24113
1976 avrupa futbol şampiyonası yarı finalinde almanların rakibi ev sahibi yugoslavya'dır. yugoslavlar maçın daha ilk yarısında 2 farkla öne geçerler. almanya'nın başında efsane hoca helmut schön vardır. helmut schön de başka bir efsane sepp herberger'in yanında yetişmiştir ve şimdi helmut schön'ün yanında da ilerde bir alman ve türf futbolu efsanesine döüşecek olan jupp derwall oturmaktadır. "modern türk futbolunun babası" olarak kabul edebileceğimiz derwall, hocası schön'e döner ve "biz dieter müller'i neden kadroya aldık ki" der. o dieter müller oyuna girer ve 2 si normal sürede ve 1'i uzatmada olmak üzere 3 gol atarak almanya'yı finale taşır.
helmut schön'den bayrağı devralan jupp derwall'de almanya'yı 1980 de avrupa futbol şampiyonluğuna taşıyacaktır. o derwall tüm alman kamuoyunu şaşırtarak 1984 avrupa futbol şampiyonası sonrası bir anda bu topraklara ayak basacaktır.
prekazi'nin, zincirlikuyu'da tatko'nun toprak sahasında (bugünkü astoria avm'nin bulunduğu alan) deneme antrenmanlarına çıktığı, fatih terim'in helikopterle fenerbahçe stadına jübile için indiği bu günlerde, derwall başkan ile tartışa tartışa antrenman sahalarını, malzemelerini düzeltmeye, galatasaray'a bir futbol ideolojisi kazandırmaya çalışır. 2 yıl şampiyonluksuz geçen bu hazırlık dönemi, sonrasında ve 14 yıl sonra gelen 2 şampiyonlukla taçlanır. o derwall'in yanında hırslı, genç bir teknik direktör oturmaktadır, mustafa denizli...
mustafa denizli'de o galatasaray'ı alacak bugünkü şampiyonlar liginin selefi, avrupa şampiyon kulüpler kupasında yarı final oynatacaktır.
sepp herberger, helmut schön, jupp derwall'le devam eden sistem bu topraklara da uğramış mustafa denizli ile devam etmiş, türk futbolunda bir devrim yaratmıştır.
örneğin hollanda futbolunda da 1960 yılların ortasına kadar kayda değer hiçbir başarı yokken, jack reynolds, rinus michels ekolü ile johann cruijff dan barcelona'ya devam eden başka başarı hikayeleri de var.
hocamız fatih terim'de bayrağı, önce bu anlamda ilk hocası olan derwall'den sonra da yardımcılığını yaptığı sepp piontek'ten devraldı. türk futbolunun şerefli mağlubiyetlerden, avrupa hüsranlarından, 8-0'lardan bugüne gelmesindeki silsile hikayesidir biraz da bu.
peki bu hikaye nasıl devam edecek?
hocamız bu sene 67 yaşına geliyor. bize ve türk futboluna kazandırdıklarını burada bir yazı ile anlatmak da mümkün değil. peki sonrası ne olacak? kesintilerle 1996 yılından beri yaklaşık 25 senedir teknik direktör olarak galatasaray'ın içinde olan fatih terim'in burada anlatılan geçmiş örneklerden bir tane olsun yetiştirememesi, kendisinin yerine bir karar verici, akıl danışılan bir yardımcı oluşturmaması galatasaray'ın türk futbolunda başlattığı devrimin devamını akamete uğratabilecektir.
derwall sistemi kurarken, yıllarca süren şampiyonluksuz yıllara rağmen 2 yıl sabredilmeseydi belki de bu hikaye çok başka yazılacaktı. senin zamanın da kredin de var hocam. şimdi görevin galatasaray'ı şampiyonluklara taşımaktan çok, yarınlara, geleceğe taşımak olmalıdır.
yazı biraz uzun oldu. okuyan herkese sabırları için şimdiden teşekkürler.
helmut schön'den bayrağı devralan jupp derwall'de almanya'yı 1980 de avrupa futbol şampiyonluğuna taşıyacaktır. o derwall tüm alman kamuoyunu şaşırtarak 1984 avrupa futbol şampiyonası sonrası bir anda bu topraklara ayak basacaktır.
prekazi'nin, zincirlikuyu'da tatko'nun toprak sahasında (bugünkü astoria avm'nin bulunduğu alan) deneme antrenmanlarına çıktığı, fatih terim'in helikopterle fenerbahçe stadına jübile için indiği bu günlerde, derwall başkan ile tartışa tartışa antrenman sahalarını, malzemelerini düzeltmeye, galatasaray'a bir futbol ideolojisi kazandırmaya çalışır. 2 yıl şampiyonluksuz geçen bu hazırlık dönemi, sonrasında ve 14 yıl sonra gelen 2 şampiyonlukla taçlanır. o derwall'in yanında hırslı, genç bir teknik direktör oturmaktadır, mustafa denizli...
mustafa denizli'de o galatasaray'ı alacak bugünkü şampiyonlar liginin selefi, avrupa şampiyon kulüpler kupasında yarı final oynatacaktır.
sepp herberger, helmut schön, jupp derwall'le devam eden sistem bu topraklara da uğramış mustafa denizli ile devam etmiş, türk futbolunda bir devrim yaratmıştır.
örneğin hollanda futbolunda da 1960 yılların ortasına kadar kayda değer hiçbir başarı yokken, jack reynolds, rinus michels ekolü ile johann cruijff dan barcelona'ya devam eden başka başarı hikayeleri de var.
hocamız fatih terim'de bayrağı, önce bu anlamda ilk hocası olan derwall'den sonra da yardımcılığını yaptığı sepp piontek'ten devraldı. türk futbolunun şerefli mağlubiyetlerden, avrupa hüsranlarından, 8-0'lardan bugüne gelmesindeki silsile hikayesidir biraz da bu.
peki bu hikaye nasıl devam edecek?
hocamız bu sene 67 yaşına geliyor. bize ve türk futboluna kazandırdıklarını burada bir yazı ile anlatmak da mümkün değil. peki sonrası ne olacak? kesintilerle 1996 yılından beri yaklaşık 25 senedir teknik direktör olarak galatasaray'ın içinde olan fatih terim'in burada anlatılan geçmiş örneklerden bir tane olsun yetiştirememesi, kendisinin yerine bir karar verici, akıl danışılan bir yardımcı oluşturmaması galatasaray'ın türk futbolunda başlattığı devrimin devamını akamete uğratabilecektir.
derwall sistemi kurarken, yıllarca süren şampiyonluksuz yıllara rağmen 2 yıl sabredilmeseydi belki de bu hikaye çok başka yazılacaktı. senin zamanın da kredin de var hocam. şimdi görevin galatasaray'ı şampiyonluklara taşımaktan çok, yarınlara, geleceğe taşımak olmalıdır.
yazı biraz uzun oldu. okuyan herkese sabırları için şimdiden teşekkürler.