2235
topa sahip olma ve pas yapma gibi önemli özelliklerimizi bize hatırlatan ama ne savunmada ne de hücumda bir planı varmış gibi görünmeyen hocamız. maalesef çok büyük hayal kırıklığı oldu. (bkz: #2038204) bu entryde de bahsettiğim gibi altyapımızda oyuncu yetiştirsin başımın üstünde yeri var. ama a takım seviyesinde takım çalıştırma konusunda ne yazık ki yeterli değil. bahsettiğim entryde hocadan memnun olduğumdan da bahsetmiştim ancak takımın üstüne koyarak gitmeyişi bu memnuniyeti aldı götürdü. özellikle takımın sahada bir plan ile oynadığını göremiyorum. sağa ver sola ver ileri bak kimse boşta değil tekrar sağa ver sola ver. duran topta tüm oyuncular topa kilitlensin ama adama yan gözle bile bakan olmasın. bunların hepsi bence yeterli antrenman tekniklerinin kullanılmamasından. kimse kusura bakmasın ama benim de sevmediğim hamza hamzaoğlu'nun bile hücumda bir planı olduğunu açıkça görebiliyorduk. bekler ileri çıkar, kanatlar içeri doğru kayar, küçük üçgenlerle kanatlara inip tehlike yaratmaya çalışırdık ya da bu üçgenleri yayda yapmaya çalışırdık. şu an sadece bruma'ya ver bakalım bu sefer nasıl insan üstü işler yapacak diye bekle. tamam topa sahip olalım böylece savunma zaafımızı da kapatalım. tamam çok pas yapıp oyunu yeri gelince soğutalım ve takımı dinlendirelim. ama bunu maç boyu skor ne olursa olsun yapmak çok saçma değil mi?
oyuncu değişiklikleri zaten tam bir fiyasko. şimdiye kadar yaptığı hiç bir değişiklik ile oyunu değiştiremedi. takımı kıpırdatamadı bile. yedekte acayip uçan kaçan oyuncular var demiyorum ama en azından bir iki değişiklik ile oyunun şeklini, taktiğini, temposunu değiştirebilirsin. oyun okumak bir teknik direktörün en önemli özelliklerden biri değil midir? takımı maça hazırlama, çeşitli planlarla maç stratejisi belirlemek ve maç esnasında oyunu okuyup müdahale etmek. e hocam bunlardan kaçı ne kadar var sende?
bu kadar yazının üstüne tabi takımdan ayrılması gerektiğini söylemem gerekiyor. bu noktada çok büyük bir soru var. seni yolladık diyelim kim gelecek takıma? yazın bütün hocalar bizi geri çevirmedi mi? zamanında bülent korkmaz bile ben bu yönetimle çalışmam deyip reddetmedi mi bizi? hangi yabancı hocaya paramız yeter? bu çok büyük soruna çözüm bulamadığımız sürece riekerink beye mahkumuz. kendini bu sürede geliştirir mi sanmam. ama en büyük korkum yönetimin geçen sene yaptığı gibi mustafa denizli tarzı bir hata yapması. ondan sonra bir sezon daha çöpe gider orta sıralarda ligin tepesini izleriz. yine başladı kaos ortamları. insanın içi sıkılıyor.
oyuncu değişiklikleri zaten tam bir fiyasko. şimdiye kadar yaptığı hiç bir değişiklik ile oyunu değiştiremedi. takımı kıpırdatamadı bile. yedekte acayip uçan kaçan oyuncular var demiyorum ama en azından bir iki değişiklik ile oyunun şeklini, taktiğini, temposunu değiştirebilirsin. oyun okumak bir teknik direktörün en önemli özelliklerden biri değil midir? takımı maça hazırlama, çeşitli planlarla maç stratejisi belirlemek ve maç esnasında oyunu okuyup müdahale etmek. e hocam bunlardan kaçı ne kadar var sende?
bu kadar yazının üstüne tabi takımdan ayrılması gerektiğini söylemem gerekiyor. bu noktada çok büyük bir soru var. seni yolladık diyelim kim gelecek takıma? yazın bütün hocalar bizi geri çevirmedi mi? zamanında bülent korkmaz bile ben bu yönetimle çalışmam deyip reddetmedi mi bizi? hangi yabancı hocaya paramız yeter? bu çok büyük soruna çözüm bulamadığımız sürece riekerink beye mahkumuz. kendini bu sürede geliştirir mi sanmam. ama en büyük korkum yönetimin geçen sene yaptığı gibi mustafa denizli tarzı bir hata yapması. ondan sonra bir sezon daha çöpe gider orta sıralarda ligin tepesini izleriz. yine başladı kaos ortamları. insanın içi sıkılıyor.
