24445
imkansızlıklar plan yapmamızı engelliyor, plansızlık imkansızlığı besliyor. böyle bir kısır döngüde yıllardır gidiyoruz.
aslında dar imkanların fırsata dönüştüğü, üretmek zorunda kalanın iyi-kötü ürettiği ve bu sarmaldan kurtulduğu örnekler de var önümüzde. trabzonspor eğer zor duruma düşmeseydi, bir yaz transfer döneminde başka bir trabzonspor'u transfer ettiği günlerden daha düşük profilli ve/veya genç oyunculara yönelir miydi? sanmam. ama kısıtlı imkanlar ve kısıtlamalar bizde maalesef aynı etkiyi oluşturamıyor.
derdim "3'e alalım 20'ye satalım" futbolcuları bulmak da değil. o da var tabii ama sadece o değil. derdim özetle; oynamaya çalıştığımız oyunun aşağı yukarı belli olduğu, o oyunu oynamaya uygun ve 3-4 yıl kendisini geliştirerek takımda devam edebilecek 7-8 futbolcuya sahip bir takıma sahip olmak. "ulan bu da laf mı, bunu kim istemez" diyecekler için detaylandırıyorum.
2017 yazında dursun özbek'in kifayetsizliğe dur demek için kontrolsüzlüğü seçtiği, cenk ergün'ün galatasaray'ın parasıyla kahraman ilan edildiği bir revizyonu yaşadık. kontratlar feciydi, bonservis ücretleri havalara saçıldı ama oluşturulan kadronun kahir ekseriyeti, eğer çok geç kalınmazsa, elden bonservis bedeli kazanarak çıkarabileceğimiz oyunculardan oluşuyordu. nitekim n'diaye, gomis, garry ve fernando satışlarıyla fena olmayan bonservisler de kazandık. hoca'nın şapkadan çıkardığı ozan kabak cabası oldu. bu saydığım isimlerden toplamda 47 m euro bonservis geliri elde ettik.
eleştirilerimin başlayacağı ve somutlaşacağı yer tam da burası.
- 2018 ocak ayında son dakika pansumanı olarak nagatomo'yu kiraladık. iyi de katkı verdi, şampiyonlukta rol oynadı, eyvallah. ama linnes'in sol bekte oynaması söz konusu olduğunda "ben orada hep sol ayaklı oyuncuları tercih ettim" diyen fatih hoca ve dahi beklerini ofansif oynatmasıyla maruf fatih hoca varken, neden 32 yaşındaki sağ ayaklı ve savunmacı bir beke, 2.5 m euro bonservis ve 2 m euro garanti ücretten 2 yıllık kontrat verdik?
- sahaya 4-3-3 ve türevleri şeklinde dizileceği çok belli olan bir takımken, santranın bizim kale tarafında hiçbir vasfı kalmayan emre akbaba'ya neden 4 m euro bonservis verdik?
- garry rodrigues'ten gelen 9 m euro ile santrfor ihtiyacımızı rahat rahat karşılayabilecek durumdayken, ozan kabak'ı neden alelacele gönderdik? elde ettiğimiz altın değerindeki parayı neden yan semtteki diagne'ye gömdük? ozan'ın satışını en azından yaza saklasaydık ve o bonservis gelirini yaz transfer döneminde daha geniş zamanda kullansaydık daha iyi olmaz mıydı?
- onyekuru'yu kiralayamamışken, 2 yıldır hücum aksiyonlarımızdaki belki de en kilit bölgemiz olan sol forvete attığı gol sayısı savunma arkasına yaptığı koşu sayısından fazla olan babel'i transfer ettik?
- sol beke 1.9 m euroya transfer edilmiş, yıllık 800 bin euroya oynayan bir novak bulmak bu kadar zor muydu?
- falcao tüm o taraftar goygoyuna rağmen bizim oyunumuz için doğru oyuncu muydu? sakatlık yatkınlığı ve yıllık korkunç maliyeti düşünülünce bize sportif ve finansal olarak daha uygun bir seçenek bulamaz mıydık? eğer aradığımız forvet tipi falcao ise onun alternatifi olarak neden alakasız tarzda bir oyuncu olan andone'yi kiraladık?
