237
bugünkü fenerli kafasını yaratan maç. bir anlamda bugünkü galatasaray dominasyonunun mümkün olmasını sağlayan maç da denebilir.
fenerbahçe önceki 2 sezon şampiyon olmuştu. kadrosu uçup kaçıyordu. galatasaray çöküşteydi, beşiktaş'ın çoğunlukla olduğu gibi pek esamesi okunmuyordu. ortalık o kadar bomboştu ki fenerbahçe kibri tanrı dağları seviyesine ulaşmıştı.
yaşı yetmeyenler bilmeyebilir, o günkü fenerli kafası bugünkünden çok farklıydı. daha bu travma yok, 3 temmuz yok. şımarıklıkları zirvedeydi. hangi fenerliyle konuşsan "para var huzur var" diyordu, "aziz başkan bağlamıştır" diyordu. "siz de basın parayı siz de şike yapın" alt metinli cümleler havada uçuşuyordu.
bu maçtan önce fenerbahçe türkiye kupası'nda da finale kalmıştı. sloganları da şuydu: 2 kupayı getirin bize canmızı verelim size. evet fenerbahçe 2 yerel kupa uğruna can verebilecek bir camia. verdiler de zaten, hem de kazanamadan. *
sanki 2 kupa da kazanılmış gibi bağdat caddesi süslenmişti, bütün fenerium mağazalarına vitrin süslemeleri asılmıştı. şampiyonluk tişörtleri, formalar, her şey hazırdı. o kadar eminlerdi. ama bu tarihi maç gerçekleşti ve fenerbahçe son düzlüğüne 2 kupa mottosuyla girdiği sezonu kupasız kapattı.
kazansalardı üst üste 3. şampiyonlukları olacaktı. sonraki sezonu da onlar kazandı zaten, en az 4 yıllık bir seri yapıyorlardı. muhtemelen bu şampiyonlukların getireceği maddi ve politik güçle 2008, 2009, 2010 ve 2011 arasında da pek rakip tanımazlardı. olaylar farklı gelişeceği için 3 temmuz'u yaşamaz ve çok ciddi bir dominasyon kurarlardı. hepsinin beklentisi buydu zaten. bir de o zamanlar ciddi ciddi inandıkları "galatasaray batıyor" safsatası vardı. biz yok olacaktık, onlar tek büyük kalacaktı.
beklenti bu kadar büyük olunca yıkım da o kadar büyüdü.
travma sonrası stres bozukluğu diye bir şey vardır, ağır travmalar sonrasında yaşanan bu psikolojik durum bir süre sonra geçmişi farklı hatırlamaya, gerçeklerden kaçmaya yol açar. hele ki travma kişinin kendi hatasından kaynaklandıysa bunu kaldırmak çok zordur, dışarıdan bir sorumlu aranır ve o suçlanır.
bu maç fenerbahçe'nin duvarlarını o kadar yıktı ki 2008'de yabancısız ve hocasız kadroyla biz şampiyon olabildik. 2009'da beşiktaş, 2010'da bursaspor mutlu sona ulaştı ve 2011'de şikeyi aleni şekilde yapmak zorunda kalıp yıkıldılar.
yani dünyayı ele geçirmeyi bekleyen nazilerin rus işgaliyle kısacık sürede tarihin halısının altına süpürülmesi gibi bir yıkım yaşadılar. etkileri 18 yıldır devam ediyor.
bugünkü fenerli kafasının sebebi bu işte. "fenerbahçe cumhuriyeti", "bir gün herkes fenerbahçeli olacak", "17'ye karşı 1" gibi kibirli tavırları gitti, "bütün dünya ve üzerindeki tüm örgütler bize kumpas kuruyor" kafası geldi.
çünkü 2006'da kendi elleriyle en büyük rakiplerine şampiyonluk verdiklerini kabul edemiyorlar.
çünkü 2006'da bile aslında o kadar da güçlü olmadıklarını kabul edemiyorlar.
o sezon elle atılan gollere, şikeye şaibeye o kadar bulaşmış olmalarından bahsedemiyorlar bile.
senelerdir galatasaray dominasyonu altında acıdan inim inim inleyen camialarını aziz babaları aşırı umutlandırdı, beklentileri zirvenin de ötesine çıkardı ancak zirveye ait olmadıkları için beceriksizce yere çakılıp öldüler. bunu anlamak ve aslında o kadar büyük olmadıklarını, sadece aziz yıldırım'ın yarattığı bir algıya kapıldıklarını itiraf etmek yerine halüsinatif inanışlara kapılıp duruyorlar o günden beri.
başlarına galatasaray kompleksi olmayan, kendi camiasını objektif bir şekilde değerlendirebilen ve şikeye değil gelişime odaklanan sağlam bir lider - var mı camialarında öyle biri? - gelmediği sürece de toparlayamayacaklar.
