23538
hedeflerini sadece iyi ve sistemli oyun oynamak olarak değiştirmesi gereken takımım. kısa vadeli başarıların peşinde koşmak bize afyon etkisi yapıyor. sahte bir dünyada yaşıyoruz.
taraftar olarak önce biz değişmeliyiz. yıldız sevdasından vazgeçmeliyiz. genç oyunculara ve genç teknik adamlara sabır göstermeliyiz. bunun için onlardan beklentimiz öncelikli olarak başarı olmamalı. ilk önce iyi oyun olmalı. burda bir romantiklikten bahsetmiyorum. uzun dönemli başarı için kısa dönemli başarılardan vazgeçmekten bahsediyorum. artık ite kaka şampiyonluklar gözümüzü boyamamalı. kendi adıma iyi oynayıp şampiyonluk kaybetmeyi kötü oynayıp şampiyonluk kazanmaya tercih ederim.
iyi oyun gelene kadar ise takımın umut verip vermediğine göre hareket etmek gerekir. yeni kurulan takım iyi oynamıyor olabilir ama yine de bir umut veriyorsa sonuna kadar sabır edilmelidir. sistem ancak adım adım inşa edilebilir.
mevcut takımın ve teknik heyetin sorunu kötü oynaması, kötü sonuç almasından daha çok hiç umut vermemesi. sizin bu takımın düzeleceğine dair bir umudunuz var mı? en fazla yine bu sene ite kaka şampiyon olur.
hadi diyelim ki bir mucize oldu ve takım iyi oynamaya başladı, peki seneye ne olacak? yarısı kiralık, yarısı yaşlı, sözleşmeli olanların çoğunu göndermeye çalıştığın takımı seneye bir daha kurmak zorunda olacaksın.
şampiyonlar ligi'nde belki bir tur geçeriz diye bir sürü yaşlı oyuncuyu takıma doldurmanın çözüm olmadığı zaten en başından belliydi.
biz bir oyuncunun turşusunu kurmadan satmayı beceremiyoruz. belhanda, feghouli kim olursa olsun bir oyuncu en iyi oynadığı zaman satılır. bırakalım artık x'i satanı biz de satarız geyiğini. sen city falan değilsin.
bir oyuncu iyi oynuyor, talibi çıkıyor sonra başlıyoruz onu satmayız demeye. sonra performansı düşünce küfür kıyamet yolluyoruz. yazın belhanda'dan feghouli'den birini satıp iki genç oyuncu alsak bundan daha mı kötü olurduk?
bizim gibi takımlarda her yaz döneminde en az bir iki oyuncu satılmalı. hem para girişi olacağı için hem de sürekli kan değişimi ile takımı dinç tutmak için bu gerekli. sonra tüm takımı yok pahasına gönderip yeni takım kurmaya çalışıyoruz.
taraftar olarak önce biz değişmeliyiz. yıldız sevdasından vazgeçmeliyiz. genç oyunculara ve genç teknik adamlara sabır göstermeliyiz. bunun için onlardan beklentimiz öncelikli olarak başarı olmamalı. ilk önce iyi oyun olmalı. burda bir romantiklikten bahsetmiyorum. uzun dönemli başarı için kısa dönemli başarılardan vazgeçmekten bahsediyorum. artık ite kaka şampiyonluklar gözümüzü boyamamalı. kendi adıma iyi oynayıp şampiyonluk kaybetmeyi kötü oynayıp şampiyonluk kazanmaya tercih ederim.
iyi oyun gelene kadar ise takımın umut verip vermediğine göre hareket etmek gerekir. yeni kurulan takım iyi oynamıyor olabilir ama yine de bir umut veriyorsa sonuna kadar sabır edilmelidir. sistem ancak adım adım inşa edilebilir.
mevcut takımın ve teknik heyetin sorunu kötü oynaması, kötü sonuç almasından daha çok hiç umut vermemesi. sizin bu takımın düzeleceğine dair bir umudunuz var mı? en fazla yine bu sene ite kaka şampiyon olur.
hadi diyelim ki bir mucize oldu ve takım iyi oynamaya başladı, peki seneye ne olacak? yarısı kiralık, yarısı yaşlı, sözleşmeli olanların çoğunu göndermeye çalıştığın takımı seneye bir daha kurmak zorunda olacaksın.
şampiyonlar ligi'nde belki bir tur geçeriz diye bir sürü yaşlı oyuncuyu takıma doldurmanın çözüm olmadığı zaten en başından belliydi.
biz bir oyuncunun turşusunu kurmadan satmayı beceremiyoruz. belhanda, feghouli kim olursa olsun bir oyuncu en iyi oynadığı zaman satılır. bırakalım artık x'i satanı biz de satarız geyiğini. sen city falan değilsin.
bir oyuncu iyi oynuyor, talibi çıkıyor sonra başlıyoruz onu satmayız demeye. sonra performansı düşünce küfür kıyamet yolluyoruz. yazın belhanda'dan feghouli'den birini satıp iki genç oyuncu alsak bundan daha mı kötü olurduk?
bizim gibi takımlarda her yaz döneminde en az bir iki oyuncu satılmalı. hem para girişi olacağı için hem de sürekli kan değişimi ile takımı dinç tutmak için bu gerekli. sonra tüm takımı yok pahasına gönderip yeni takım kurmaya çalışıyoruz.