- oynamaya çalıştığımız oyunun sağ bekte vücut bulmuş hali ve oyun planımızın en kritik unsurlarından mariano kariyer sonuna yaklaşırken oraya o tarzı devam ettirebilecek bir alternatif bulma yoluna neden gitmedik? içi geçmiş, en iyi zamanında bile bizim oyunumuzla uzaktan yakından alakası olmayan şener'i neden transfer ettik?
birkaç madde daha vardı aslında ama burada kalsın. özetle; zaman zaman anlık kararların heyecanına kapıldığımızı, biraz daha sabırlı davransak çok daha büyük avantajlar elde edebileceğimiz durumlarda acele edip büyük fırsatlar kaçırdığımızı, taraftara kulak vererek duygusallıkla yanlış kararlar aldığımızı, ffp kısıtlamasını bir öz disiplin oluşturarak avantaja çevirebilecekken kendi elimizi kolumuzu bağladığımızı düşünüyorum. çok daha dar imkanlarda türk futbol tarihinin en iyi kadrosunu oluşturabilmiş hoca'nın ffp mazeretini normalden fazla sığındığını düşünüyorum. yapılan bazı as ve çoğu alternatif takviyelerin oynamayı istediğimiz ve planladığımız oyunla uzaktan yakından alakası olmayan oyuncular olduğunu düşünüyorum.
luyindama-marcao kazanımları, ozan kabak mucizesi, onyekuru aidiyeti gibi bir dolu olumlu iş de var tabii, onları es geçmek insaflı bir yaklaşım olmaz. her şeyi geçtim, maddi ve manevi kazanımları itibariyle paha biçilmez 2 tane şampiyonluk kazandık. ama geldiğimiz noktada yine 2020-21 yaz transfer döneminde neredeyse yeni bir takım kurmak ve üstelik bunu da eldeki bir-iki para eder oyuncuyu elden çıkartarak yapmak zorundayız. daha farklı olabilir miydi? bence olabilirdi.
aslında dar imkanların fırsata dönüştüğü, üretmek zorunda kalanın iyi-kötü ürettiği ve bu sarmaldan kurtulduğu örnekler de var önümüzde. trabzonspor eğer zor duruma düşmeseydi, bir yaz transfer döneminde başka bir trabzonspor'u transfer ettiği günlerden daha düşük profilli ve/veya genç oyunculara yönelir miydi? sanmam. ama kısıtlı imkanlar ve kısıtlamalar bizde maalesef aynı etkiyi oluşturamıyor.
derdim "3'e alalım 20'ye satalım" futbolcuları bulmak da değil. o da var tabii ama sadece o değil. derdim özetle; oynamaya çalıştığımız oyunun aşağı yukarı belli olduğu, o oyunu oynamaya uygun ve 3-4 yıl kendisini geliştirerek takımda devam edebilecek 7-8 futbolcuya sahip bir takıma sahip olmak. "ulan bu da laf mı, bunu kim istemez" diyecekler için detaylandırıyorum.
2017 yazında dursun özbek'in kifayetsizliğe dur demek için kontrolsüzlüğü seçtiği, cenk ergün'ün galatasaray'ın parasıyla kahraman ilan edildiği bir revizyonu yaşadık. kontratlar feciydi, bonservis ücretleri havalara saçıldı ama oluşturulan kadronun kahir ekseriyeti, eğer çok geç kalınmazsa, elden bonservis bedeli kazanarak çıkarabileceğimiz oyunculardan oluşuyordu. nitekim n'diaye, gomis, garry ve fernando satışlarıyla fena olmayan bonservisler de kazandık. hoca'nın şapkadan çıkardığı ozan kabak cabası oldu. bu saydığım isimlerden toplamda 47 m euro bonservis geliri elde ettik.
eleştirilerimin başlayacağı ve somutlaşacağı yer tam da burası.
