137
düşünce olarak temelleri 2000 yılında kurulan g 14'e kadar uzanan şey. daha da geriye bakıldığında 1983 yılında avrupa'da ilk defa bir futbol takımı halka arz olayını gerçekleştirmiş. 2003 yazında chelsea bünyesindeki şirketleri açık arttırma sonucu satın alan roman abramovic bu alanda öne çıkıp dünyada duyulan ilk isim oldu.
doksanların başında premier league ve şampiyonlar ligi gibi marka oluşturma denemeleri yapılmış. 2000 yılına gelindiğinde 14 takım bir araya gelerek bir birlik oluşturuyor. daha sonra 18 takıma yükseliyor sayı, 2008 yılında nüfus ve şekil değiştirerek kendini feshediyor. 2003-04 gibi yıllarda ütopik bir söylem olarak ortaya çıkıyor bu lig. makasın açılması olayı da aslında taa o yıllarda başlıyor, bizim para babası başkan ekolü ve enformasyon yetersizliğimiz yüzünden bunu idrak etmemiz her zamanki gibi daha geç oluyor.
şampiyonlar ligi'nde esinlenerek kurulan euroleague zaman içinde takımlar için lisans sistemine geçince bunun futbola entegrasyonu daha da yüksek sesle dillendirilmeye başlanmıştı. taa ünal aysal döneminde buna dair demeçlere rastlanabilir. ya da sözlükteki başlığı 2016 yılında falan açılmıştır. 2021 yılının 18 nisan'ını 19 nisan'a bağlayan gece radikal bir kararla "kurulduğu" ilan edildi bu organizasyonun. henüz sadece bir açıklamadan ibaret olsa da etkisi büyük oldu futbol kamuoyunda.
ancak bunca yıldır nadasa yatırılmasa da söylem bazında kalan bu fikir için pandemi krizi sebebiyle avrupa'nın ekonomik anlamda en büyük 20 kulübünün* bir yılda 1.1 milyar euro gelir kaybına uğradığı ve önümüzdeki iki yılda yine bu 20 kulübün 2 milyar euro daha gelir kaybı beklediği bu günlerde aksiyon alınması tesadüf değil elbette. biz "varda photoshopla göt büyüten operatör hangi örgüte üyeymiş" kavgasından başımızı kaldıramadığımız için haberdar olmasak da son 5-6 aydır ciddi ciddi lobi faaliyeti yürütülen bir konuydu.
yine bizim gaassaray-fener sidik yarışı sulandırsa da, takım bazında olmasa dahi ülke bazında bir katılım hakkı önerilmesi en muhtemel ülkelerden biri türkiye. her ne kadar ortaya çıkan ürün olmasa da dönen para olarak avrupa'da bu tarz bir organizasyona küçük balık olarak çağrılacak potansiyel ülkeler arasında sayılırız. asıl büyük engel euro kurunun yüksek olmasının taraftar geliri konusunda bizim kulüplere bayağı bir handikap çıkaracağı. bizim 500 birim parayla aldığımız formadan kalacak 3-4 euroyu adamlar 50 birim parayla falan bırakacak kulüplerine.
olur mu olmaz mı, bunu zaman gösterecek. ama uefa'dan fifa'dan ziyade bu işe sponsor olacak çevrelerin tavrının belirleyici olacağı kaçınılmaz bir gerçek. bu arada makasın açılmasına bir örnek. 20 avrupa kulübü, bizim 4 "büyük" kulübün toplam borcu kadar bir "gelir kaybına" uğradığı için yaşanıyor tüm bu tantana. bu lig düzenlenirse ve bir şekilde türkiye'den bir takım kabul edilirse ya da türkiye'ye bir kota verilirse dahi bizim bu kafayla o seviyelere çıkmamız imkansız...
doksanların başında premier league ve şampiyonlar ligi gibi marka oluşturma denemeleri yapılmış. 2000 yılına gelindiğinde 14 takım bir araya gelerek bir birlik oluşturuyor. daha sonra 18 takıma yükseliyor sayı, 2008 yılında nüfus ve şekil değiştirerek kendini feshediyor. 2003-04 gibi yıllarda ütopik bir söylem olarak ortaya çıkıyor bu lig. makasın açılması olayı da aslında taa o yıllarda başlıyor, bizim para babası başkan ekolü ve enformasyon yetersizliğimiz yüzünden bunu idrak etmemiz her zamanki gibi daha geç oluyor.
şampiyonlar ligi'nde esinlenerek kurulan euroleague zaman içinde takımlar için lisans sistemine geçince bunun futbola entegrasyonu daha da yüksek sesle dillendirilmeye başlanmıştı. taa ünal aysal döneminde buna dair demeçlere rastlanabilir. ya da sözlükteki başlığı 2016 yılında falan açılmıştır. 2021 yılının 18 nisan'ını 19 nisan'a bağlayan gece radikal bir kararla "kurulduğu" ilan edildi bu organizasyonun. henüz sadece bir açıklamadan ibaret olsa da etkisi büyük oldu futbol kamuoyunda.
ancak bunca yıldır nadasa yatırılmasa da söylem bazında kalan bu fikir için pandemi krizi sebebiyle avrupa'nın ekonomik anlamda en büyük 20 kulübünün* bir yılda 1.1 milyar euro gelir kaybına uğradığı ve önümüzdeki iki yılda yine bu 20 kulübün 2 milyar euro daha gelir kaybı beklediği bu günlerde aksiyon alınması tesadüf değil elbette. biz "varda photoshopla göt büyüten operatör hangi örgüte üyeymiş" kavgasından başımızı kaldıramadığımız için haberdar olmasak da son 5-6 aydır ciddi ciddi lobi faaliyeti yürütülen bir konuydu.
yine bizim gaassaray-fener sidik yarışı sulandırsa da, takım bazında olmasa dahi ülke bazında bir katılım hakkı önerilmesi en muhtemel ülkelerden biri türkiye. her ne kadar ortaya çıkan ürün olmasa da dönen para olarak avrupa'da bu tarz bir organizasyona küçük balık olarak çağrılacak potansiyel ülkeler arasında sayılırız. asıl büyük engel euro kurunun yüksek olmasının taraftar geliri konusunda bizim kulüplere bayağı bir handikap çıkaracağı. bizim 500 birim parayla aldığımız formadan kalacak 3-4 euroyu adamlar 50 birim parayla falan bırakacak kulüplerine.
olur mu olmaz mı, bunu zaman gösterecek. ama uefa'dan fifa'dan ziyade bu işe sponsor olacak çevrelerin tavrının belirleyici olacağı kaçınılmaz bir gerçek. bu arada makasın açılmasına bir örnek. 20 avrupa kulübü, bizim 4 "büyük" kulübün toplam borcu kadar bir "gelir kaybına" uğradığı için yaşanıyor tüm bu tantana. bu lig düzenlenirse ve bir şekilde türkiye'den bir takım kabul edilirse ya da türkiye'ye bir kota verilirse dahi bizim bu kafayla o seviyelere çıkmamız imkansız...