37333
herkesin düşüncesine saygım var, ancak bugünkü başarısızlığının sebebinin kendini yenileyememesi değil, kendini yenilerken seçtiği yol olduğunu düşünüyorum.
örneğin ikinci fatih terim dönemi olarak andığımız 2002-04 dönemi için aynı eleştiri yapılsa idi, kesinlikle katıldığımı söyleyebilirdim. o dönem 1998-00 arasında oynattığı oyunu bambaşka bir oyuncu grubuna oynatmaya çalışmış, ancak takım su kaynatmıştır. christian'dan, lukunku'dan, bratu'dan falan hakan'ın yaptıklarını istemiş; felipe'den box-to-box yardırmasını beklemiş, istatistik kasmaktan başka bir derdi olmayan revivo'dan hagi yaratmaya çalışmıştır. transfer edilen diğer yetersiz orta saha oyuncularından emre-okan-hakan ünsal temposu talep etmiş, her antrenmanda elinde topla bu arkadaşlara 'bakın çocuğum bu toptur. bunun olduğu yer pozisyondur' diye diye kendini tüketmiştir. elbette kendisine morientes, rui costa, simplicio, mascherano ve benzeri birçok oyuncu için kaynak sözü veren ve kendisini bir anlamda kandırmış olan canaydın yönetiminin de bunda büyük payı vardı. ancak bu başarısızlığın galatasaray'ı yıllarca geri götürdüğü de bir gerçek.
son dönem fatih terim ise dünya futbolunu derinden değiştiren guardiola-klopp rüzgârına kayıtsız kalmayarak özellikle galatasaray'daki son görevinde takımın oyununu bu seviyeye çekmek için kendince çok uğraşmış, hem oyuncuların buna uygun olmaması hem de muhtemelen kendi çözümlemelerinin oyunu karakterize etmeye yetmemesi sebebiyle başarılı olamamıştır. özellikle 2020-21 sezonu maçları tekrar izlenirse, takımı yarışta tutabilmek için sık sık bu uğraştan vazgeçerek kendi bildiği oyuna dönüp birçok maçı kurtarmış olduğu da görülebilir.
bir zamanlar doğru olduğuna inandığı ve ona inanılmaz başarılar getiren konfor alanını tamamen terk edip, yeni bir fatih terim hikâyesi yazmaya çalışırken başarısız olmayı göze alması sebebiyle kendisini takdir ediyorum. ancak bunu tek başına yapamadığını kabul etmesi ve kendisini besleyebilecek bir futbol adamından yardım alması daha iyi olurdu. belki yine bu yoldan başarılı olamazdı, ancak fikirlerini seçilime tabi tutup kendisine evrim yolu açabilirdi.
örneğin ikinci fatih terim dönemi olarak andığımız 2002-04 dönemi için aynı eleştiri yapılsa idi, kesinlikle katıldığımı söyleyebilirdim. o dönem 1998-00 arasında oynattığı oyunu bambaşka bir oyuncu grubuna oynatmaya çalışmış, ancak takım su kaynatmıştır. christian'dan, lukunku'dan, bratu'dan falan hakan'ın yaptıklarını istemiş; felipe'den box-to-box yardırmasını beklemiş, istatistik kasmaktan başka bir derdi olmayan revivo'dan hagi yaratmaya çalışmıştır. transfer edilen diğer yetersiz orta saha oyuncularından emre-okan-hakan ünsal temposu talep etmiş, her antrenmanda elinde topla bu arkadaşlara 'bakın çocuğum bu toptur. bunun olduğu yer pozisyondur' diye diye kendini tüketmiştir. elbette kendisine morientes, rui costa, simplicio, mascherano ve benzeri birçok oyuncu için kaynak sözü veren ve kendisini bir anlamda kandırmış olan canaydın yönetiminin de bunda büyük payı vardı. ancak bu başarısızlığın galatasaray'ı yıllarca geri götürdüğü de bir gerçek.
son dönem fatih terim ise dünya futbolunu derinden değiştiren guardiola-klopp rüzgârına kayıtsız kalmayarak özellikle galatasaray'daki son görevinde takımın oyununu bu seviyeye çekmek için kendince çok uğraşmış, hem oyuncuların buna uygun olmaması hem de muhtemelen kendi çözümlemelerinin oyunu karakterize etmeye yetmemesi sebebiyle başarılı olamamıştır. özellikle 2020-21 sezonu maçları tekrar izlenirse, takımı yarışta tutabilmek için sık sık bu uğraştan vazgeçerek kendi bildiği oyuna dönüp birçok maçı kurtarmış olduğu da görülebilir.
bir zamanlar doğru olduğuna inandığı ve ona inanılmaz başarılar getiren konfor alanını tamamen terk edip, yeni bir fatih terim hikâyesi yazmaya çalışırken başarısız olmayı göze alması sebebiyle kendisini takdir ediyorum. ancak bunu tek başına yapamadığını kabul etmesi ve kendisini besleyebilecek bir futbol adamından yardım alması daha iyi olurdu. belki yine bu yoldan başarılı olamazdı, ancak fikirlerini seçilime tabi tutup kendisine evrim yolu açabilirdi.
