224
lise sonda, okulda düzenlenen sınıflar arası futbol turnuvasında şampiyon olmuştuk. ben de nacizane o takımın forvetiydim. bunu başarı saymanın nedeni ilk 3 sene averaj takımı olmamız sebebiyle son sene diğer 7 sınıfın öğrencileri tarafından sürekli olarak "inşallah kurada bize siz çıkarsınız" söylemlerine maruz kalmak. kayserispor ve erciyesspor alt yapılarında oynayan bir sürü topçu vardı o sınıflarda. bizde de 1 oyuncu vardı ama çocuk kaleciydi. neyse onu stoperde oynatıp fizik üstünlüğünden yararlanmak istedik. başarılı da oldu netekim.
8 sınıftık. tek maçlı eleminasyon sisteminde oynadık maçları. ilk turu 2-0 gibi çok temiz bir skorla geçtik. ayıptır söylemesi bir golü de ben attım. yarı finalde ki rakipte kayserispor ve erciyes'te oynayan* 3-4 çocuk vardı. bir sevindiler ki bizle eşleştikleri için. neyse maç başladı ilk yarıyı 2-0 önde kapattık. 2. yarı elimiz ayağımız birbirine dolanınca skoru koruyamadık ve 2-2 bitti maç. penaltılara geçildi. bizim kaleci stoper olduğu için beden eğitimi olan hocamızdan ki kendisi maçın da hakemiydi, o arkadaşı kaleye almak için rica ettik. hoca izin vermedi. olmaz öyle şey dedi. bizim esas kaleci de minicik yapısıyla geçti kaleye. dua ediyoruz birini auta falan atarlar inşallah diye. biz 5te5 yaptık herifler son penaltıyı dağa taşa vurdu ve finale çıktık.
finaldeki rakipte de aynı hava vardı. içinizden geçeceğiz falan laflarıyla güya psikolojik üstünlük sağlamaya çalışıyorlardı. ki onlarda da vardı erciyesli ve kayserisporlu futbolcular. bizim sınıf hocası da bizi motive etmeye çalışıyor bir yandan. edebiyat hocamızdı aynı zamanda. şampiyon olun sözlünüze 110 verecem diyor. ya allah bismillah dedik çıktık maça. maç başladı abi. fırsatçılığımı konuşturdum, kornerden gelen ve boşta kalan topu filelere gönderdim. sonra 1-1 yaptılar. biz tekrar 2-1 öne geçtik peşinden 2-2 yaptılar. ulan son anlara girdik. yaldır yaldır yükleniyor herifler. biz maçı penaltılara taşıma niyetindeyiz. çanakkale geçilmezi oynayarak maçı bitirdik. geçtik penaltılara.
beni 2. sıraya koydular. bir önceki turda kullandığım penaltıyı sağ ayağımla kalecinin soluna gönderdim. 90 diye tabir edilen yere ampul gibi asmıştım. yine aynısını yapayım dedim. bir vurdum yandan auta gitmesin mi. kafamdan aşağı kaynar sular döküldü. bütün okul da bizi tutuyor bu arada. klasik zayıfı destekleme huyu vardır ya bizim milletin. anam babam da gelmiş maça. onlara da rezil olduk. neyse ben kaçırdım, rakipte kaçırınca beraberlik devam etti. ilk 5 penaltıda eşitlik bozulmadı. maçları 7'şerden oynuyorduk. diğer 2'şer penaltılarda da berabere geçince sıra devretti. başa döndük. adamlar attı, biz de attık, sonraki penaltıyı kaçırdılar. sıra bana geldi. atarsam şampiyonuz durumu. arkadaş, bütün vücudum heyecandan ter içinde kaldı. dualar ediyorum falan. allah'ım yardım et diyorum. neyse abi. gerildim bütün gücümle topa vurdum. tam vuruş anımda gözümü kapattığımı hatırlıyorum. bizi destekleyenlerin gooool! sesine açtım gözümü. arkamı bir döndüm başta bizim sınıf olmak üzere bütün okul üstüme çullandı. sevinçten neredeyse ağlayacağız amk. o senenin anısına madalyamızı da aldık. saklarım o madalyayı. teneke meneke ama onu kazanmak için yaşadığımız heyecanı hatırlayınca aslında ne kadar değerli olduğunu anlıyorum.
hayatımda bu kadar mutlu olduğum an çok azdır. ne zaman zayıf bir takım çok büyük bir başarıya imza atsa aklıma o sene oynadığımız maçlar geliyor. bursaspor'un, leicester'ın lig şampiyonlukları, izlanda'nın euro 2016'daki çeyrek finali, tuzla'nın bizi yenmesi vs... oyuncular arasında neler konuşulduğunu, maçtan sonra ne kadar sevindiklerini çok iyi anladığımı düşünüyorum. amatör bile olmayan bir seviyede insanı bu kadar heyecanlandırıyorsa, futbol hakikaten çok güzel bir oyundur arkadaş. allah futbolu bulandan ve dahi futbol oynayan herkesten razı olsun.
