32
galatasaray kariyeri yapmakta olduğum, bağımlılık yapıcı oyun serisinin sonuncusudur.
gelelim kariyere.
--bölüm 1--
tesislere ilk ayak bastığımda takımın eksiklerini biliyordum. bu takıma iki yönlü bir orta saha, bir de yerli kaleci yedeği lazımdı. önce sayın başkanla görüştük, beni odasında ağırladı ve gündemle ilgili istişare ettik. sözleşmeye imza attığımda ne kadar para alacağıma bakmamıştım bile, başkan sevindi. ek olarak fatih hocayla çalışmaya devam etmek isteyip istemediğimi sordu, fatih hoca bu kulübün efsanesidir, onun fikirleri benim için her zaman değerlidir diyerek hocamı takımda futbol direktörü yaptık. transfer için başkan iyi bir bütçe vermişti elime. gelir gelmez önce orta sahadaki eksikliği tamamlamak istiyordum, aslında 6 numara transferi de yapmak istiyorduk ancak assunçao'nun antrenmanda hiç de fena olmadığını fark edince o transferi rafa kaldırdık.
ilk transfer hedefimiz gedson fernandes olacaktı, başkası zaten olamazdı. portekizli yetkililerle yaptığımız görüşmeler olumsuzdu. 13-14 milyon arasında bir bonservis bedeli talep ediyorlardı ve paramız olsa bile mantıklı davranmalıydık. 7-8 milyon euro civarlarında direttik, vermediler. fatih hocamın yanına gittik ve açık konuştuk; "hocam, bize gedson'u getir." fatih hoca hemen rui costa'yı aradı ve 3-5 italyanca espri yaptıktan sonra "yarın geliyor, çocukları yollayın alsınlar" dedi. "ya nasıl olur?" dedik. anlaşılan hocam karizmasını ve bağlantılarını yine kullanmıştı. gedson fernandes artık galatasaraylıydı.
ikinci ve üçüncü transferleri fazla geciktirmek istemedik. başkanımızdan rica ettik, mohamed ve assunçao'nun potansiyelleri çok fazla, almalıyız başkanım dedik. o da bize hak verdi ve ertesi gün ikisi beraber açıklanırken taraftarlar transfer sarhoşu olmuşlardı.
son olarak yedek kaleci almak için trabzon'a doğru hareketlendik. medyada haberler çıkınca uğurcan'ı alıp yedek yapacağımız sanıldı ama yok artık dedik. trabzonspor'un genç kalecisi arda akbulut ile sözleşme imzaladık. hazır gelmişken bir de sol bek verelim hocam dediler, iyi verin dedik ve arif boşluk'u da kadromuza böylece kazandırmış olduk. diagne, feghouli, luyindama gibi oyuncularımızı ise elden çıkararak maaş bütçemizi büyük oranda rahatlattık.
transfer özeti ( https://gss.gs/0MI.jpg )
sezona çok kötü başladık ve doğru taktik talimatlarını bir türlü bulamadık. sürekli arayış içerisinde puan kaybı yaşıyorduk. takımda huzursuzluklar oluşmaya başlamış, taraftarın bana ve ekibime olan inancı tükenmişti. 15. haftayı geçtiğimizde tribünlerden istifa sesleri yükselmeye başlamıştı çünkü lider beşiktaş'ın 12 puan gerisinde, ligin orta sıralarındaydık. avrupa'ya da erken veda etmiştik.
bu tezahüratlardan sonra başkan burak elmas beni yanına çağırdı. "hocam" dedi, "yanlış giden şey ne? her istediğiniz oyuncuyu aldık, böyle giderse sizi kovmak zorunda kalacağız, problem ne?". başkana hak verdik ancak kendimizi de savunduk ; "sayın başkanım, çok fevri davranıyorsunuz. biraz sabredin, bu takımın önünde kimsenin duramayacağı zamanlar yakındır." bu konuşmanın ardından başkan da bize hak verdi ve ligin sonuna dek inanılmaz bir yükseliş gerçekleştirecektik.
sezon sonuna dek fikstür ( https://gss.gs/M6r.jpg )
son 16 maçın 15'ini kazanmıştık. ama o kazanamadığımız, hatta kaybettiğimiz bir maç, bizi şampiyonluktan edecekti. sezon sonu çocuklarla beraber fikstüre baktık ve "canınız sağolsun, elimizden geleni yaptık, diğer sezon böyle devam!" dedik.
puan durumu ( https://gss.gs/TfC.jpg )
şampiyonluğu sadece 2 puanla kaçırmış, türkiye kupası'nda da yarı finalde alanyaspor'a karşı adeta rezil rüsva olarak elenmiştik ( https://gss.gs/zQr.jpg ).
ancak yönetim yakaladığımız seriden ve takımın havasından memnun olduğu için bizi görevde tutmaya devam etti. sezonun hemen sonunda ise bir şok daha yaşadık. gedson fernandes'in serbest kalma bedeli sheffield tarafından ödenmişti ve gedson bizimle vedalaşmıştı. yeni sezonda çok daha farklı, çok daha iyi bir planlama yaparak eksikliğini hissetmemek gerekecekti. taraftarın bir kısmı kovulmamı istiyor, bir kısmı ise arkamda durulmasını istiyordu. ama ben taraftara kendimi kanıtlamaya kararlıydım...
gelelim kariyere.
