1074
başarısızlıktaki sorunları sıralamak gerekirse;
önemli bir sorun mevcut sakatlıklardır. takımın forvet eksikliği, son maçta başımıza neler gelebileceğini açıkca bize göstermiştir. atletico madrid maçlarının da ne kadar riskli olduğunu tekrardan anlamamızı sağlamıştır. keita-elano-arda üçlüsünün bulunduğu hiçbir maçta pozisyon üretme sorunu yaşamayacağımızı düşünenlerdenim. dolayısıyla sakatlık sorununun derinden etkilediği ilk mevki takımın forvet mevkisidir.
ikinci önemli sorun, keita ile ikili oynadığında fişek kıvamına gelen sabri'nin eksikliğidir. o noktada denenen şeyler şu ana kadar hiç de beklendiği gibi sonuç vermemiştir. rijkaard'ın oynattığı futbolda beklerin önemi açıkca ortadayken sabrinin eksikliği takıma önemli hasar vermektedir.
toparlamak gerekirse, sakatlıklar bizi 2 noktada çok
ciddi vurmaktadır.
başarısızlık dediğimiz, aslında benim toparlanma süreci diye baktığım dönemin asıl sorumlusu ise takımımızın inanılmaz isteksizliğidir.
gözlemlediğim dönemde bu sorunu, takımın bütün oyuncularını kapsayacak hale gelecek kadar büyüten nedir, gerçekten çözemedim. rijkaard gibi bir abi, neeskens gibi bir futbol adamı takımdayken, takımın motivasyonunu düşürücü sebepler neler olabilir, bunları düşünmek lazımdır.
1. basında çıkan feci yıpratıcı haberler: kewell'ın fenere gitmesi falan gibi haberler işte, hepimiz iyi biliyoruz bunları.
2. rijkaard'ın takımı fazla rahat bırakması: böyle bir durum var mı, çözemiyorum. kampa girmiyor takım uzunca zamandır. türk futbolcusunun buna bakışı nedir? nasıl etkilenir? bunu ancak yaşayan bilir. ama negatif bir etkisi olabileceği konusunda şüphelerim var.
3. sürekli sakatlık verilmesi ve hakemlerin buna izin vermesi: takımın teknik kapasitesi yüksek / hızlı futbolcularının korkulu rüyasıdır bu. her takımda böyledir. rakip takımdan birinin bir arkadaşınızın dizine tabanla girmesi ve hakemin oyunu devam ettirdiğini görmek sizi maç içerisinde müthiş olumsuz etkiler.
4. eksikler sebebiyle teknik kadro'nun takım dizilişinde ve oyun içi parametrelerde bir türlü tam karar verememesi: bu çok büyük bir sorun. takımdaki adam eksikliği, total futbolda, yani beraber oynanan oyunda her adamın birbiriyle ilintili olmasından ötürü bizi çok ciddi etkiliyor. her hafta yanındaki, önündeki, arkasındaki adam değişen ve değişmekle kalmayıp, yeteneklerinden ötürü teknik direktörden farklı talimatlar alan futbolcular dolu takımımızda. bu teknik direktörü birinci derecede ilgilendiren bir sorun. yani rijkaard'ın sorunu. bizim anlayamayacağımız bir takım futbol bilgileri gerektiren bir konu. zamanla çözülebilecek bir konu. ama şu anda çözülmemiş durumda.
bu saydığım 4 madde (hangilerine katılırsanız artık) sebebiyle takımımız sahada kesinlikle kendinden bekleneni veremiyor. genel olarak bakıldığında ise, çözülemeyecek bir durum olduğunu düşünmüyorum. rijkaard'ın futbol anlayışı, bu eksiklerin, gediklerin aşılması ile mukayese edildiğinde çok baskın çıkmalıdır. oynatılmak istenen futbol, kişilere ve kişisel sorunlara rahatlıkla çözüm üretebilecek bir futbol anlayışıdır.
galatasaray futbol takımı tarihinin en iyi dönemine doğru gitmektedir. taraftar olarak, takım içi dengelerde rolümüzü iyi bilmeliyiz. 12. adam terimi, ister italyan futbolu olsun, ister ingiliz futbolu, isterse de total futbol olsun tüm dünyada aynıdır ve takım üzerinde aynı önemi taşır.
