21075
dümeninde efsanevi teknik direktörü var. milli takım konusunu kafasında bitirmiş, bir daha "milli görev" filan umrunda olmayacak. avrupa'da bir takıma gitme hayalleri filan kuracak yaşı geçmiş, olgunlaşmış. bundan sonra yaşı ve sağlığı elverdiği sürece, aptalca bir hata yapılmadıkça bizimle, takımımızla hayallerimizi (ve kendi hayallerini) kovalayacak.
kulüp yönetiminde mustafa cengiz var. akıl mantık sahibi, galatasaray sevgisi ile dolu bir başkan. en önemlisi, egosuna söz geçirebiliyor, kontrol altında tutabiliyor. fatih terim'in öneminin farkında, başarılı olabilmek için onu doğru yönetmek zorunda olduğunu biliyor. kulübün parasına, kendi parası imiş gibi kıymet veriyor.
bu yazdıklarımı daha önce de birkaç farklı yerde yazdım, ama tekrar etmek istiyorum. galatasaray futbol takımı, yukarıdaki ikilinin yönetimindeki en önemli kırılma noktasını zor da olsa başarı ile geçmiştir. bu dakikadan itibaren camia olarak akıllı olduğumuz sürece bu yolun sonu aydınlıktır.
belki bugün benfica'ya yeniliriz. belki sene sonu şampiyon olamayabiliriz. üzer, ama mühim değil. sabredersek bu yolun sonu istikrarlı başarı ve total dominasyondur. neden bu kadar eminim?
1) fenerbahçe:
- vasatlık tuzağına saplanan rakibimiz. gemi su alıyor, delikleri sağdan soldan buldukları yamuk yumuk "vasat" tıpalarla tıkıyorlar. tabii o panik halinde o tıpaları bulabilmiş olmak onları çok mutlu ediyor. fakat ileride o tıpalar da çürüyecek, geminin gövdesini kemirmeye başlayacak.
- kadroda para edecek adamların tümü kiralık. dönüşüm için yine kiralık adamlardan medet umacak, ya da bonservisi elinde futbolculara kulüp kasasını boşalttıracaklar.
- maddi durum kötü. ffp uyumu imkansız. avrupa'dan men edilecekler. avrupa'ya gidemeyen takımın maddi durumunu toparlaması çok zor.
- egosunda boğulan bir başkanları var. kaldı ki kapasitesi, egosu ile karşılaştırılamayacak kadar düşük. başarısızlığa tahammülü yok. geri adım atmaya tahammülü yok. kendi ismini kurtarmak için her türlü hatayı yapabilecek kapasitede. ayrıca o kadar çabuk fikir değiştiriyor ki artık takip edilemez oldu.
2) beşiktaş:
- rüya dönemin sonu geldi. yönetim, güç zehirlenmesi sonucu yönetme kapasitesini ciddi ölçüde yitirdi. teknik direktör kopma aşamasında.
3) başakşehir:
- sürdürülebilir bir proje değil. yaşlı oyuncularla döndürülüyor. bu kimya ikinci defa tutmaz.
galatasaray, yapılan hatalara rağmen, istikamet olarak doğru yönde ilerliyor, bu çok net. gerek kadro yapılanmasının iyileştirilmesi, gerek kulübün yıllardır sırtında taşıdığı inanılmaz maddi yükü azaltma yönünde yapılan hamleler net bir şekilde doğru ve mantıklı.
bu dakikadan sonra görev biz taraftarda. sabredeceğiz. anlık hazzı kovalamayacağız. kulübümüzün itle kopukla muhatap olmasını istemeyeceğiz. hiçbir vasfı olmadığı için televizyon kanallarında kulüp şakşakçılığı yapan, bundan para kazanan şaklabanların lafı ile gaza gelmeyeceğiz (galatasaray şaklabanları da dahil). on yıllardır aynı matematikle ilerleyen, birkaç ayda bir bizi aynı tartışmaların içine çeken türk spor basınının oyuncağı olmayacağız. bırakacağız, herkes kendi bokunda boğulsun, bizi de içine çekmelerine izin vermeyeceğiz.
