4393
dursun özbek döneminden sonra elini taşın altına koyan başkandır. sözüm ona şu an türeyen yeni "zengin ve itibarlı" başkan adayları, ffp pençesinde geçeceği beli olan 3 sezon öncesinde takımı tabiri caizse başı boş bırakmış, itibarlarını kaybetmek istememişlerdir. şimdi ffp düzenlemelerinden kurtulacağımız sezon türeyen her yeni başkan adayından daha çok güveniyorum ben kendilerine.
yine sözüm ona efsane mertebesine yükseltilen ve belçika'dan kulüp alıp galatasaray'ın gelişim merkezi haline getirme hayali ile büyük bir vizyon ortaya koyan ünal aysal başkan da, tıpkı şu an türeyen başkan adayları gibi kendi itibarını galatasaray'ın menfaatlerinden üstün görmüş; başarılı giden, ligi domine eden takımdan önce teknik direktörünü ayırmış, sonrasında kendisi görevi bırakmıştır.
mustafa cengiz yönetimi'nin hataları vardır elbette. bu hatalar özellikle transfer dönemlerinde daha da ayyuka çıkmaktadır. ancak unutulmasın ki, fatih terim'in dördüncü döneminde gelen başarılar onlara rağmen değil, onlarla beraber gelen başarılardır.
taraftar ister, transfer ister, her maç galibiyet ister. 94 ve sonrası doğumlu renktaşlarımız, özellikle z kuşağı olarak adlandırılan ve sosyal medyanın içinde büyüyen kuşaktan olanlar, algı üzerine bir gerçeklik içinde yaşamaya malesef alışmış durumdalar. bu takımın en başarısız yönetimi olarak kendilerini görenler için başka bir açıklama getiremiyorum çünkü mantıklı olarak. ve yine, deneme şansım olmasa da biliyorum ki, bu takımın efsane sezonları olan 96-2000 yılları arasında eğer sosyal medya olsaydı;
vedat inceefe transferi, bülent korkmaz krizleri, arif erdem'in kaçırdığı goller, beklenmeyen puan kayıpları, hatta hagi transferi (avrupa'da başarılı olamamış yaşlı oyuncu), ümit davala, hasan şaş transferleri (anadolu topçusu) derken ne yönetim kalırdı ne fatih terim.
lütfen olayları biraz sağduyu içerisinde değerlendirelim. başarılı günlere, hep birlikte.
yine sözüm ona efsane mertebesine yükseltilen ve belçika'dan kulüp alıp galatasaray'ın gelişim merkezi haline getirme hayali ile büyük bir vizyon ortaya koyan ünal aysal başkan da, tıpkı şu an türeyen başkan adayları gibi kendi itibarını galatasaray'ın menfaatlerinden üstün görmüş; başarılı giden, ligi domine eden takımdan önce teknik direktörünü ayırmış, sonrasında kendisi görevi bırakmıştır.
mustafa cengiz yönetimi'nin hataları vardır elbette. bu hatalar özellikle transfer dönemlerinde daha da ayyuka çıkmaktadır. ancak unutulmasın ki, fatih terim'in dördüncü döneminde gelen başarılar onlara rağmen değil, onlarla beraber gelen başarılardır.
taraftar ister, transfer ister, her maç galibiyet ister. 94 ve sonrası doğumlu renktaşlarımız, özellikle z kuşağı olarak adlandırılan ve sosyal medyanın içinde büyüyen kuşaktan olanlar, algı üzerine bir gerçeklik içinde yaşamaya malesef alışmış durumdalar. bu takımın en başarısız yönetimi olarak kendilerini görenler için başka bir açıklama getiremiyorum çünkü mantıklı olarak. ve yine, deneme şansım olmasa da biliyorum ki, bu takımın efsane sezonları olan 96-2000 yılları arasında eğer sosyal medya olsaydı;
vedat inceefe transferi, bülent korkmaz krizleri, arif erdem'in kaçırdığı goller, beklenmeyen puan kayıpları, hatta hagi transferi (avrupa'da başarılı olamamış yaşlı oyuncu), ümit davala, hasan şaş transferleri (anadolu topçusu) derken ne yönetim kalırdı ne fatih terim.
lütfen olayları biraz sağduyu içerisinde değerlendirelim. başarılı günlere, hep birlikte.