173
"telefonu acar" dedi ridvan, kewell'in actigindan habersiz. kewell ne oluyoruz lan demeye kalmadan durumu "oyle bisiler olmadan 3 saniye once icime dogar" diye acikladi ridvan. sonrada "kenke gittin londralar'a gelirken bize de ufak bi hediye getirirsin artik" dedi. kewell'a ne zaman yurtdisina ciksa arkadaslarina hediye alma zorunlulugundan gina gelmisti. hehehe diye gecistirip, "nerede bu nicolas nerede bu anelka" diye sordu. ridvan'in ingilizcesi yetmedigi icin premier league dan takimlar ve futbolcular saymaya basladi. araya da do, is, takes gibi fiiller sikistiriyordu. "mr brown goes to london to have fish and chips" dedi. kewell bunun sifreli konusma oldugunu anladi ve ridvan'a anelka'dan zenci diye 'brown' diye bahsetmesine bozularak, "ben de aborjin cocuguyum, atalarim zenci" dedi ve telefonu kapatti. ama sifreyi cozmustu. simdi londra'nin en iyi fish and chipscisini bulacak ve orada anelka'nin gelmesini bekleyecekti.