3811
22 haziran 2020 akşamı belki de son kez ekranların karşısında gördüğümüz başkan.
tarih ölüme karşı "%1 de olsa o ihtimali zorlamak istiyorum" diyerek direnirken, yani geleceğe dair en ufak bir umudu ve tasarrufu yokken, ülkemiz ve tüm dünya modern tarihin en büyük sosyo-ekonomik krizindeyken bir yandan da yarım yamalak bir yönetim kuruluyla galatasaray için mücadele eden bu adamın adını yazmalı...
tıpkı aylardır "ölsün de seçim olsun" diye ellerini ovuşturarak bekleyen kulüp içi muhalefeti yazması gerektiği gibi...
bir kriz ortamında, baskın bir seçimde dursun aydın özbek'in karşısına çıkmıştı. nitekim güçlü muhalefetin desteğiyle özbek'in hesabını tersine döndürmeyi başarıp sandıktan başkan olarak çıkmıştı. apar topar kurulmuş, sırf mevcut başkanın karşısına çıkabilmek için kurulmuş bir ekipti. sezon sonu yapılan olağan seçimli kurulda adeta bir güven oyu alarak yeniden seçildi.
yine de eksiği gediği çok olan, derme çatma bir yönetimi vardı. dışardan 5-6 aktif üyesi bulunan zayıf bir yönetimi var izlenimi veriyordu. canıyla boğuştuğu bu süreçte yaşanan tıkanmaya bakılırsa meğer ağzına bakan 5-6 kişilik bir toplulukmuş yönetim kurulu...
iyisiyle, kötüsüyle, doğrusuyla, yanlışıyla, sevabıyla, günahıyla; bir başkan olarak neredeyse her konuda en çok emek verip çözüm üreten olmuş. bunun bir ucu fedakarlık, bir ucu da sakat bir yapıyı işaret ediyor. ama işte dursun özbek'in karşısına o baskın seçimde çıkabilmek, ffp kıskacındaki kulübü müthiş bir bürokrasi ve müzakereyle işin içinden sıyırabilmek, tüm baskılara rağmen yapılan anlaşmayı son senesine kadar olması gerekene harfiyen uyarak getirmek...
başkanın yaptığı bu fedakarlık belki de galatasaray'ın gelecek 5-10 yılını kurtaracak. hatta alınan 2 şampiyonluğu ve ezeli rakiplerin durumuna bakılırsa belki daha da fazlasını...
onun dışındaki konularda pek iyi anmak mümkün değil elbette. belki kendi önemsemedi, belki de önemsemeye çalıştığında ekibinin azizliğine ya da ihanetine uğradı. kulüp içi muhalefetin yanı sıra şubelerde de bir başıboşluk, zaafiyet, kafasına göre at koşturma var. çok kafamız basmıyor göremiyoruz belki diğer profesyonel departmanlarda da vardır...
haziran 2020 itibarı ile hem covid-19 pandemisi kaynaklı konjektürel durum, hem de kendi sağlık durumundan mütevellit kelimenin tam anlamıyla her noktasında kilitlenmiş bir kulüp var. bu konuya bir şekide bir çözüm bulması gerekiyor. konuşmasına bakılırsa istifa etmeyecek ama bu halinde fedakarca yaptığı mesaiye rağmen kulüpteki bu kilitlenmişliğe bir çözüm bulup bulamayacağı da çok büyük bir soru işareti...
allah yardımcın olsun başkan. ateşten gömleği giymenle, kendine has üslubunla, en çok da 20 senelik seriyi bitiren fetih suresiyle zaten zihinlerde unutulmayacak bir yer edindin çoktan...
(bkz: inna fetahna leke fethan mubina)
tarih ölüme karşı "%1 de olsa o ihtimali zorlamak istiyorum" diyerek direnirken, yani geleceğe dair en ufak bir umudu ve tasarrufu yokken, ülkemiz ve tüm dünya modern tarihin en büyük sosyo-ekonomik krizindeyken bir yandan da yarım yamalak bir yönetim kuruluyla galatasaray için mücadele eden bu adamın adını yazmalı...
tıpkı aylardır "ölsün de seçim olsun" diye ellerini ovuşturarak bekleyen kulüp içi muhalefeti yazması gerektiği gibi...
bir kriz ortamında, baskın bir seçimde dursun aydın özbek'in karşısına çıkmıştı. nitekim güçlü muhalefetin desteğiyle özbek'in hesabını tersine döndürmeyi başarıp sandıktan başkan olarak çıkmıştı. apar topar kurulmuş, sırf mevcut başkanın karşısına çıkabilmek için kurulmuş bir ekipti. sezon sonu yapılan olağan seçimli kurulda adeta bir güven oyu alarak yeniden seçildi.
yine de eksiği gediği çok olan, derme çatma bir yönetimi vardı. dışardan 5-6 aktif üyesi bulunan zayıf bir yönetimi var izlenimi veriyordu. canıyla boğuştuğu bu süreçte yaşanan tıkanmaya bakılırsa meğer ağzına bakan 5-6 kişilik bir toplulukmuş yönetim kurulu...
iyisiyle, kötüsüyle, doğrusuyla, yanlışıyla, sevabıyla, günahıyla; bir başkan olarak neredeyse her konuda en çok emek verip çözüm üreten olmuş. bunun bir ucu fedakarlık, bir ucu da sakat bir yapıyı işaret ediyor. ama işte dursun özbek'in karşısına o baskın seçimde çıkabilmek, ffp kıskacındaki kulübü müthiş bir bürokrasi ve müzakereyle işin içinden sıyırabilmek, tüm baskılara rağmen yapılan anlaşmayı son senesine kadar olması gerekene harfiyen uyarak getirmek...
başkanın yaptığı bu fedakarlık belki de galatasaray'ın gelecek 5-10 yılını kurtaracak. hatta alınan 2 şampiyonluğu ve ezeli rakiplerin durumuna bakılırsa belki daha da fazlasını...
onun dışındaki konularda pek iyi anmak mümkün değil elbette. belki kendi önemsemedi, belki de önemsemeye çalıştığında ekibinin azizliğine ya da ihanetine uğradı. kulüp içi muhalefetin yanı sıra şubelerde de bir başıboşluk, zaafiyet, kafasına göre at koşturma var. çok kafamız basmıyor göremiyoruz belki diğer profesyonel departmanlarda da vardır...
haziran 2020 itibarı ile hem covid-19 pandemisi kaynaklı konjektürel durum, hem de kendi sağlık durumundan mütevellit kelimenin tam anlamıyla her noktasında kilitlenmiş bir kulüp var. bu konuya bir şekide bir çözüm bulması gerekiyor. konuşmasına bakılırsa istifa etmeyecek ama bu halinde fedakarca yaptığı mesaiye rağmen kulüpteki bu kilitlenmişliğe bir çözüm bulup bulamayacağı da çok büyük bir soru işareti...
allah yardımcın olsun başkan. ateşten gömleği giymenle, kendine has üslubunla, en çok da 20 senelik seriyi bitiren fetih suresiyle zaten zihinlerde unutulmayacak bir yer edindin çoktan...
(bkz: inna fetahna leke fethan mubina)