2502
sözlüğü forumlaştırmak istemiyorum. sözlüğün forum haline gelmemesinin kalite için elzem olduğunun farkındayım. ama bazı şeylere cevap verilmeli diye düşünüyorum. bunu özel mesaj yoluyla da yapabilirim fakat ilgili yazımların okuyanda yaratabileceği düşünce ve yönlendirme sebebiyle, antitezleri de herkesin okuyabilmesi taraftarıyım. tabi yine kurallar çerçevesinde.
değerli renktaşlarımın kimi zaman savunduğu argüman olan "siz olsanız bu kadar parayı bırakıp gider misiniz?" sorusu kişisel fikrime göre, iyi niyetli bir çalışan söz konusu olduğunda geçersizdir.
özel sektörde cv hazırlamış ve bu cv dahilinde iş görüşmeleriyle muhatap olmuş arkadaşlarımın benden daha iyi bileceği üzere, önceki işvereninizin görüşleri işe alım sürecinde oldukça etkilidir. eğer siz, 20 bin lira üzerinden 5 yıl sözleşme yapmışsanız fakat 2 yıl sonra yetersizliğiniz sizin de farkedebileceğiniz şekilde su üstüne çıkmışsa, işvereninizin sizleri yönlendirme hakkına razı olursunuz. mobbing vs gibi çirkin tutumları bu olayın dışında tutuyorum. ana öznem işveren ve işçi.
iyi niyetli bir çalışansınızdır ve elinizden geleni de yapıyorsunuzdur. işvereninizin birlikte çalıştığı ya da aynı klasmanda yer aldığı bir diğer şirkete başvurursunuz, iyi referansla burada 5 yıllık 10 bin liralık sözleşmeyi kaparsınız. tekrardan kendinizi ispatlama ya da geliştirme şansına sahip olursunuz.
fakat siz, 20 bin liralık işinizde herhangi bir işe yaramamışsanız ve sadece kontratınızı tamamlamayı düşünmüşseniz hakkınızda söylenecek olan şey sizin tembel olduğunuzdur. hiçbir referans size dönük olmaz. sıkıntı yaşamaya başlarsınız.
toplamda basit bir matematikle 5 yıllık kontratınızı tamamlarsanız 20 binlik işinizden yılda 240 bin olmak kaydıyla, 1 milyon 200 bin lira kazanırsınız fakat kariyerinizin gerisini çöpe atmış olursunuz. eğer 2 yıl sonunda gerekeni yaparsanız, yani yarı maaşlı bir işe devam ederseniz 840 bin lira kazanmış olursunuz. ikisini ayıran çizgi ise ikincisinin size yeniden daha yüksek meblağlar kazanacağınız fırsatları sunabilecek olması, ilkinin ise her görüşmenizde sizi "önceki işinizden neden ayrıldınız?" sorusuyla muhatap etmesidir.
bu bağlamda kişisel fikrim bizden sonra tarık çamdal beyefendiye kontrat veren takımın yönetimine ve teknik kadrosuna oy verme hakkı tanınmamasıdır.
değerli renktaşlarımın kimi zaman savunduğu argüman olan "siz olsanız bu kadar parayı bırakıp gider misiniz?" sorusu kişisel fikrime göre, iyi niyetli bir çalışan söz konusu olduğunda geçersizdir.
özel sektörde cv hazırlamış ve bu cv dahilinde iş görüşmeleriyle muhatap olmuş arkadaşlarımın benden daha iyi bileceği üzere, önceki işvereninizin görüşleri işe alım sürecinde oldukça etkilidir. eğer siz, 20 bin lira üzerinden 5 yıl sözleşme yapmışsanız fakat 2 yıl sonra yetersizliğiniz sizin de farkedebileceğiniz şekilde su üstüne çıkmışsa, işvereninizin sizleri yönlendirme hakkına razı olursunuz. mobbing vs gibi çirkin tutumları bu olayın dışında tutuyorum. ana öznem işveren ve işçi.
iyi niyetli bir çalışansınızdır ve elinizden geleni de yapıyorsunuzdur. işvereninizin birlikte çalıştığı ya da aynı klasmanda yer aldığı bir diğer şirkete başvurursunuz, iyi referansla burada 5 yıllık 10 bin liralık sözleşmeyi kaparsınız. tekrardan kendinizi ispatlama ya da geliştirme şansına sahip olursunuz.
fakat siz, 20 bin liralık işinizde herhangi bir işe yaramamışsanız ve sadece kontratınızı tamamlamayı düşünmüşseniz hakkınızda söylenecek olan şey sizin tembel olduğunuzdur. hiçbir referans size dönük olmaz. sıkıntı yaşamaya başlarsınız.
toplamda basit bir matematikle 5 yıllık kontratınızı tamamlarsanız 20 binlik işinizden yılda 240 bin olmak kaydıyla, 1 milyon 200 bin lira kazanırsınız fakat kariyerinizin gerisini çöpe atmış olursunuz. eğer 2 yıl sonunda gerekeni yaparsanız, yani yarı maaşlı bir işe devam ederseniz 840 bin lira kazanmış olursunuz. ikisini ayıran çizgi ise ikincisinin size yeniden daha yüksek meblağlar kazanacağınız fırsatları sunabilecek olması, ilkinin ise her görüşmenizde sizi "önceki işinizden neden ayrıldınız?" sorusuyla muhatap etmesidir.
bu bağlamda kişisel fikrim bizden sonra tarık çamdal beyefendiye kontrat veren takımın yönetimine ve teknik kadrosuna oy verme hakkı tanınmamasıdır.