--bölüm 1--
tesislere ilk ayak bastığımda takımın eksiklerini biliyordum. bu takıma iki yönlü bir orta saha, bir de yerli kaleci yedeği lazımdı. önce sayın başkanla görüştük, beni odasında ağırladı ve gündemle ilgili istişare ettik. sözleşmeye imza attığımda ne kadar para alacağıma bakmamıştım bile, başkan sevindi. ek olarak fatih hocayla çalışmaya devam etmek isteyip istemediğimi sordu, fatih hoca bu kulübün efsanesidir, onun fikirleri benim için her zaman değerlidir diyerek hocamı takımda futbol direktörü yaptık. transfer için başkan iyi bir bütçe vermişti elime. gelir gelmez önce orta sahadaki eksikliği tamamlamak istiyordum, aslında 6 numara transferi de yapmak istiyorduk ancak assunçao'nun antrenmanda hiç de fena olmadığını fark edince o transferi rafa kaldırdık.
ilk transfer hedefimiz gedson fernandes olacaktı, başkası zaten olamazdı. portekizli yetkililerle yaptığımız görüşmeler olumsuzdu. 13-14 milyon arasında bir bonservis bedeli talep ediyorlardı ve paramız olsa bile mantıklı davranmalıydık. 7-8 milyon euro civarlarında direttik, vermediler. fatih hocamın yanına gittik ve açık konuştuk; "hocam, bize gedson'u getir." fatih hoca hemen rui costa'yı aradı ve 3-5 italyanca espri yaptıktan sonra "yarın geliyor, çocukları yollayın alsınlar" dedi. "ya nasıl olur?" dedik. anlaşılan hocam karizmasını ve bağlantılarını yine kullanmıştı. gedson fernandes artık galatasaraylıydı.
ikinci ve üçüncü transferleri fazla geciktirmek istemedik. başkanımızdan rica ettik, mohamed ve assunçao'nun potansiyelleri çok fazla, almalıyız başkanım dedik. o da bize hak verdi ve ertesi gün ikisi beraber açıklanırken taraftarlar transfer sarhoşu olmuşlardı.
son olarak yedek kaleci almak için trabzon'a doğru hareketlendik. medyada haberler çıkınca uğurcan'ı alıp yedek yapacağımız sanıldı ama yok artık dedik. trabzonspor'un genç kalecisi arda akbulut ile sözleşme imzaladık. hazır gelmişken bir de sol bek verelim hocam dediler, iyi verin dedik ve arif boşluk'u da kadromuza böylece kazandırmış olduk. diagne, feghouli, luyindama gibi oyuncularımızı ise elden çıkararak maaş bütçemizi büyük oranda rahatlattık.
transfer özeti ( https://gss.gs/0MI.jpg )
sezona çok kötü başladık ve doğru taktik talimatlarını bir türlü bulamadık. sürekli arayış içerisinde puan kaybı yaşıyorduk. takımda huzursuzluklar oluşmaya başlamış, taraftarın bana ve ekibime olan inancı tükenmişti. 15. haftayı geçtiğimizde tribünlerden istifa sesleri yükselmeye başlamıştı çünkü lider beşiktaş'ın 12 puan gerisinde, ligin orta sıralarındaydık. avrupa'ya da erken veda etmiştik.
bu tezahüratlardan sonra başkan burak elmas beni yanına çağırdı. "hocam" dedi, "yanlış giden şey ne? her istediğiniz oyuncuyu aldık, böyle giderse sizi kovmak zorunda kalacağız, problem ne?". başkana hak verdik ancak kendimizi de savunduk ; "sayın başkanım, çok fevri davranıyorsunuz. biraz sabredin, bu takımın önünde kimsenin duramayacağı zamanlar yakındır." bu konuşmanın ardından başkan da bize hak verdi ve ligin sonuna dek inanılmaz bir yükseliş gerçekleştirecektik.
sezon sonuna dek fikstür ( https://gss.gs/M6r.jpg )
son 16 maçın 15'ini kazanmıştık. ama o kazanamadığımız, hatta kaybettiğimiz bir maç, bizi şampiyonluktan edecekti. sezon sonu çocuklarla beraber fikstüre baktık ve "canınız sağolsun, elimizden geleni yaptık, diğer sezon böyle devam!" dedik.
puan durumu ( https://gss.gs/TfC.jpg )
şampiyonluğu sadece 2 puanla kaçırmış, türkiye kupası'nda da yarı finalde alanyaspor'a karşı adeta rezil rüsva olarak elenmiştik ( https://gss.gs/zQr.jpg ).
ancak yönetim yakaladığımız seriden ve takımın havasından memnun olduğu için bizi görevde tutmaya devam etti. sezonun hemen sonunda ise bir şok daha yaşadık. gedson fernandes'in serbest kalma bedeli sheffield tarafından ödenmişti ve gedson bizimle vedalaşmıştı. yeni sezonda çok daha farklı, çok daha iyi bir planlama yaparak eksikliğini hissetmemek gerekecekti. taraftarın bir kısmı kovulmamı istiyor, bir kısmı ise arkamda durulmasını istiyordu. ama ben taraftara kendimi kanıtlamaya kararlıydım...