18
öncelikle yangınla mücadele sırasında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza allahtan rahmet diliyorum.
evi barkı yanan insanlara üzülmemek elde değil mal canın yongası. umarım zararları telafi edilir.
yangınların kasten çıkarılması ya da doğal nedenlerle çıkması tartışmalarınıda geçiyorum. o nedenle bundan sonra yazacaklarımı bu olaylardan bağımsız değerlendirin.
bu ağaçlar binlerce yıldır yanıyor ilk değil son olmayacak. çok uzatmayacağım bilim insanlarıda anlatıyor doğa senden benden akıllı, ders alıyor bunca yıllık tecrübe sonrası tekrar doğabilmek ve bu yangınlardan sonra da türünü sürdürebilmek için tohumlarını kozalakların içine gizliyor vs. o nedenle kendi haline bırakırsanız yanna sahalar 5 sene içerisinde kendine gelecektir. (2016 yılında yanan ve en ufak dikim yapılmayan ormanlık bölgelerde şuan 1- 1.5 metreyi aşan genç ağaç/fidan görebilirsiniz, ki ben görüyorum) 20-30 yıl insan hayatı için önemli doğa için... nokta bile değil yeter ki kendi haline bırakın.
burada hepimizin merak ettiği o alanlar o haliyle bırakılacak mı ? yoksa beton ormanına mı ya da tesise mi evrilecek.
(yanan yerlere ceviz, badem ekelim diyenleri görüyorum sağda solda... ülkemizin su sorunu çektiğini ya bilmiyorlar ya da cevizin ne kadar su istediğini bilmiyorlar.sadece dikim sonrası 10 litre fidan başına can suyu isteyen bitkiler bunlar ayrıca oraları ceviz, badem, zeytin olursa kimyasal gübre atmadan durulacağını sanan varsa çok iyimser görüyorum kendilerini...) orman demek sadece ağaç demek değil bunun ot'u var, börtüsü var böceği var vs. insanı uzak tutmak lazım. neyse geçelim.
yıllardır derim bu ülkede en düzgün çalışan devlet kurumu orman müdürlükleridir diye (tarım kısmı değil) çünkü çok büyük bir rant yok, ormanların bakım, genişleme, koruma, kesim gibi işlemleri 50 yıllık master planlar üzerinden gittiği için adamlar işlerini sessiz sedasız mis gibi yapıyordu ta ki malum zihniyet oradan da bir rant oluşturana kadar.
herkesin çılgın gibi bağış yaptığı fidan dikme işine gelecek olursak bu işi bile ihaleye açıp özel sektöre vermiş bir zihniyetten bahsediyoruz. google'a fidan dikim ihalesi yazın bakın neler çıkıyor ve ihaleyi veren bakanlığa dikkat edin, tıpkı yangın söndürme uçakları gibi bu hizmetleri bile kiralık almayı marifet biliyor bu adamlar oysa bu kar ve rant getirmesi gereken bir "sektör" değil devlet poltikasının uygulanması gereken gelecek nesillere aktırlması için korunması gereken "milli servet" ama adamlar mümkün olsa yangına sıkılacak suyu bile ihaleyle alacaklar.
son olarak geçen gün antalya'da bir ziraat mühendisi arkadaş ile konuşurken kendisi anlatı fidan dikim işini devletin kadrolu personeli yaparken ekilen 10 ağaçtan 7 tanesi tutuyorken bu iş özel sektöre verildikten sonra bu oran 1.7'ye düşmüş... sözün bittiği yer de burası.
evi barkı yanan insanlara üzülmemek elde değil mal canın yongası. umarım zararları telafi edilir.
yangınların kasten çıkarılması ya da doğal nedenlerle çıkması tartışmalarınıda geçiyorum. o nedenle bundan sonra yazacaklarımı bu olaylardan bağımsız değerlendirin.
bu ağaçlar binlerce yıldır yanıyor ilk değil son olmayacak. çok uzatmayacağım bilim insanlarıda anlatıyor doğa senden benden akıllı, ders alıyor bunca yıllık tecrübe sonrası tekrar doğabilmek ve bu yangınlardan sonra da türünü sürdürebilmek için tohumlarını kozalakların içine gizliyor vs. o nedenle kendi haline bırakırsanız yanna sahalar 5 sene içerisinde kendine gelecektir. (2016 yılında yanan ve en ufak dikim yapılmayan ormanlık bölgelerde şuan 1- 1.5 metreyi aşan genç ağaç/fidan görebilirsiniz, ki ben görüyorum) 20-30 yıl insan hayatı için önemli doğa için... nokta bile değil yeter ki kendi haline bırakın.
burada hepimizin merak ettiği o alanlar o haliyle bırakılacak mı ? yoksa beton ormanına mı ya da tesise mi evrilecek.
(yanan yerlere ceviz, badem ekelim diyenleri görüyorum sağda solda... ülkemizin su sorunu çektiğini ya bilmiyorlar ya da cevizin ne kadar su istediğini bilmiyorlar.sadece dikim sonrası 10 litre fidan başına can suyu isteyen bitkiler bunlar ayrıca oraları ceviz, badem, zeytin olursa kimyasal gübre atmadan durulacağını sanan varsa çok iyimser görüyorum kendilerini...) orman demek sadece ağaç demek değil bunun ot'u var, börtüsü var böceği var vs. insanı uzak tutmak lazım. neyse geçelim.
yıllardır derim bu ülkede en düzgün çalışan devlet kurumu orman müdürlükleridir diye (tarım kısmı değil) çünkü çok büyük bir rant yok, ormanların bakım, genişleme, koruma, kesim gibi işlemleri 50 yıllık master planlar üzerinden gittiği için adamlar işlerini sessiz sedasız mis gibi yapıyordu ta ki malum zihniyet oradan da bir rant oluşturana kadar.
herkesin çılgın gibi bağış yaptığı fidan dikme işine gelecek olursak bu işi bile ihaleye açıp özel sektöre vermiş bir zihniyetten bahsediyoruz. google'a fidan dikim ihalesi yazın bakın neler çıkıyor ve ihaleyi veren bakanlığa dikkat edin, tıpkı yangın söndürme uçakları gibi bu hizmetleri bile kiralık almayı marifet biliyor bu adamlar oysa bu kar ve rant getirmesi gereken bir "sektör" değil devlet poltikasının uygulanması gereken gelecek nesillere aktırlması için korunması gereken "milli servet" ama adamlar mümkün olsa yangına sıkılacak suyu bile ihaleyle alacaklar.
son olarak geçen gün antalya'da bir ziraat mühendisi arkadaş ile konuşurken kendisi anlatı fidan dikim işini devletin kadrolu personeli yaparken ekilen 10 ağaçtan 7 tanesi tutuyorken bu iş özel sektöre verildikten sonra bu oran 1.7'ye düşmüş... sözün bittiği yer de burası.