20758
96 yazıydı...
sıradan bir adana gününde top koşturuyorduk mahalle arasında. hava da sıcak mı sıcak... apartmandan bir çocuk var hasta fenerli, ben de tabi hasta cimbomlu... sarı, orjinal olmayan, istanbul'dan dayımın gönderdiği, "show tv" reklamlı formamla dolaşıyorum.
o zamanlar tabi perreira rüzgarı mevcut, uche högh tandemi falan... jay jay okochalar...
milli takım da fırtına gibi estikten sonra ilk defa avrupa şampiyonasına gitmiş, inanılmaz bir olay, çıkaran teknik direktörün ismi epey konuşuluyor. geleceği parlak...
hiç unutmuyorum, aylardan mayıs... akşam saat 7-8 civarı idi. etrafta fener bayrakları, arabalar kornalar gırla... öyle mutlular, öyle mutlular... arkadaş da beni kızdırmaya çalışıyor. yine kapışıyoruz her zaman olduğu gibi... o aralar da manşete galatasaray’ın fatih terim’le anlaştığı haberi düşmüş. demiştim ki “ artık biz en güçlüyüz, biz fatih terimle anlaşmışız, bize yeter ” arkadaşımın cevabı ise “ bir teknik direktör ne kadar etki edebilir ki, o mu çıkıp oynayacak? en büyük biziz ” demişti. bu diyaloğu asla ömrüm boyunca unutmam, geçtiği yeri, saatini, akşam üstü havanın kararışını, arkadaşımın beni hangi cümlelerde beni ti’ye aldığını... en çok da neyi unutmam biliyor musunuz, arkadaşıma o sözü söylerken hissettiğim o güveni, o sıcaklığı, o kendinden emin duruşumu hiç unutmam. 11 yaşında bir insan babasına ne kadar güveniyorsa işte “fatih terim’e ” de o kadar güveniyordu.
doğum günün kutlu olsun imparator...
sıradan bir adana gününde top koşturuyorduk mahalle arasında. hava da sıcak mı sıcak... apartmandan bir çocuk var hasta fenerli, ben de tabi hasta cimbomlu... sarı, orjinal olmayan, istanbul'dan dayımın gönderdiği, "show tv" reklamlı formamla dolaşıyorum.
o zamanlar tabi perreira rüzgarı mevcut, uche högh tandemi falan... jay jay okochalar...
milli takım da fırtına gibi estikten sonra ilk defa avrupa şampiyonasına gitmiş, inanılmaz bir olay, çıkaran teknik direktörün ismi epey konuşuluyor. geleceği parlak...
hiç unutmuyorum, aylardan mayıs... akşam saat 7-8 civarı idi. etrafta fener bayrakları, arabalar kornalar gırla... öyle mutlular, öyle mutlular... arkadaş da beni kızdırmaya çalışıyor. yine kapışıyoruz her zaman olduğu gibi... o aralar da manşete galatasaray’ın fatih terim’le anlaştığı haberi düşmüş. demiştim ki “ artık biz en güçlüyüz, biz fatih terimle anlaşmışız, bize yeter ” arkadaşımın cevabı ise “ bir teknik direktör ne kadar etki edebilir ki, o mu çıkıp oynayacak? en büyük biziz ” demişti. bu diyaloğu asla ömrüm boyunca unutmam, geçtiği yeri, saatini, akşam üstü havanın kararışını, arkadaşımın beni hangi cümlelerde beni ti’ye aldığını... en çok da neyi unutmam biliyor musunuz, arkadaşıma o sözü söylerken hissettiğim o güveni, o sıcaklığı, o kendinden emin duruşumu hiç unutmam. 11 yaşında bir insan babasına ne kadar güveniyorsa işte “fatih terim’e ” de o kadar güveniyordu.
doğum günün kutlu olsun imparator...