önemli bir sorun mevcut sakatlıklardır. takımın forvet eksikliği, son maçta başımıza neler gelebileceğini açıkca bize göstermiştir. atletico madrid maçlarının da ne kadar riskli olduğunu tekrardan anlamamızı sağlamıştır. keita-elano-arda üçlüsünün bulunduğu hiçbir maçta pozisyon üretme sorunu yaşamayacağımızı düşünenlerdenim. dolayısıyla sakatlık sorununun derinden etkilediği ilk mevki takımın forvet mevkisidir.
ikinci önemli sorun, keita ile ikili oynadığında fişek kıvamına gelen sabri'nin eksikliğidir. o noktada denenen şeyler şu ana kadar hiç de beklendiği gibi sonuç vermemiştir. rijkaard'ın oynattığı futbolda beklerin önemi açıkca ortadayken sabrinin eksikliği takıma önemli hasar vermektedir.
toparlamak gerekirse, sakatlıklar bizi 2 noktada çok
ciddi vurmaktadır.
başarısızlık dediğimiz, aslında benim toparlanma süreci diye baktığım dönemin asıl sorumlusu ise takımımızın inanılmaz isteksizliğidir.
gözlemlediğim dönemde bu sorunu, takımın bütün oyuncularını kapsayacak hale gelecek kadar büyüten nedir, gerçekten çözemedim. rijkaard gibi bir abi, neeskens gibi bir futbol adamı takımdayken, takımın motivasyonunu düşürücü sebepler neler olabilir, bunları düşünmek lazımdır.
1. basında çıkan feci yıpratıcı haberler: kewell'ın fenere gitmesi falan gibi haberler işte, hepimiz iyi biliyoruz bunları.
2. rijkaard'ın takımı fazla rahat bırakması: böyle bir durum var mı, çözemiyorum. kampa girmiyor takım uzunca zamandır. türk futbolcusunun buna bakışı nedir? nasıl etkilenir? bunu ancak yaşayan bilir. ama negatif bir etkisi olabileceği konusunda şüphelerim var.
3. sürekli sakatlık verilmesi ve hakemlerin buna izin vermesi: takımın teknik kapasitesi yüksek / hızlı futbolcularının korkulu rüyasıdır bu. her takımda böyledir. rakip takımdan birinin bir arkadaşınızın dizine tabanla girmesi ve hakemin oyunu devam ettirdiğini görmek sizi maç içerisinde müthiş olumsuz etkiler.
4. eksikler sebebiyle teknik kadro'nun takım dizilişinde ve oyun içi parametrelerde bir türlü tam karar verememesi: bu çok büyük bir sorun. takımdaki adam eksikliği, total futbolda, yani beraber oynanan oyunda her adamın birbiriyle ilintili olmasından ötürü bizi çok ciddi etkiliyor. her hafta yanındaki, önündeki, arkasındaki adam değişen ve değişmekle kalmayıp, yeteneklerinden ötürü teknik direktörden farklı talimatlar alan futbolcular dolu takımımızda. bu teknik direktörü birinci derecede ilgilendiren bir sorun. yani rijkaard'ın sorunu. bizim anlayamayacağımız bir takım futbol bilgileri gerektiren bir konu. zamanla çözülebilecek bir konu. ama şu anda çözülmemiş durumda.
bu saydığım 4 madde (hangilerine katılırsanız artık) sebebiyle takımımız sahada kesinlikle kendinden bekleneni veremiyor. genel olarak bakıldığında ise, çözülemeyecek bir durum olduğunu düşünmüyorum. rijkaard'ın futbol anlayışı, bu eksiklerin, gediklerin aşılması ile mukayese edildiğinde çok baskın çıkmalıdır. oynatılmak istenen futbol, kişilere ve kişisel sorunlara rahatlıkla çözüm üretebilecek bir futbol anlayışıdır.
galatasaray futbol takımı tarihinin en iyi dönemine doğru gitmektedir. taraftar olarak, takım içi dengelerde rolümüzü iyi bilmeliyiz. 12. adam terimi, ister italyan futbolu olsun, ister ingiliz futbolu, isterse de total futbol olsun tüm dünyada aynıdır ve takım üzerinde aynı önemi taşır.