• 226
    o maçı denizli özellikle uzattırdı ki diğer maçın sonucu belli olsun. diğer maç tamamlanıp burada daha oynanan 10 dakikada denizli düşmemeyi garantilemişti ve fener'in kazanmasına kesin gözü ile bakılıyordu. ama ne olduysa o top içeri girmedi. renkdaşların yazdığı gibi appiah bomboş kaleye topu yuvarlayamadı. o zamandır ilahi adalete olan güvenimi hep taze tutarım. ıyiler mutlaka kazanır mottomdur. yanlız ne maçtı ya. kahvelerde bırak oturmayı içerde adım atacak alan yoktu. kapıdan kafayı yarım yamalak sokup yarı vücudum içerde yarısı dışarda izlemiştim maçı.
  • 231
    hani çok şımarık ve patavatsız insanlar için kullanılan bir tabir var ya: "hiç dayak yemediği için böyle" diye.

    şimdilerde sosyal medyada uçan kaçan, büyük büyük konuşan 2000 ve sonrasında doğan fenerbahçe taraftarının böyle olmasındaki sebeplerden biri de bu maça tanık olmamalarıdır. akıllarının yetmemesidir.

    elbette fenerbahçe camiası buna benzer maçlar, skandallar da yaşamıştır. ama böyle bir travmayı canlı kanlı yaşayan adamın hali diğerlerine oranla daha farklı oluyor. biraz da olsa kötü olasılığı düşünüp, tedbirli davranabiliyor.
  • 232
    evinde sadece 77 numaralı kanal bulunan bir birey olarak 106 dakikasını ekran başında takip ettiğim unutulmaz maç.

    inanç ve ümitsizliği, belki çaresizliği bir arada iliklerimize kadar hissettiğimiz bir gündü. herkesin aklının köşesinde birden çok fenerbahçe puan kaybı senaryosu vardı elbette ama o sezon o kadar şey yaşanmıştı ki, kimsenin uzun süre hayal etmeye bile mecali yoktu.

    muhtemelen en polyanna olanımız bile 3 hafta önce lider gittiğimiz kadıköy'de 4-0'a şükrettiğimiz o lanet derbiden sonra gözyaşlarıyla veda etmişti hayallerine.

    ama işte o zamanlar şimdikine kıyasla başkaydı. twitter yoktu, youtube yoktu. sözlük bile yoktu. evet forumlar zirve döneminde olduğu için elbette sıradan çinko karbon taraftarlıktan öte gaileler vardı ama son maç öncesi yapılan tek organizasyon para toplayıp kapalı tribüne yüzlerce gül alıp futbolculara atmaktı.

    mesela 22 nisan 2006 ile 14 mayıs 2006 arasını 2024'deki imkan ve hayat tarzıyla yaşadığımızı düşündükçe insan ürperiyor. kim bilir ne saçma sapan şeylerle boğulacaktık...

    şu an ne herhangi bir maçta atılan bir gole bu kadar sevinebilirim, ne de herhangi bir maçı bu kadar odaklanarak hatta ekran başında yorularak izleyebilirim. bu muhtemelen hepimiz için geçerlidir.

    belki de bu yüzden daha mutsuz, daha üzgün, daha yorgun, daha kırgın ve daha nefret doluyuz...
  • 233
    mevcut durumda şampiyonluk şarkıları söyleyen tüm galatasaray taraftarına ders olması gereken mücadeledir. kimse bu maçta fenerbahçe'nin hem de denizlispor kümede kalmayı garantilemişken puan kaybedeceğini düşünmüyordu. ama o maç sonucunda şampiyonluk bize döndü.
    şimdiden şampiyon olmuşuz havalarına girmeyelim.
    bugün her zamankinden daha fazla:
    konsantrasyon
  • 237
    bugünkü fenerli kafasını yaratan maç. bir anlamda bugünkü galatasaray dominasyonunun mümkün olmasını sağlayan maç da denebilir.

