446
çocukluğuma dair hatırladığım en büyük travma sanırım bu maçtır. maçlar dsmartta idi ve ailemden izin alarak izlemeye gittiğimi hatırlıyorum bu maçı. şanlı sabri sarıoğlu'nun bordeux maçında attığı müthiş buzzer golüyle ben de inceden havaya girmiştim. o maç sami yen'de ağlayan fransız çocukları göstermişti reji ve ben gülüyordum onlara başıma geleceklerden habersiz. okulda bile arkadaşlarımla sürekli bu maçı konuşuyorduk. teknik detayları hatırlayamasam da 2-0'dan sonra bir türlü maçı kopartamayışımız ve benim bile haberdar olduğum kronik ucuz gol yeme hastalığımız bana bir türlü huzur vermemişti.* kaldı ki 0-0 bile bize yeterken sonrasında yaşananları anlamlandırmak bugün bile çok saçma ve acı. guerrero ismini de sanırım ölene dek unutmayacağım. zira kendisi attığı iki golle boğazımı düğümlemişti önce. sonrasında da bir türlü yakaladığımız şansları değerlendiremeyip bir savunma arkası toptan 3. golü de yemiştik. bu benim için kırılma anıydı. önce durumu idrak edememiştim. bütün bunlar şaka olmalıydı. eve doğru yürürken bir anda ağlamaya başlamıştım. daha önce hıçkırarak bu kadar kötü ağlamışsam da inanın hatırlamıyorum. sevgili galatasarayımın bana yaşattığı ilk tragedya bu olmuştu. sophokles'in yazdıklarından bile daha acıydı benim için. şimdi ne lanet hamburg kaldı, ne guerrero ne de olic. 13 sene geçmiş ama ben hala unutamadım o geceyi.