8 sınıftık. tek maçlı eleminasyon sisteminde oynadık maçları. ilk turu 2-0 gibi çok temiz bir skorla geçtik. ayıptır söylemesi bir golü de ben attım. yarı finalde ki rakipte kayserispor ve erciyes'te oynayan* 3-4 çocuk vardı. bir sevindiler ki bizle eşleştikleri için. neyse maç başladı ilk yarıyı 2-0 önde kapattık. 2. yarı elimiz ayağımız birbirine dolanınca skoru koruyamadık ve 2-2 bitti maç. penaltılara geçildi. bizim kaleci stoper olduğu için beden eğitimi olan hocamızdan ki kendisi maçın da hakemiydi, o arkadaşı kaleye almak için rica ettik. hoca izin vermedi. olmaz öyle şey dedi. bizim esas kaleci de minicik yapısıyla geçti kaleye. dua ediyoruz birini auta falan atarlar inşallah diye. biz 5te5 yaptık herifler son penaltıyı dağa taşa vurdu ve finale çıktık.
finaldeki rakipte de aynı hava vardı. içinizden geçeceğiz falan laflarıyla güya psikolojik üstünlük sağlamaya çalışıyorlardı. ki onlarda da vardı erciyesli ve kayserisporlu futbolcular. bizim sınıf hocası da bizi motive etmeye çalışıyor bir yandan. edebiyat hocamızdı aynı zamanda. şampiyon olun sözlünüze 110 verecem diyor. ya allah bismillah dedik çıktık maça. maç başladı abi. fırsatçılığımı konuşturdum, kornerden gelen ve boşta kalan topu filelere gönderdim. sonra 1-1 yaptılar. biz tekrar 2-1 öne geçtik peşinden 2-2 yaptılar. ulan son anlara girdik. yaldır yaldır yükleniyor herifler. biz maçı penaltılara taşıma niyetindeyiz. çanakkale geçilmezi oynayarak maçı bitirdik. geçtik penaltılara.
beni 2. sıraya koydular. bir önceki turda kullandığım penaltıyı sağ ayağımla kalecinin soluna gönderdim. 90 diye tabir edilen yere ampul gibi asmıştım. yine aynısını yapayım dedim. bir vurdum yandan auta gitmesin mi. kafamdan aşağı kaynar sular döküldü. bütün okul da bizi tutuyor bu arada. klasik zayıfı destekleme huyu vardır ya bizim milletin. anam babam da gelmiş maça. onlara da rezil olduk. neyse ben kaçırdım, rakipte kaçırınca beraberlik devam etti. ilk 5 penaltıda eşitlik bozulmadı. maçları 7'şerden oynuyorduk. diğer 2'şer penaltılarda da berabere geçince sıra devretti. başa döndük. adamlar attı, biz de attık, sonraki penaltıyı kaçırdılar. sıra bana geldi. atarsam şampiyonuz durumu. arkadaş, bütün vücudum heyecandan ter içinde kaldı. dualar ediyorum falan. allah'ım yardım et diyorum. neyse abi. gerildim bütün gücümle topa vurdum. tam vuruş anımda gözümü kapattığımı hatırlıyorum. bizi destekleyenlerin gooool! sesine açtım gözümü. arkamı bir döndüm başta bizim sınıf olmak üzere bütün okul üstüme çullandı. sevinçten neredeyse ağlayacağız amk. o senenin anısına madalyamızı da aldık. saklarım o madalyayı. teneke meneke ama onu kazanmak için yaşadığımız heyecanı hatırlayınca aslında ne kadar değerli olduğunu anlıyorum.
hayatımda bu kadar mutlu olduğum an çok azdır. ne zaman zayıf bir takım çok büyük bir başarıya imza atsa aklıma o sene oynadığımız maçlar geliyor. bursaspor'un, leicester'ın lig şampiyonlukları, izlanda'nın euro 2016'daki çeyrek finali, tuzla'nın bizi yenmesi vs... oyuncular arasında neler konuşulduğunu, maçtan sonra ne kadar sevindiklerini çok iyi anladığımı düşünüyorum. amatör bile olmayan bir seviyede insanı bu kadar heyecanlandırıyorsa, futbol hakikaten çok güzel bir oyundur arkadaş. allah futbolu bulandan ve dahi futbol oynayan herkesten razı olsun.