25816
üç beş tane algıcının argümanlarıyla ne kredisi ne teknik direktörlüğü bitecek olan hoca. bir kere fatih terim ağır taştır altından kalkamazsınız. tartışılan konuya gelecek olursak, ben şahsen arda turan konusunda hiçbir şey düşünmüyorum. açıklaması şöyle ki; bundan 2-3 sene evvel hem burada hem diğer sosyal mecralarda hocaya karşı sinkaflı cümleler kurulurdu. ama öyle böyle değil. hem de büyük kitleler halinde yapılan bir şeydi bu. sonra hoca geldi şampiyon yaptı kupalar kazandı vesaire. aynı şahıslar “ ay lav yu “hocam modunu açtı. buna en büyük taraftar grubumuzun tepesindeki bazı kişiler de dahil. yani arda yarın gelip performans verince -umarım verir- her şey unutulacak, çoğunluk kaptanım, ardam vs. diye konuşacak.
bir diğer konu terim’ in ayrılması. ne olacak birader fatih terim ayrılınca ? veya çok büyük başkan(!) aysal beyin tabiriyle elemanın görevine son verilince ? her şey kupa şampiyonluk değil, karakter marakter diyorsunuz da, tarihinde en çok şampiyonluk ve kupa kazandıran adam bir sezon başarısız oldu diye manalı manalı ince ince laf sokuyorsunuz her cümlenizde. fatih terim karaktersiz bir adam mı o zaman ? korona virüsten hastanede günlerce yatan, iyileşme sürecinde de apaçık çökmüş vaziyette olan adam mı karaktersiz ? her şartta galatasaray’ın haklarını savunmaktan 1 sezonluk ceza yiyen adam mı karaktersiz ? hastalık sürecinden sonra istese ben bırakıyorum derdi ve kimse gık diyemezdi. ama o benim sözüm var diyerek devam etti. o lanet virüs hiç olmasaydı da muhtemelen şampiyon olacaktık bu da ayrı bir parantez olsun.
bunu yapan da yine o bahsettiğim şahıslar. kardeşim bir insanın arkasında ya durursun ya durmazsın. jöle gibi oraya buraya oynamanın manası yok. allah aşkına birazcık dik olun. ha birisi de derse ki kardeşim ben fatih terim’ e en basından beri sempati duymuyorum hala daha duymuyorum. bu fikrini sevmesem bile saygı duyarım. ağzımı da açmam eyvallah der geçerim.
terim’ e kızın, eleştirin, hocam niye böyle yaptın deyin, taktiklerin demode deyin. ne söylerseniz söyleyin. ki ben de çok hayıflanırım bazen hocaya, bazı tercihlerinden ötürü. ama gelip de bu adama yok senin kredin bitti, yok arda’yı başımıza musallat ettin, yok efendim egonu tatmin ettin, 6.yaptın utanmadan arda’ yı getirdin gibi cümleler kurmayın. çünkü bu adam bu lafları haketmiyor. galatasaray biraz düzlüğe geçtiyse büyük oranda kendisinin sayesindedir. (mustafa başkanın çabalarını göz ardı etmiyorum.) bazıları var utanmasa bu takımı tudorun kondisyonu şampiyon yaptı diyecekler. ki diyenler de var. hiç mi arlanma, utanma, sıkılma yok ? gerçekten yazık.
sonuca gelecek olursam, bu adamın kredisini entrymin en başında da belirttiğim gibi üç beş tane algıcı ve yangıncı belirlemiyor. ben de belirlemiyorum. o krediyi 1996 yılından bugüne kadar tırnaklarıyla kazıya kazıya edindi. ve dünya yok olup gidene kadar da, adı ne bu kulüpten ne de bu ülkeden silinmeyecek. ben ne zaman bırakıyorum derse o zaman bırakır.bu saatten sonra sampiyon yapsa da yapmasa da benim nazarımda fatih terim’ in değerinde hiçbir eksilme olmaz. başarısız olursa da özrünü diler, ceketini de alır gider. zaten son birkaç senesi merak etmeyin, emekli olma yaşı geldi. daha acısı gittiğinde kutlama yapacak galatasaraylılar biliyorum. ne diyeyim, ben senden razıyım hocam. eyvallah.
bir diğer konu terim’ in ayrılması. ne olacak birader fatih terim ayrılınca ? veya çok büyük başkan(!) aysal beyin tabiriyle elemanın görevine son verilince ? her şey kupa şampiyonluk değil, karakter marakter diyorsunuz da, tarihinde en çok şampiyonluk ve kupa kazandıran adam bir sezon başarısız oldu diye manalı manalı ince ince laf sokuyorsunuz her cümlenizde. fatih terim karaktersiz bir adam mı o zaman ? korona virüsten hastanede günlerce yatan, iyileşme sürecinde de apaçık çökmüş vaziyette olan adam mı karaktersiz ? her şartta galatasaray’ın haklarını savunmaktan 1 sezonluk ceza yiyen adam mı karaktersiz ? hastalık sürecinden sonra istese ben bırakıyorum derdi ve kimse gık diyemezdi. ama o benim sözüm var diyerek devam etti. o lanet virüs hiç olmasaydı da muhtemelen şampiyon olacaktık bu da ayrı bir parantez olsun.
bunu yapan da yine o bahsettiğim şahıslar. kardeşim bir insanın arkasında ya durursun ya durmazsın. jöle gibi oraya buraya oynamanın manası yok. allah aşkına birazcık dik olun. ha birisi de derse ki kardeşim ben fatih terim’ e en basından beri sempati duymuyorum hala daha duymuyorum. bu fikrini sevmesem bile saygı duyarım. ağzımı da açmam eyvallah der geçerim.
terim’ e kızın, eleştirin, hocam niye böyle yaptın deyin, taktiklerin demode deyin. ne söylerseniz söyleyin. ki ben de çok hayıflanırım bazen hocaya, bazı tercihlerinden ötürü. ama gelip de bu adama yok senin kredin bitti, yok arda’yı başımıza musallat ettin, yok efendim egonu tatmin ettin, 6.yaptın utanmadan arda’ yı getirdin gibi cümleler kurmayın. çünkü bu adam bu lafları haketmiyor. galatasaray biraz düzlüğe geçtiyse büyük oranda kendisinin sayesindedir. (mustafa başkanın çabalarını göz ardı etmiyorum.) bazıları var utanmasa bu takımı tudorun kondisyonu şampiyon yaptı diyecekler. ki diyenler de var. hiç mi arlanma, utanma, sıkılma yok ? gerçekten yazık.
sonuca gelecek olursam, bu adamın kredisini entrymin en başında da belirttiğim gibi üç beş tane algıcı ve yangıncı belirlemiyor. ben de belirlemiyorum. o krediyi 1996 yılından bugüne kadar tırnaklarıyla kazıya kazıya edindi. ve dünya yok olup gidene kadar da, adı ne bu kulüpten ne de bu ülkeden silinmeyecek. ben ne zaman bırakıyorum derse o zaman bırakır.bu saatten sonra sampiyon yapsa da yapmasa da benim nazarımda fatih terim’ in değerinde hiçbir eksilme olmaz. başarısız olursa da özrünü diler, ceketini de alır gider. zaten son birkaç senesi merak etmeyin, emekli olma yaşı geldi. daha acısı gittiğinde kutlama yapacak galatasaraylılar biliyorum. ne diyeyim, ben senden razıyım hocam. eyvallah.