237
çan-biga (çanakkale) karışık ortaokullar arası çim saha futbol turnuvasında tsubasa bölümleri gibi finale çıkmak, finalde kaybetmek. tüm maçlarda ilk on birde 60 dakika (toplam oyun süresi bu kadardı yanlış hatırlamıyorsam) stoper olarak oynadım. bölge şampiyonasına gidememişti bizim takım. gerçi kazansak bile babam bölge şampiyonasına gönderir miydi bilmem, sınav senesi olduğu için sıcak bakmayabilirdi. bunu aslında sözlük yazarlarının sportif başarısızlıkları başlığına da yazabilirdim ama geldiğim nokta itibarı ile benim için başarıydı.
son maçın son on dakikasında 2-0 gerideyken hocam beni forvete gönderdi ama bizim simülasyonda tsubasa ben olmadığım için gol atamadım. maç o şekilde bitti. final maçında as santrforumuz oynamamıştı, ondan tsubasa olurdu bak. maç öncesi planlanmış bir cerrahi operasyon geçirdiği için gelememişti. yarı final maçında onun golüyle berabere kalıp penaltılarla finale çıkmıştık. o maçta penaltı atmaya gönüllü oldum ve kaçırdım, karşı taraf daha fazla kaçırdığı için finale çıktık. final maçında karşı takımda bizim iki katımız büyüklüğünde bir forvet vardı, tsubasa'daki dev oyunculara benziyordu. kojiro hyuga gibi parçaladı adam bizi. yerel bir futbol takımının alt yapısında fiziki avantajı sebebiyle üst yaş gruplarında oynuyormuş. zaten antrenörümüz ve beden eğitimi öğretmenimiz olan sami hoca karşı takımın beden eğitimi öğretmenini görünce diğer takım arkadaşlarıma çaktırmadan bana "ben tanıyorum bu arkadaşı. branşı futbol, eski profesyonel futbolcuydu. ikinci ligde (şimdiki birinci lig) uzun süre futbol oynadı. yener bunlar bizi." demişti. nitekim yendiler, roberto hongo da karşı takımın antrenörü olunca finalde dayanamadık. bizim hocanın branşı tenisti.
neden bana penaltı attırılıyor, maç sonunda servet çetin gibi umutsuzca forvete gönderiliyorum? ilk iki maçta stoper halimle üç gol atmıştım. kornerlerde ileri çıkan golcü stoperdim. gruptaki ilk maçı 10-0 almıştık, iki gol orada attım. savunmada da iyiydim. sonradan çan'daki halı saha turnuvasında da altı kişilik kadroya girdim. savunmanın ortasında tek stoper olarak yine tüm maçlarda oynadım ve bu sefer şampiyon olduk. gruptaki ilk maçı 26-0 almıştık. çok az öğrencisi olan bir okulun takımıydı. eli ayağı tutan tüm erkek öğrencilerden ancak bir takım çıkarabilmişlerdi ama çok güçsüz kalmıştı. ben de iki gol atıp haim revivo taklası atmıştım. o zamanlar çok havalı bir hareketti. bize en yakın güçte gördüğümüz takımla da aynı gruba düşmüştük. onlarla gruptaki maçımızı 5-1 kazandık. final maçında yine onlar denk geldi ve 3-0 yendik. o sene aynı zamanda okul bandosunda majördüm. ilçe stadındaki 23 nisan töreninde okul takımı eşofmanla kupayı alırken bende bando kıyafetleri vardı. okulda ve ilçede çok popülerdim. hey gidi günler...
son maçın son on dakikasında 2-0 gerideyken hocam beni forvete gönderdi ama bizim simülasyonda tsubasa ben olmadığım için gol atamadım. maç o şekilde bitti. final maçında as santrforumuz oynamamıştı, ondan tsubasa olurdu bak. maç öncesi planlanmış bir cerrahi operasyon geçirdiği için gelememişti. yarı final maçında onun golüyle berabere kalıp penaltılarla finale çıkmıştık. o maçta penaltı atmaya gönüllü oldum ve kaçırdım, karşı taraf daha fazla kaçırdığı için finale çıktık. final maçında karşı takımda bizim iki katımız büyüklüğünde bir forvet vardı, tsubasa'daki dev oyunculara benziyordu. kojiro hyuga gibi parçaladı adam bizi. yerel bir futbol takımının alt yapısında fiziki avantajı sebebiyle üst yaş gruplarında oynuyormuş. zaten antrenörümüz ve beden eğitimi öğretmenimiz olan sami hoca karşı takımın beden eğitimi öğretmenini görünce diğer takım arkadaşlarıma çaktırmadan bana "ben tanıyorum bu arkadaşı. branşı futbol, eski profesyonel futbolcuydu. ikinci ligde (şimdiki birinci lig) uzun süre futbol oynadı. yener bunlar bizi." demişti. nitekim yendiler, roberto hongo da karşı takımın antrenörü olunca finalde dayanamadık. bizim hocanın branşı tenisti.
neden bana penaltı attırılıyor, maç sonunda servet çetin gibi umutsuzca forvete gönderiliyorum? ilk iki maçta stoper halimle üç gol atmıştım. kornerlerde ileri çıkan golcü stoperdim. gruptaki ilk maçı 10-0 almıştık, iki gol orada attım. savunmada da iyiydim. sonradan çan'daki halı saha turnuvasında da altı kişilik kadroya girdim. savunmanın ortasında tek stoper olarak yine tüm maçlarda oynadım ve bu sefer şampiyon olduk. gruptaki ilk maçı 26-0 almıştık. çok az öğrencisi olan bir okulun takımıydı. eli ayağı tutan tüm erkek öğrencilerden ancak bir takım çıkarabilmişlerdi ama çok güçsüz kalmıştı. ben de iki gol atıp haim revivo taklası atmıştım. o zamanlar çok havalı bir hareketti. bize en yakın güçte gördüğümüz takımla da aynı gruba düşmüştük. onlarla gruptaki maçımızı 5-1 kazandık. final maçında yine onlar denk geldi ve 3-0 yendik. o sene aynı zamanda okul bandosunda majördüm. ilçe stadındaki 23 nisan töreninde okul takımı eşofmanla kupayı alırken bende bando kıyafetleri vardı. okulda ve ilçede çok popülerdim. hey gidi günler...