fenerbahçe önceki 2 sezon şampiyon olmuştu. kadrosu uçup kaçıyordu. galatasaray çöküşteydi, beşiktaş'ın çoğunlukla olduğu gibi pek esamesi okunmuyordu. ortalık o kadar bomboştu ki fenerbahçe kibri tanrı dağları seviyesine ulaşmıştı.
yaşı yetmeyenler bilmeyebilir, o günkü fenerli kafası bugünkünden çok farklıydı. daha bu travma yok, 3 temmuz yok. şımarıklıkları zirvedeydi. hangi fenerliyle konuşsan "para var huzur var" diyordu, "aziz başkan bağlamıştır" diyordu. "siz de basın parayı siz de şike yapın" alt metinli cümleler havada uçuşuyordu.
bu maçtan önce fenerbahçe türkiye kupası'nda da finale kalmıştı. sloganları da şuydu: 2 kupayı getirin bize canmızı verelim size. evet fenerbahçe 2 yerel kupa uğruna can verebilecek bir camia. verdiler de zaten, hem de kazanamadan. *
sanki 2 kupa da kazanılmış gibi bağdat caddesi süslenmişti, bütün fenerium mağazalarına vitrin süslemeleri asılmıştı. şampiyonluk tişörtleri, formalar, her şey hazırdı. o kadar eminlerdi. ama bu tarihi maç gerçekleşti ve fenerbahçe son düzlüğüne 2 kupa mottosuyla girdiği sezonu kupasız kapattı.
kazansalardı üst üste 3. şampiyonlukları olacaktı. sonraki sezonu da onlar kazandı zaten, en az 4 yıllık bir seri yapıyorlardı. muhtemelen bu şampiyonlukların getireceği maddi ve politik güçle 2008, 2009, 2010 ve 2011 arasında da pek rakip tanımazlardı. olaylar farklı gelişeceği için 3 temmuz'u yaşamaz ve çok ciddi bir dominasyon kurarlardı. hepsinin beklentisi buydu zaten. bir de o zamanlar ciddi ciddi inandıkları "galatasaray batıyor" safsatası vardı. biz yok olacaktık, onlar tek büyük kalacaktı.
beklenti bu kadar büyük olunca yıkım da o kadar büyüdü.
travma sonrası stres bozukluğu diye bir şey vardır, ağır travmalar sonrasında yaşanan bu psikolojik durum bir süre sonra geçmişi farklı hatırlamaya, gerçeklerden kaçmaya yol açar. hele ki travma kişinin kendi hatasından kaynaklandıysa bunu kaldırmak çok zordur, dışarıdan bir sorumlu aranır ve o suçlanır.
bu maç fenerbahçe'nin duvarlarını o kadar yıktı ki 2008'de yabancısız ve hocasız kadroyla biz şampiyon olabildik. 2009'da beşiktaş, 2010'da bursaspor mutlu sona ulaştı ve 2011'de şikeyi aleni şekilde yapmak zorunda kalıp yıkıldılar.
yani dünyayı ele geçirmeyi bekleyen nazilerin rus işgaliyle kısacık sürede tarihin halısının altına süpürülmesi gibi bir yıkım yaşadılar. etkileri 18 yıldır devam ediyor.
bugünkü fenerli kafasının sebebi bu işte. "fenerbahçe cumhuriyeti", "bir gün herkes fenerbahçeli olacak", "17'ye karşı 1" gibi kibirli tavırları gitti, "bütün dünya ve üzerindeki tüm örgütler bize kumpas kuruyor" kafası geldi.
çünkü 2006'da kendi elleriyle en büyük rakiplerine şampiyonluk verdiklerini kabul edemiyorlar.
çünkü 2006'da bile aslında o kadar da güçlü olmadıklarını kabul edemiyorlar.
o sezon elle atılan gollere, şikeye şaibeye o kadar bulaşmış olmalarından bahsedemiyorlar bile.
senelerdir galatasaray dominasyonu altında acıdan inim inim inleyen camialarını aziz babaları aşırı umutlandırdı, beklentileri zirvenin de ötesine çıkardı ancak zirveye ait olmadıkları için beceriksizce yere çakılıp öldüler. bunu anlamak ve aslında o kadar büyük olmadıklarını, sadece aziz yıldırım'ın yarattığı bir algıya kapıldıklarını itiraf etmek yerine halüsinatif inanışlara kapılıp duruyorlar o günden beri.
başlarına galatasaray kompleksi olmayan, kendi camiasını objektif bir şekilde değerlendirebilen ve şikeye değil gelişime odaklanan sağlam bir lider - var mı camialarında öyle biri? - gelmediği sürece de toparlayamayacaklar.