13049
sezon sonu yollarımızı ayırmamızı istediğim kedimiz, canımız ciğerimiz efsanemiz. kendisini çok severim ve hep başarılı olmasını, mutlu olmasını isterim. kendisi galatasaray'a 11 sezonunu verdi. yeri geldiğinde parmağı kırıkken oynadı, yeri geldiğinde 20 saat yolun ertesi günü maça çıktı ve bildiğimiz kadarıyla hiç sorun çıkarmadı. bu kulüp için hiçbir zaman fedakarlık yapmaktan kaçınmadı. istikrarlı bir şekilde sağlığının elverdiği her maçta yer aldı ve bizi kendisinin seviyesine alıştırdı.
muslera, galatasaray'ın kanayan yarası olan kaleci problemini birdenbire sonlandırdı ve bize 10 sene kaleci aratmadı, birinci kaleci transferi yaptırmadı.
taffarel sonrası, muslera öncesi sezonlarda galatasaray'ın birinci kalecilerine bakalım ;
01-02 - 06-07 sezonları arası > mondragon
07-08 -> orkun uşak
08-09 -> de sanctis
09-10 -> leo franco
10-11 -> zapata
muslera öncesi 10 sezonda, sadece birinci kaleci olarak 5 tane kaleci almışız/değiştirmişiz. yedek kalecileri de düşünürsek kulüpte ciddi bir kaleci sıkıntısı olduğunu söylemek mümkündü.
bir de muslera sonrası 10 sezonda galatasaray'ın aldığı veya kiraladığı kalecilere bakalım;
14-15 sezonu -> sinan bolat (yedek kaleci)
15-16 sezonu -> cenk gönen (yedek kaleci)
17-18 sezonu -> cedric carrasso (yedek kaleci)
19-20 sezonu -> okan kocuk (yedek kaleci)
20-21 sezonu -> fatih öztürk (yedek kaleci)
muslera'dan önceki 10 sezonda aldığımız sadece as kaleci sayısı, muslera sonrası 10 sezonda takıma dışardan katılan yedek kaleci sayısına eşit. genç bir futbolcu transfer gündemimize geldiği zaman "al bunu 10 sene kafan rahat etsin" söyleyişinin gerçeğe dönüşmüş halidir fernando muslera. başka da gerçeğe dönüşmüş halini bu kulüpte ben görmedim zaten. bu kulübe 10 sezon as kaleci aratmamış, sadece o olmadığı zaman idare edecek kaleciler arayabilme rahatlığını sağlamıştır.
tüm bu saydığım faktörler bağlamında; galatasaray bir futbolcuya 2,5 milyon euro maaş verecekse, bu futbolcu zaten muslera olmalıdır. prime dönemindeyken rahatlıkla yurt dışına çıkıp avrupa'nın büyük takımlarında kalecilik yapabilirdi ama o galatasaray'ı çok sevdi. "yurt dışında bu kadar kazanamazdı, o yüzden gitmedi" diyenler olacaktır. elbette bu kadar kazanamayabilirdi ama çok daha başarılı bir kariyere ve popülerliğe de sahip olabilirdi. kaptan, kariyerini galatasaray'a adadı ve çok başarılı yıllar geçirdi. süper lig tarihinin en çok kupa kazanan yabancı futbolcusu unvanını muhtemelen uzunca bir süre elinde tutmak üzere aldı (14 kupa, galatasaray resmi sitesi). rakipler de dahil tüm ligin saygısını sevgisini kazanmış pırlanta gibi bir sporcuydu kendisi.
ancak son zamanlarda yaşadığı talihsiz ve ağır sakatlıklar, yaşının ilerleyişi, annesinin vefat etmesi gibi zorluklar, nando'yu eski performansından ve çevikliğinden uzaklaştırdı. bana kalırsa ben 37-38 yaşına kadar bu kulüpte kalmasını, sonrasında da kendisi isterse teknik ekibe katılmasını dilerim. ama galatasaray taraftarının ve tribünlerinin kendisini istemeyişi, bu kulübün bir problemi olarak görmesi benim canımı fazlaca sıkmakta. hiçbir tribün, hiçbir taraftar efsanesine bu şekilde davranmamalı. bu yüzden, muslera'nın bu sezonun sonunda ayrılmasını istiyorum. kendisinin daha fazla eleştirilmesini ve ağır sözlere, bazen küfürlere maruz kalmasını istemediğimden dolayı ayrılmasını istiyorum.