    fenerbahçe önceki 2 sezon şampiyon olmuştu. kadrosu uçup kaçıyordu. galatasaray çöküşteydi, beşiktaş'ın çoğunlukla olduğu gibi pek esamesi okunmuyordu. ortalık o kadar bomboştu ki fenerbahçe kibri tanrı dağları seviyesine ulaşmıştı.

    yaşı yetmeyenler bilmeyebilir, o günkü fenerli kafası bugünkünden çok farklıydı. daha bu travma yok, 3 temmuz yok. şımarıklıkları zirvedeydi. hangi fenerliyle konuşsan "para var huzur var" diyordu, "aziz başkan bağlamıştır" diyordu. "siz de basın parayı siz de şike yapın" alt metinli cümleler havada uçuşuyordu.

    bu maçtan önce fenerbahçe türkiye kupası'nda da finale kalmıştı. sloganları da şuydu: 2 kupayı getirin bize canmızı verelim size. evet fenerbahçe 2 yerel kupa uğruna can verebilecek bir camia. verdiler de zaten, hem de kazanamadan. *

    sanki 2 kupa da kazanılmış gibi bağdat caddesi süslenmişti, bütün fenerium mağazalarına vitrin süslemeleri asılmıştı. şampiyonluk tişörtleri, formalar, her şey hazırdı. o kadar eminlerdi. ama bu tarihi maç gerçekleşti ve fenerbahçe son düzlüğüne 2 kupa mottosuyla girdiği sezonu kupasız kapattı.

    kazansalardı üst üste 3. şampiyonlukları olacaktı. sonraki sezonu da onlar kazandı zaten, en az 4 yıllık bir seri yapıyorlardı. muhtemelen bu şampiyonlukların getireceği maddi ve politik güçle 2008, 2009, 2010 ve 2011 arasında da pek rakip tanımazlardı. olaylar farklı gelişeceği için 3 temmuz'u yaşamaz ve çok ciddi bir dominasyon kurarlardı. hepsinin beklentisi buydu zaten. bir de o zamanlar ciddi ciddi inandıkları "galatasaray batıyor" safsatası vardı. biz yok olacaktık, onlar tek büyük kalacaktı.

    beklenti bu kadar büyük olunca yıkım da o kadar büyüdü.

    travma sonrası stres bozukluğu diye bir şey vardır, ağır travmalar sonrasında yaşanan bu psikolojik durum bir süre sonra geçmişi farklı hatırlamaya, gerçeklerden kaçmaya yol açar. hele ki travma kişinin kendi hatasından kaynaklandıysa bunu kaldırmak çok zordur, dışarıdan bir sorumlu aranır ve o suçlanır.

    bu maç fenerbahçe'nin duvarlarını o kadar yıktı ki 2008'de yabancısız ve hocasız kadroyla biz şampiyon olabildik. 2009'da beşiktaş, 2010'da bursaspor mutlu sona ulaştı ve 2011'de şikeyi aleni şekilde yapmak zorunda kalıp yıkıldılar.

    yani dünyayı ele geçirmeyi bekleyen nazilerin rus işgaliyle kısacık sürede tarihin halısının altına süpürülmesi gibi bir yıkım yaşadılar. etkileri 18 yıldır devam ediyor.

    bugünkü fenerli kafasının sebebi bu işte. "fenerbahçe cumhuriyeti", "bir gün herkes fenerbahçeli olacak", "17'ye karşı 1" gibi kibirli tavırları gitti, "bütün dünya ve üzerindeki tüm örgütler bize kumpas kuruyor" kafası geldi.

    çünkü 2006'da kendi elleriyle en büyük rakiplerine şampiyonluk verdiklerini kabul edemiyorlar.