- 2018 ocak ayında son dakika pansumanı olarak nagatomo'yu kiraladık. iyi de katkı verdi, şampiyonlukta rol oynadı, eyvallah. ama linnes'in sol bekte oynaması söz konusu olduğunda "ben orada hep sol ayaklı oyuncuları tercih ettim" diyen fatih hoca ve dahi beklerini ofansif oynatmasıyla maruf fatih hoca varken, neden 32 yaşındaki sağ ayaklı ve savunmacı bir beke, 2.5 m euro bonservis ve 2 m euro garanti ücretten 2 yıllık kontrat verdik?
- sahaya 4-3-3 ve türevleri şeklinde dizileceği çok belli olan bir takımken, santranın bizim kale tarafında hiçbir vasfı kalmayan emre akbaba'ya neden 4 m euro bonservis verdik?
- garry rodrigues'ten gelen 9 m euro ile santrfor ihtiyacımızı rahat rahat karşılayabilecek durumdayken, ozan kabak'ı neden alelacele gönderdik? elde ettiğimiz altın değerindeki parayı neden yan semtteki diagne'ye gömdük? ozan'ın satışını en azından yaza saklasaydık ve o bonservis gelirini yaz transfer döneminde daha geniş zamanda kullansaydık daha iyi olmaz mıydı?
- onyekuru'yu kiralayamamışken, 2 yıldır hücum aksiyonlarımızdaki belki de en kilit bölgemiz olan sol forvete attığı gol sayısı savunma arkasına yaptığı koşu sayısından fazla olan babel'i transfer ettik?
- sol beke 1.9 m euroya transfer edilmiş, yıllık 800 bin euroya oynayan bir novak bulmak bu kadar zor muydu?
- falcao tüm o taraftar goygoyuna rağmen bizim oyunumuz için doğru oyuncu muydu? sakatlık yatkınlığı ve yıllık korkunç maliyeti düşünülünce bize sportif ve finansal olarak daha uygun bir seçenek bulamaz mıydık? eğer aradığımız forvet tipi falcao ise onun alternatifi olarak neden alakasız tarzda bir oyuncu olan andone'yi kiraladık?
- oynamaya çalıştığımız oyunun sağ bekte vücut bulmuş hali ve oyun planımızın en kritik unsurlarından mariano kariyer sonuna yaklaşırken oraya o tarzı devam ettirebilecek bir alternatif bulma yoluna neden gitmedik? içi geçmiş, en iyi zamanında bile bizim oyunumuzla uzaktan yakından alakası olmayan şener'i neden transfer ettik?
birkaç madde daha vardı aslında ama burada kalsın. özetle; zaman zaman anlık kararların heyecanına kapıldığımızı, biraz daha sabırlı davransak çok daha büyük avantajlar elde edebileceğimiz durumlarda acele edip büyük fırsatlar kaçırdığımızı, taraftara kulak vererek duygusallıkla yanlış kararlar aldığımızı, ffp kısıtlamasını bir öz disiplin oluşturarak avantaja çevirebilecekken kendi elimizi kolumuzu bağladığımızı düşünüyorum. çok daha dar imkanlarda türk futbol tarihinin en iyi kadrosunu oluşturabilmiş hoca'nın ffp mazeretini normalden fazla sığındığını düşünüyorum. yapılan bazı as ve çoğu alternatif takviyelerin oynamayı istediğimiz ve planladığımız oyunla uzaktan yakından alakası olmayan oyuncular olduğunu düşünüyorum.
luyindama-marcao kazanımları, ozan kabak mucizesi, onyekuru aidiyeti gibi bir dolu olumlu iş de var tabii, onları es geçmek insaflı bir yaklaşım olmaz. her şeyi geçtim, maddi ve manevi kazanımları itibariyle paha biçilmez 2 tane şampiyonluk kazandık. ama geldiğimiz noktada yine 2020-21 yaz transfer döneminde neredeyse yeni bir takım kurmak ve üstelik bunu da eldeki bir-iki para eder oyuncuyu elden çıkartarak yapmak zorundayız. daha farklı olabilir miydi? bence olabilirdi.