5229
son birkaç ayda açıklamalarıyla hata üstüne hata yapan başkan. sağlıkçı değilim ancak beyinde oluşan problemlerin insanın kişiliğini, psikolojisini nasıl değiştirebileceğini bilen biriyim.
bence başkan nevi şahsına münhasır tarzını korumakla birlikte çok değişti. pot kırmaları, kısadan hisseleri her zaman vardı ancak ben bu kadar konu dışına çıktığını, lafını unuttuğunu, dakikalarca alakasız şeyler konuştuğunu görmemiştim. rahatsızlığından sonra sık sık görür olduk. dün zirveye ulaştı.
eminim başkan 2018 yılında bu rahatsızlığı yaşasaydı söz verdiği seçimi yapmazdı. aynı şekilde hastalanmasaydı bugün de bu hataları yapmazdı.
fatih terim ile aralarındaki artık husumet seviyesine varan durum ise özünde tartışılır. başkan kontrolsüz açıklamalarıyla haklıysa da çoğuna göre haksız duruma düştü. fakat benim de altımda “hadi lan oradan sen kimsin ben varken?” tavrında olan biri çalışsa bir yerde tepkimi gösteririm. fatih hocayı severim ama kabul etmek gerekir ki hoca fazla duygusal ve alıngan. istifa edecektim ama söz verdim dedi defalarca. 2019’da göztepe deplasmanından sonra, bu sene kupadaki malatya deplasmanı sonrası bu minvalde açıklamalar yaptı. e zorla mı söz verdirttik? söz verdiysen içine atarsın. ya da etraflıca düşünmeden vermezsin o sözü en başında. en kötü söz verdim ama kusura bakmayın ben istifa ediyorum dersin. bu bile yaptığından daha iyi. taraftarı da çaresiz aşık modunda görüyorum. vallahi üzülüyorum. sevgili her hatada laf sokuyor, ayrılmak istiyorum ama kıyamıyorum diyor, bizim gariban da nolur beni bırakma diye yalvarıyor sürekli. bir yerden sonra da başlarım böyle aşkın ızdırabına dersin. başkan da bir taraftar, el mahkum artık aşkın ızdırabı modunu açtı. hoca 3 senedir çeşitli zamanlarda basının önünde yönetimi eleştirirken, başkan hep ılımlı yaklaştı. en sonunda düşman damgasını yiyince patladı. zaten mustafa cengiz baskın seçim öncesi hocayı ilk önerendi. ilişkileri de gayet iyi başlamıştı.
başkana dönersek, ben de fatih hoca gibi fazla duygusal olduğumdan hatalarının çoğunu hastalığına veriyorum. belli ki çevresinde kendisine söz geçirebilen biri de yok. başkanlığı en geç kış transfer dönemi sonrası bırakmalıydı. belki de efsane başkan olarak anılacaktı. ben yine öyle anacağım ama benimki kişisel. en başından beri çok sevdim başkanı. bu arada kimse hastalığına vermek zorunda değil. hayat devam ediyor, burası galatasaray.
ancak kötü niyetli diyenler görüyorum, ayıp ediyorlar. fatih terim’i sevmiyor diye kötü niyetli diyorsan zaten saçmalıyorsun. buna diyecek bir şey yok. ben fatih terim’le iyi anlaşıp anlaşmadığına değil, galatasaray’ın iyiliğini düşünüp düşünmediğine bakarım. başkanın kulübün aleyhine bilinçli bir hareketini de görmedim.
allah şifa versin fakat başkanın durumu belli. kendisi de farkında. umarım artık bırakıp kalan ömrünü ailesiyle geçirir. stresten uzak, maçları televizyondan izleyerek torun sevmesi en doğrusu.
bence başkan nevi şahsına münhasır tarzını korumakla birlikte çok değişti. pot kırmaları, kısadan hisseleri her zaman vardı ancak ben bu kadar konu dışına çıktığını, lafını unuttuğunu, dakikalarca alakasız şeyler konuştuğunu görmemiştim. rahatsızlığından sonra sık sık görür olduk. dün zirveye ulaştı.
eminim başkan 2018 yılında bu rahatsızlığı yaşasaydı söz verdiği seçimi yapmazdı. aynı şekilde hastalanmasaydı bugün de bu hataları yapmazdı.
fatih terim ile aralarındaki artık husumet seviyesine varan durum ise özünde tartışılır. başkan kontrolsüz açıklamalarıyla haklıysa da çoğuna göre haksız duruma düştü. fakat benim de altımda “hadi lan oradan sen kimsin ben varken?” tavrında olan biri çalışsa bir yerde tepkimi gösteririm. fatih hocayı severim ama kabul etmek gerekir ki hoca fazla duygusal ve alıngan. istifa edecektim ama söz verdim dedi defalarca. 2019’da göztepe deplasmanından sonra, bu sene kupadaki malatya deplasmanı sonrası bu minvalde açıklamalar yaptı. e zorla mı söz verdirttik? söz verdiysen içine atarsın. ya da etraflıca düşünmeden vermezsin o sözü en başında. en kötü söz verdim ama kusura bakmayın ben istifa ediyorum dersin. bu bile yaptığından daha iyi. taraftarı da çaresiz aşık modunda görüyorum. vallahi üzülüyorum. sevgili her hatada laf sokuyor, ayrılmak istiyorum ama kıyamıyorum diyor, bizim gariban da nolur beni bırakma diye yalvarıyor sürekli. bir yerden sonra da başlarım böyle aşkın ızdırabına dersin. başkan da bir taraftar, el mahkum artık aşkın ızdırabı modunu açtı. hoca 3 senedir çeşitli zamanlarda basının önünde yönetimi eleştirirken, başkan hep ılımlı yaklaştı. en sonunda düşman damgasını yiyince patladı. zaten mustafa cengiz baskın seçim öncesi hocayı ilk önerendi. ilişkileri de gayet iyi başlamıştı.
başkana dönersek, ben de fatih hoca gibi fazla duygusal olduğumdan hatalarının çoğunu hastalığına veriyorum. belli ki çevresinde kendisine söz geçirebilen biri de yok. başkanlığı en geç kış transfer dönemi sonrası bırakmalıydı. belki de efsane başkan olarak anılacaktı. ben yine öyle anacağım ama benimki kişisel. en başından beri çok sevdim başkanı. bu arada kimse hastalığına vermek zorunda değil. hayat devam ediyor, burası galatasaray.
ancak kötü niyetli diyenler görüyorum, ayıp ediyorlar. fatih terim’i sevmiyor diye kötü niyetli diyorsan zaten saçmalıyorsun. buna diyecek bir şey yok. ben fatih terim’le iyi anlaşıp anlaşmadığına değil, galatasaray’ın iyiliğini düşünüp düşünmediğine bakarım. başkanın kulübün aleyhine bilinçli bir hareketini de görmedim.
allah şifa versin fakat başkanın durumu belli. kendisi de farkında. umarım artık bırakıp kalan ömrünü ailesiyle geçirir. stresten uzak, maçları televizyondan izleyerek torun sevmesi en doğrusu.