktürkoğlu bunu yapamadı. ilk 22 haftada 9 gol, 6 asistle toplamda 15 skor katkısı veren adam, sonraki 16 haftada sadece 3 skor katkısı yapabildi. nedeni first touch değil, top kayıpları değil; nedeni adamı mutsuzluğa itip pert eden taraftardı. e toparlanamadığı için de doğal olarak yedek kaldı. şampiyonluklardaki katkıları, manchester deplasmanında ve rams park da attığı kritik goller, şunlar bunlar neydi ki?
en uç örneği, 2012 ve 2013'te gelen üst üste 2 şampiyonluğun mimarlarından biri olan muslera için 2014 yılında "muslera'yı satıp onur'u alalım" entryleri girilmesiydi.
üstüne basa basa tekrarlamalıyım ki,
eleştirmeyelim, fener gibi her futbolcuya tapalım falan demiyorum. sadece doğru zamanda yapalım ki katkısı olsun. azıcık da değer bilelim, değer vermesini bilelim.
kısacası, anlık duygulara kapılmayıp yakın geçmişi unutmamasını öğrenelim.