    çünkü 2006'da bile aslında o kadar da güçlü olmadıklarını kabul edemiyorlar.

    o sezon elle atılan gollere, şikeye şaibeye o kadar bulaşmış olmalarından bahsedemiyorlar bile.

    senelerdir galatasaray dominasyonu altında acıdan inim inim inleyen camialarını aziz babaları aşırı umutlandırdı, beklentileri zirvenin de ötesine çıkardı ancak zirveye ait olmadıkları için beceriksizce yere çakılıp öldüler. bunu anlamak ve aslında o kadar büyük olmadıklarını, sadece aziz yıldırım'ın yarattığı bir algıya kapıldıklarını itiraf etmek yerine halüsinatif inanışlara kapılıp duruyorlar o günden beri.

    başlarına galatasaray kompleksi olmayan, kendi camiasını objektif bir şekilde değerlendirebilen ve şikeye değil gelişime odaklanan sağlam bir lider - var mı camialarında öyle biri? - gelmediği sürece de toparlayamayacaklar.
  • 239
    geçen hafta o kadar yazıldı, çizildi ki biz de bu hafta fener'e kaybedip bu duruma düşmeyelim şeklinde, diye diye en sonunda bunun ucuna geldik. bizim taraftar kadar sinerjiyi/enerjiyi doğru yönetemeyen bir taraftar grubu yoktur. negatif basa basa "bak ben demiştim." mevzusuna geldi iş. yapmayın, etmeyin allah aşkına.

    19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı
  • 241
    dün bizim sıpanın(4 yaşındaki kızım) okulunda hosgeldin partisine katıldık. sınıf öğretmeni ile durumları konuşuyorduk. katılım az idi. 6 çift bahçede öğretmenin etrafında konuşuyorduk. haliyle çok uzun sürmedi, konular tekrara düşmeye başladı. arka fonda canlı mihriban performansı ile başlayan müzik ziyafeti de başlayınca herkes artık yanındakiyle sohbete yönelmeye başladı. bir şekilde yanımdaki bey ile konu futbola geldi. bana sen galatasaraylı'ya benziyorsun dedi haklıydı, kendisi fenerbahçeli imiş. ilgi çekici olan kısım 2. lig seviyesinde profesyonel futbol oynamış ve en çok bilinen isim olan yenal tuncer jenerasyonu ile denizlispor alt yapısına transfer olmuş. nasıl torpillerin döndüğünden bahsetti ve konu elbette denizlispor - fenerbahçe maçına geldi. çoğu fenerlinin şehir efsanesi olduğuna inandığı şike ayan beyan aziz yıldırım tarafından yapılmaya çalışılmış, devre arasında para dolu çantalar soyunma odasına inmiş. tesislerde çalışan çöpçülere kadar yeni telefonlar vaad edilmiş, denizlispor'un bile isteye maçı vermesi istenmiş. bunu bizzat o döneme tanık olan fenerbahçe taraftarı bir eski futbolcu söyledi. hani konfeti atıldı 5+16 dakika toplamda 21 dakikalık uzatmaya laf ediyorlar ya hani o da planın bir parçası imiş. zira malatyaspor kazanır denizlispor kaybederse düşecek takım denizlispor olacaktı. malatya maçı sonuçlanmış ve kaybetse dahi denizlispor düşmeyecekti. her şey hazırdı. ancak aziz yıldırım'dan haz etmeyen dönemin başkanı ali ipek soyunma odasına girip adam gibi oynayın yoksa sizi keserim demiş. adnan polat'ın teşvik verdiği doğru mu diye sorduğumda ise doğruysa bile kimseye belli etmeden yapmıştır, ille bunu yapacaksan sessiz yapacaksın demişti. evet denizlispor'un yegane suçu bu maçta fenere yatmaması idi. bu kadar aleni biçimde maç satın almaya çalışan ve beceremeyen başkanlarını veya sahada yenmeyi beceremeyen futbolcuları yerine yıllardır suçluyu hep başka yerlerde aradılar. hoş bugün de farklı değiller. başkanları değişiyor, sürekli bir şeyler kaybediyor ama hayal dünyalarındaki yapılara, anti fb lobilerine, kimsenin onları sevmediğine bu yolda yalnız olduklarına vb. enteresan şeylere inanmaya devam ediyorlar. gariptir kimyasalı bjkliler kullanıyor ama bunların ulaştıkları kafa bambaşka.
  • 244
    https://x.com/...OfLvXQobHuTVK-G60tgQ

