• 33011
    kafamı kurcalayan, ve sözlüğümüzde her daim birbirimizi yememize sebep olan birkaç konuyla ilintili uzunca bir yazı yazacağım.

    ben, zaman zaman fenerbahçe nefretinin galatasaray sevgisine ağır bastığı hissiyatına kapılıp bundan hafifçe utanç duyan bir taraftarım. fakat kendimi dibine kadar objektif bir taraftar olarak değerlendiririm. zira göz önünde duranı görmeyi reddetmek hem bir zaafiyettir, hem de neyle karşı karşıya olduğunuzun farkında olamamanıza sebep olur. bu sebeple misal, dünyadaki hiçbir kuvvet bana arda güler için, kim min jae için “balon” dedirtemez.

    şu anda bence önemli bir sıkıntıyla karşı karşıyayız. henüz bir fayda görememiş, başarıya dönüştürememiş olsalar da, fenerbahçe, futbolcu satışı konusunda ülkemizde ciddi anlamda öne çıkmaya başladı. son iki senede 2 oyuncuları, son serece sükseli, tüm dünyayı konuşturan transferler yaptılar. bu konunun önemi şu. eğer ki fenerbahçe benzer birkaç satış daha gerçekleştirirse, genç, kaliteli bir türk futbolcu için fenerbahçe’ye katılmak, tuttuğu takımdan bağımsız olarak kaçınılmaz bir karar haline dönüşür. zira biz ne kadar redderersek reddedelim, arda güler’in son günlerde yaşadıkları onbinlerce genç futbolcu adayını mest etmiştir bile çoktan.

    biz şu anda kendimizce güzel, ama sürdürülebilir olmayan bir yol tutturmuş durumdayız. fakat her sene takıma yıldız yığıp geçen seneki gibi bir takım kimyası ve başarı beklemek hayalciliktir, teker bir yerde patlar. galatasaray, kısa vadeli çözümlerin yanında yapısal yatırımlarını da yapmalı, altyapısını kesinlikle yoluna sokmalıdır.

    altyapı konusunda bence en büyük sorunumuz, yabani otları temizleyemememiz, yani bir yol olmayacağı belli futbolcuların takımla ilişiğini kesemememizdir. kendi futbolcularımızı yeterince objektif şekilde değerlendirebildiğimizi düşünmüyorum. iddia ediyorum, ışık vermeyip takımda yıllarca memur gibi takılan 100 futbolcuyu erkenden takımdan yollasak, bize en fazla 1 tanesi “keşke yollamasaydık dedirtir. 22-23 yaşına gelmiş, bu yaşa kadar en ufak ışık vermemiş adamın biletinin çoktan kesilmiş olması gerekir. bu yapılmalıdır ki alttan yeşerenlerin önü kesilmesin, dakikaları çalınmasın. hala kampa süleyman luş’u filan götürüyoruz, atalay babacan’ı filan konuşuyoruz, benim gerçekten sinirlerim zıplıyor.

    özetle, altyapı meselesi çok hayati. altyapımız yeniden bir “cazibe merkezi” haline getirilmek zorunda. bu konuyu yönetimler de taraftar da yeterince önemsemiyor diye düşünüyorum.

    (bkz: objektif taraftar)

    (bkz: galatasaray futbolcu satamıyor algısı)

    (bkz: galatasaray futbol takımı altyapısı)
App Store'dan indirin Google Play'den alın