tıpkı 10 sene önce tüm galatasaraylıların söylediği gibi, muslera üzüldükçe ben de hâlâ üzülüyorum, o kurtardıkça ben de hâlâ seviniyorum. muslera bir galatasaraylının sahadaki yansımalarından biridir, sahadaki bizdir.
muslera, galatasaray'ın kanayan yarası olan kaleci problemini birdenbire sonlandırdı ve bize 10 sene kaleci aratmadı, birinci kaleci transferi yaptırmadı.
taffarel sonrası, muslera öncesi sezonlarda galatasaray'ın birinci kalecilerine bakalım ;
01-02 - 06-07 sezonları arası > mondragon
07-08 -> orkun uşak
08-09 -> de sanctis
09-10 -> leo franco
10-11 -> zapata
muslera öncesi 10 sezonda, sadece birinci kaleci olarak 5 tane kaleci almışız/değiştirmişiz. yedek kalecileri de düşünürsek kulüpte ciddi bir kaleci sıkıntısı olduğunu söylemek mümkündü.
bir de muslera sonrası 10 sezonda galatasaray'ın aldığı veya kiraladığı kalecilere bakalım;
14-15 sezonu -> sinan bolat (yedek kaleci)
15-16 sezonu -> cenk gönen (yedek kaleci)
17-18 sezonu -> cedric carrasso (yedek kaleci)
19-20 sezonu -> okan kocuk (yedek kaleci)
20-21 sezonu -> fatih öztürk (yedek kaleci)
muslera'dan önceki 10 sezonda aldığımız sadece as kaleci sayısı, muslera sonrası 10 sezonda takıma dışardan katılan yedek kaleci sayısına eşit. genç bir futbolcu transfer gündemimize geldiği zaman "al bunu 10 sene kafan rahat etsin" söyleyişinin gerçeğe dönüşmüş halidir fernando muslera. başka da gerçeğe dönüşmüş halini bu kulüpte ben görmedim zaten. bu kulübe 10 sezon as kaleci aratmamış, sadece o olmadığı zaman idare edecek kaleciler arayabilme rahatlığını sağlamıştır.
tüm bu saydığım faktörler bağlamında; galatasaray bir futbolcuya 2,5 milyon euro maaş verecekse, bu futbolcu zaten muslera olmalıdır. prime dönemindeyken rahatlıkla yurt dışına çıkıp avrupa'nın büyük takımlarında kalecilik yapabilirdi ama o galatasaray'ı çok sevdi. "yurt dışında bu kadar kazanamazdı, o yüzden gitmedi" diyenler olacaktır. elbette bu kadar kazanamayabilirdi ama çok daha başarılı bir kariyere ve popülerliğe de sahip olabilirdi. kaptan, kariyerini galatasaray'a adadı ve çok başarılı yıllar geçirdi. süper lig tarihinin en çok kupa kazanan yabancı futbolcusu unvanını muhtemelen uzunca bir süre elinde tutmak üzere aldı (14 kupa, galatasaray resmi sitesi). rakipler de dahil tüm ligin saygısını sevgisini kazanmış pırlanta gibi bir sporcuydu kendisi.
ancak son zamanlarda yaşadığı talihsiz ve ağır sakatlıklar, yaşının ilerleyişi, annesinin vefat etmesi gibi zorluklar, nando'yu eski performansından ve çevikliğinden uzaklaştırdı. bana kalırsa ben 37-38 yaşına kadar bu kulüpte kalmasını, sonrasında da kendisi isterse teknik ekibe katılmasını dilerim. ama galatasaray taraftarının ve tribünlerinin kendisini istemeyişi, bu kulübün bir problemi olarak görmesi benim canımı fazlaca sıkmakta. hiçbir tribün, hiçbir taraftar efsanesine bu şekilde davranmamalı. bu yüzden, muslera'nın bu sezonun sonunda ayrılmasını istiyorum. kendisinin daha fazla eleştirilmesini ve ağır sözlere, bazen küfürlere maruz kalmasını istemediğimden dolayı ayrılmasını istiyorum.
tıpkı 10 sene önce tüm galatasaraylıların söylediği gibi, muslera üzüldükçe ben de hâlâ üzülüyorum, o kurtardıkça ben de hâlâ seviniyorum. muslera bir galatasaraylının sahadaki yansımalarından biridir, sahadaki bizdir.