akıllı olmak zorundayız. teknik direktörümüz, başkanımız ve takımımız etrafında kenetlenirsek, kazanacağız.
kulüp yönetiminde mustafa cengiz var. akıl mantık sahibi, galatasaray sevgisi ile dolu bir başkan. en önemlisi, egosuna söz geçirebiliyor, kontrol altında tutabiliyor. fatih terim'in öneminin farkında, başarılı olabilmek için onu doğru yönetmek zorunda olduğunu biliyor. kulübün parasına, kendi parası imiş gibi kıymet veriyor.
bu yazdıklarımı daha önce de birkaç farklı yerde yazdım, ama tekrar etmek istiyorum. galatasaray futbol takımı, yukarıdaki ikilinin yönetimindeki en önemli kırılma noktasını zor da olsa başarı ile geçmiştir. bu dakikadan itibaren camia olarak akıllı olduğumuz sürece bu yolun sonu aydınlıktır.
belki bugün benfica'ya yeniliriz. belki sene sonu şampiyon olamayabiliriz. üzer, ama mühim değil. sabredersek bu yolun sonu istikrarlı başarı ve total dominasyondur. neden bu kadar eminim?
1) fenerbahçe:
- vasatlık tuzağına saplanan rakibimiz. gemi su alıyor, delikleri sağdan soldan buldukları yamuk yumuk "vasat" tıpalarla tıkıyorlar. tabii o panik halinde o tıpaları bulabilmiş olmak onları çok mutlu ediyor. fakat ileride o tıpalar da çürüyecek, geminin gövdesini kemirmeye başlayacak.
- kadroda para edecek adamların tümü kiralık. dönüşüm için yine kiralık adamlardan medet umacak, ya da bonservisi elinde futbolculara kulüp kasasını boşalttıracaklar.
- maddi durum kötü. ffp uyumu imkansız. avrupa'dan men edilecekler. avrupa'ya gidemeyen takımın maddi durumunu toparlaması çok zor.
- egosunda boğulan bir başkanları var. kaldı ki kapasitesi, egosu ile karşılaştırılamayacak kadar düşük. başarısızlığa tahammülü yok. geri adım atmaya tahammülü yok. kendi ismini kurtarmak için her türlü hatayı yapabilecek kapasitede. ayrıca o kadar çabuk fikir değiştiriyor ki artık takip edilemez oldu.
2) beşiktaş:
- rüya dönemin sonu geldi. yönetim, güç zehirlenmesi sonucu yönetme kapasitesini ciddi ölçüde yitirdi. teknik direktör kopma aşamasında.
3) başakşehir:
- sürdürülebilir bir proje değil. yaşlı oyuncularla döndürülüyor. bu kimya ikinci defa tutmaz.
galatasaray, yapılan hatalara rağmen, istikamet olarak doğru yönde ilerliyor, bu çok net. gerek kadro yapılanmasının iyileştirilmesi, gerek kulübün yıllardır sırtında taşıdığı inanılmaz maddi yükü azaltma yönünde yapılan hamleler net bir şekilde doğru ve mantıklı.
bu dakikadan sonra görev biz taraftarda. sabredeceğiz. anlık hazzı kovalamayacağız. kulübümüzün itle kopukla muhatap olmasını istemeyeceğiz. hiçbir vasfı olmadığı için televizyon kanallarında kulüp şakşakçılığı yapan, bundan para kazanan şaklabanların lafı ile gaza gelmeyeceğiz (galatasaray şaklabanları da dahil). on yıllardır aynı matematikle ilerleyen, birkaç ayda bir bizi aynı tartışmaların içine çeken türk spor basınının oyuncağı olmayacağız. bırakacağız, herkes kendi bokunda boğulsun, bizi de içine çekmelerine izin vermeyeceğiz.
akıllı olmak zorundayız. teknik direktörümüz, başkanımız ve takımımız etrafında kenetlenirsek, kazanacağız.