    240p kalitede de olsa 7 dakikalık trt kayıtlı özeti sonunda internet ortamına düşmüş olan meşhur müsabaka. selahattin kınalı’nın kaçırdığı yüzde yüzlük pozisyonlar, çılgın atan yusuf şimşek, mustafa keçeli’nin nefis golü ve skor 1-1 olduktan sonra kaçan fenerbahçe pozisyonları.

    sonucunu bildiğim, gördüğüm ve genç yaşta maçın oynandığı stadyumun dibindeki evimizde maç çıkışı hezeyanlara birinci elden şahit olduğum halde tedirginlik ve gerginlik duygularının ardından gelen inanılmaz bir ferahlık hissini dibine kadar yaşatan bir maç.

    galatasaray’ın şerefli tarihindeki belki de en unutulmaz ve özel şampiyonluğun taçlandığı güne ilişkin 18 sene sonra ancak böylesi düşük kalitede görüntülere ulaşabilmek de masa başı oyunlarını çok iyi bilen camianın tarihindeki en kara günlerden birini nasıl ortadan yok ettiğinin ispatı niteliğinde. tahminim o ki bu maçın tam haline ilişkin kayıtlar digitürk’ün arşivlerinden dahi kaldırıldı.

    kişisel bir parantez olarak da hem galatasaray’ımın hem de memleketimin takımı denizlispor’un birlikte güldüğü hadiselerden biri olmasıyla görüntüler ayrı bir nostalji yaşatmıştır. denizlispor, atılan her türlü çamur ve iftiraya rağmen o gün maça küme düşme tehlikesi ile başlamış ve aynı anda başlayıp aynı anda tamamlanan müsabakalar sonucunda buradan aldığı 1 puanın da yardımıyla ligde kalmayı başarmıştı. denizli’de yaşayan galatasaraylılar için yakın tarihli ve muhtemelen son çifte bayram ise 19 mayıs 2019 gününde her iki takımın da şampiyonluğunun birlikte kutlanması ile yaşanmıştır.

    16 dakikanın sonunda gelen 16. şampiyonluk, galatasaray’ın yokluklar içerisinde dahi tüm imkanlara sahip olan ezeli rakibini mağlup etmesi ile sonsuza kadar hatırlanacak. bu görüntüler de yok edilse, maça dair tüm yazılı - görsel - işitsel deliller ortadan kaldırılsa da o gün unutulmayacak. ali sami yen’in ayrı, denizli atatürk stadı’nın ayrı bayram yeri olduğu ve dünyadaki tüm galatasaraylıların en mutlu günü yaşadığı o şampiyonluğa ve emeği geçenlere sonsuz şükranlarımızı bir kez daha yollayalım.
  • 245
    hayatımda galatasaray'ın maçının olduğu gün, yerine izlemeyi tercih etmek zorunda olduğum tek maç. çünkü o gün yaşadığım semtte hiçbir kahvehane veya cafe galatasaray maçını vermiyordu. maç uzadıkça gerilen fenerli arkadaşları, golden sonra buz kesilen ortamı, 1-1 olunca yaşadığım gerginliği ve fenerbahçeli yakın bir arkadaşımın "valla size bütün sene güldük ama(o sene oynadığımız 4 fb derbisinin 3'ünü kaybetmemizi kastediyor) son gülen iyi güler olucak galiba" diye umutsuzca fısıldamasını unutmayacağım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın