32
marks, engels uyanın. avrupa'nın başında yeni bir heyula bela dolaşıyor. galatasaray belası!
daha önce dolaşmıştı ama bu sefer farklı. o zamanki hayaletler göründüler. tam bir bela oldular. hiç hesapta olmayan kupaları alıp ülkelerine getirdiler. avrupalıların bu sarı kırmızılı hayalet belasından kurtulmaları yıllarını aldı. aslında kurtulmuş sayılırlardı. 10 yıldan beri, hayaletler uykudaydı, hiç bir tehdit oluşturmuyorlardı. hayırlara vesileydi, korkulu rüya görmemek için uyanık kalmayı yeğlediler yıllarca. tam unutulmaya yüz tutmuştu ki kabus, derin hülyalara daldılar yeniden.
dün gece ispanya göklerinde devriyeye çıktı hayaletler. evet bu hayaletler tam hayalet, görünmüyorlar, görülseler tecrübeli avrupalılar önlem alacaklar. göremedikleri şeyi, neye yoracaklar?
1-1 berabere kaldı takım. dünya'daki bütün galatasaraylılara sorsan bu sonuca el sıkışır. yalama türk spor medyası şans dedi. ben maçı dikkatle izledim, öyle atletik madrid'in aman aman bir üstünlüğü yoktu. leo'ya gelen cılız bir kaç hantal bedenine çarptı, kurtardı dediler. buna karşın biz kale önlerinde çok daha net olarak göründük. ve 3 gün önce barca'yı net ve güzel oyunla yenen atletico madrid'lilerden, oynamadan, görünmeden, sihirle kerametle turu aldık.
iddiaya girerim, servet, sarp, balta, karşı takımda oynasa, kulübede onların yerine emre, ayhan, barış oynasa, hezimete uğratır dönerdik. bu bizdeki kazma, balta adamların artık futbol dişi bir güçlerinin olduğuna inanıyorum. ya bir kozmik enerji yayıyorlar, ya pis bir kimyasal ilaç salgılıyorlar, büyü, hokkabazlık, ne derseniz deyin futbolcu demeyin de.
koskoca rijkaard bunlardaki kerameti biliyor onun için oynatıyor, bizlere söylemiyorsa lafım yok. söylemesin oynatsın. bu adamlarla bizim iyi futbol oynamamız imkansız. bakın tur atlarız, şampiyon oluruz, ama iyi futbol oynayamayız. daha önemlisi hiç bir takım bize karşı iyi oyun ortaya koyamaz. demek bu da bir taktik. neticeye bakarsak, taktik işledi. kötü oynayarak tur atlıyoruz, hiç oynamayarak lider oluyoruz. eşi benzeri varsa hatırlatın yazalım.
şu servet'in, ligdeki en kötü takım denizlispor stoperinden ne fazlası var acaba?. her hangi biri o mevkide oynasa servet'ten daha kötü ne yapabilir? mustafa sarp top bizdeyken, saydığım özelliği sayesinde görünmüyor, hayalet oluyor. olumlu, güzel futbola katkısı sıfırın altında. varsa yoksa oynatmamaya dayalı bir stil geliştirmiş, bizlere dayatılıyor.
hayalet futbolcularla, bu kadar kötü oyunla, bu kadar berbat kazmalarla oynayan takım nasıl oluyor da tur atlayabiliyor? araştırılması gerekir mi? yoksa spor der geçiştirilebilir mi? ne kadar gider böyle?
milyonlarca galatasaray'lıya sorulsa, gökhan zan'ın eksikliğini hisseden bir kişi bile çıkmaz iken, baros'un eksikliğini duymayan tek bir taraftar da bulamazsınız. biri galatasaray'ın kayıp puansız tepelerde olduğu zamanların stoperi, diğeri öyle böyle olmadığı zamanlar lider olan takımın santrforu. aslında her şeyin tam tersi olması gerekmez mi? gökhan zan yokken bir araba gol yiyen savunmada ismi cismi hatırlanmıyor, iyileşecek diye ödümüz patlıyor.
galatasaray oyuncu kadrosu bu haliyle, armonik gelmiyor. bir tarafta çok klas futbolcular bir tarafta futbolcu bile sayılmayacak olanlar. hani bir zamanlar cihan haspolatlı, frank ribery'le aynı takımda oynamıştı. aynısı bana göre, elano blumer, mustafa sarp'la aynı takımda olamaz arkadaş, sporun doğasına ters. arda turan, servet'ten iyi pas bekleyemez. dolayısıyla bunların tamamını seyreden bizler iyi futbolu oynarken çok zor görürüz.
gökhan sakatlanmasa, lukas'ı göremeyecektik, keita afrika kupasına gitmese, kewell ameliyat olmasa caner kulübede çürümüş olacaktı. kadroyu biraz da konuya tabi güçler oluşturuyor. bizde işin kolayına kaçıp teslim olsak mi acaba? yüce göke. bir bildikleri vardır deyip keyfini çıkarmaya bakalım.
sırat köprüsünün başlangıcındayız, günahlarımız, sevaplarımızla kıldan ince kılıçtan keskin günlere girdik. bu hayalet takım, ya bize yeni bir rüya yaşatacak. ya uyanıp gerçeklerle baş başa kalacağız.
daha önce dolaşmıştı ama bu sefer farklı. o zamanki hayaletler göründüler. tam bir bela oldular. hiç hesapta olmayan kupaları alıp ülkelerine getirdiler. avrupalıların bu sarı kırmızılı hayalet belasından kurtulmaları yıllarını aldı. aslında kurtulmuş sayılırlardı. 10 yıldan beri, hayaletler uykudaydı, hiç bir tehdit oluşturmuyorlardı. hayırlara vesileydi, korkulu rüya görmemek için uyanık kalmayı yeğlediler yıllarca. tam unutulmaya yüz tutmuştu ki kabus, derin hülyalara daldılar yeniden.
dün gece ispanya göklerinde devriyeye çıktı hayaletler. evet bu hayaletler tam hayalet, görünmüyorlar, görülseler tecrübeli avrupalılar önlem alacaklar. göremedikleri şeyi, neye yoracaklar?
1-1 berabere kaldı takım. dünya'daki bütün galatasaraylılara sorsan bu sonuca el sıkışır. yalama türk spor medyası şans dedi. ben maçı dikkatle izledim, öyle atletik madrid'in aman aman bir üstünlüğü yoktu. leo'ya gelen cılız bir kaç hantal bedenine çarptı, kurtardı dediler. buna karşın biz kale önlerinde çok daha net olarak göründük. ve 3 gün önce barca'yı net ve güzel oyunla yenen atletico madrid'lilerden, oynamadan, görünmeden, sihirle kerametle turu aldık.
iddiaya girerim, servet, sarp, balta, karşı takımda oynasa, kulübede onların yerine emre, ayhan, barış oynasa, hezimete uğratır dönerdik. bu bizdeki kazma, balta adamların artık futbol dişi bir güçlerinin olduğuna inanıyorum. ya bir kozmik enerji yayıyorlar, ya pis bir kimyasal ilaç salgılıyorlar, büyü, hokkabazlık, ne derseniz deyin futbolcu demeyin de.
koskoca rijkaard bunlardaki kerameti biliyor onun için oynatıyor, bizlere söylemiyorsa lafım yok. söylemesin oynatsın. bu adamlarla bizim iyi futbol oynamamız imkansız. bakın tur atlarız, şampiyon oluruz, ama iyi futbol oynayamayız. daha önemlisi hiç bir takım bize karşı iyi oyun ortaya koyamaz. demek bu da bir taktik. neticeye bakarsak, taktik işledi. kötü oynayarak tur atlıyoruz, hiç oynamayarak lider oluyoruz. eşi benzeri varsa hatırlatın yazalım.
şu servet'in, ligdeki en kötü takım denizlispor stoperinden ne fazlası var acaba?. her hangi biri o mevkide oynasa servet'ten daha kötü ne yapabilir? mustafa sarp top bizdeyken, saydığım özelliği sayesinde görünmüyor, hayalet oluyor. olumlu, güzel futbola katkısı sıfırın altında. varsa yoksa oynatmamaya dayalı bir stil geliştirmiş, bizlere dayatılıyor.
hayalet futbolcularla, bu kadar kötü oyunla, bu kadar berbat kazmalarla oynayan takım nasıl oluyor da tur atlayabiliyor? araştırılması gerekir mi? yoksa spor der geçiştirilebilir mi? ne kadar gider böyle?
milyonlarca galatasaray'lıya sorulsa, gökhan zan'ın eksikliğini hisseden bir kişi bile çıkmaz iken, baros'un eksikliğini duymayan tek bir taraftar da bulamazsınız. biri galatasaray'ın kayıp puansız tepelerde olduğu zamanların stoperi, diğeri öyle böyle olmadığı zamanlar lider olan takımın santrforu. aslında her şeyin tam tersi olması gerekmez mi? gökhan zan yokken bir araba gol yiyen savunmada ismi cismi hatırlanmıyor, iyileşecek diye ödümüz patlıyor.
galatasaray oyuncu kadrosu bu haliyle, armonik gelmiyor. bir tarafta çok klas futbolcular bir tarafta futbolcu bile sayılmayacak olanlar. hani bir zamanlar cihan haspolatlı, frank ribery'le aynı takımda oynamıştı. aynısı bana göre, elano blumer, mustafa sarp'la aynı takımda olamaz arkadaş, sporun doğasına ters. arda turan, servet'ten iyi pas bekleyemez. dolayısıyla bunların tamamını seyreden bizler iyi futbolu oynarken çok zor görürüz.
gökhan sakatlanmasa, lukas'ı göremeyecektik, keita afrika kupasına gitmese, kewell ameliyat olmasa caner kulübede çürümüş olacaktı. kadroyu biraz da konuya tabi güçler oluşturuyor. bizde işin kolayına kaçıp teslim olsak mi acaba? yüce göke. bir bildikleri vardır deyip keyfini çıkarmaya bakalım.
sırat köprüsünün başlangıcındayız, günahlarımız, sevaplarımızla kıldan ince kılıçtan keskin günlere girdik. bu hayalet takım, ya bize yeni bir rüya yaşatacak. ya uyanıp gerçeklerle baş başa kalacağız.