40
ya beyler ben bir bok yedim. sanırım sonunda başıma çok büyük iş alıcam.
anlatıyorum.
13 ağustos'ta nişanlanıyordum. en baştan dedim hatuna evlilik için de, nikah için de, nişan için de ne istiyorsan benim kabulüm. yeter ki beni koşturmayın, karar verin benim için farketmez. eh bunlar bir iki defa işin içine beni de çekmeye çalıştılar ama hiç karışmadım. karışmadım ama nişanı 13 ağustosta yapalım mı diye sorduklarında da; farketmez, size uyarsa bana da uyar dedim.
eee sonra ne oldu?
her türlü hazırlık bitti. bir de baktım ki o gün maç var. izlemem de lazım. çok düşündüm. acaba erken saatte biter mi, bitmese bile ben bi köşede maçı izlesem mi diye. ama olmaz amk olmaz. bütün gece uyuyamadıktan sonra cahil cesaretiyle mi emin değilim yaptığım planı uygulamaya koydum. sabah da annemlere kahvaltıya gidecektik, benim surat bir karış. surat astığım nadirdir tarihte. ne oldu diyolar ses yok. ne oldu diyolar ses yok. en sonunda 2 gecedir uyuyamadım dedim. neden diye sordular. ya ben 13'ünde nişan yapmak istemiyorum, uğursuz rakam, çok dert oldu içime dedim.
annemle kız arkadaşım aynı anda çayı püskürtmemek için boğulmayı göze aldılar. amk tamamen materyalist ve analitik düşünceyle hayatını yaşayan benden duydukları en garip şey oldu sanırım. hayır 4 yaşındayken uslu olmam için beni öcü gelecek diye korkutmaya çalıştıklarında sen niye korkmuyosun, sana bişey yapacak kadar güçlü değilse bana da bir şey yapmaya cesaret edemez diyen insanım ben ananeme. zaten insanları şaka yapmadığıma inandırmam da 20 dakikayı buldu. bir gün önce ya da bir gün sonra yapalım dedim. e tabi 7-8 gün kalmış, her şey ayarlanmış... gelecek insanlara haber gitmiş. ama benden de kimsenin hayatı boyunca duymadığı, görmediği tarzda bir yaklaşım.
neyse sonunda üstün çabam ve duygu sömürüm sonucu 14'üne ertelendi nişan.
şimdi benim hatun yarın anasının evine gidiyor. nişana kadar orda kalacak.
kendisi çok akıllı ve çakal bir insandır. üstelik hiç bir şey de sezdirmez son ana kadar. henüz tahminim maçın varlığından haberdar değil. ama haberdar olduğu dakika puzzle'ın kayıp parçası tamamlanacak ve büyük resmi görecek. zaten nikah da kasım ayının bir cumartesi günü... hep espirisini yapıyodum, galatasaray maçına denk gelirse nikaha gelirim gece siz eğlenirsiniz kendi başınıza diye... şakasına bile uyuz oluyodu. anlamaması mümkün değil. zira hala inanmadı 13'ünü uğursuz olduğu için istemediğime. sadece sebebi bilmiyor. belki de biliyor ama öldürücü darbesini planlıyor. bildiğini bana sezdirmiyor. hay amk. bence hala bilmiyor. bilse demin baya içten sarıldı. o kadar içten olamazdı. bu şüphe bile insanı öldürüyor yahu...
ümitsiz çabalarım sürüyor öğrenmesin diye. evde atv izletmiyorum. maç reklamına denk gelebiliriz zira sdjknfsdkf. allahtan annesi ve babasının da futbolla hiç alakası yok. gerçi annesi atv'de dizi izliyor mu acaba? bir de yarın anasına gidiyor dedim ya, şehir dışından da arkadaşı gelecek. kız tarafını kalabalıklaştırmak adına : ) onun da futbolla alakası yok. belki bir ihtimal öğrenmez mi diye umut ediyorum. hazırlıklara, muhabbete falan dalarsa öğrenmeyebilir bence. fakat öğrenir ya. öğrenirse bak açık söylüyorum ebemi siker. ömrüm hamza hamzaoğlu'nun umut bulut'un sözleşmesi uzamasaydı bile ben uzatacaktım açıklamasından sonraki galatasaray teknik direktörlüğü kadar kısa olur. kahveye tuz yerine fare zehiri koyar.
beyler önce veya sonra galba öğrenmemesi mümkün değil.
arkadaş ne bok yicem ben ya? bir de şu an kendi sonumu hazırlıyor da olabilirim.
4 senedir stalkerlık yaptığına şahit olmadım. ama sözlük nickimi biliyor. durup dururken bakmaz. gerçi murphy kanunları... bakacağı tutar.
hayatım bu satırları okuyosan seni çok seviyorum. sadece nişanımızda konsantrasyonumu o anın güzelliğinden uzaklaştırabilecek bir faktör olsun istemedim. o anın hayatımın sonuna kadar gözlerimin önünd... bu olmadı amk. yani nişanlanırken tabi ki bir maç konsantrasyonumu dağıtmayacak da ama ya gelenlerin konsantrasyonu dağılırsa ve nişan sönük geçerse? bu da olmadı çünkü senin güzelliğin karşısında kimsenin konsantrasyonunun dağılması mümkün değil... ama şöyle düşün, 13 uğursuz rakam. ben uğursuzluk o gün beni üzecekse galatasaray yenilsin de üzüleyim diye şeyettim. olmadı yine dimi? tamam dürüst oluyorum. ya bebeğim ben bi bok yedim, madem yedim umarım galatasaray beşiktaş'a çok pis koyar.
anlatıyorum.
13 ağustos'ta nişanlanıyordum. en baştan dedim hatuna evlilik için de, nikah için de, nişan için de ne istiyorsan benim kabulüm. yeter ki beni koşturmayın, karar verin benim için farketmez. eh bunlar bir iki defa işin içine beni de çekmeye çalıştılar ama hiç karışmadım. karışmadım ama nişanı 13 ağustosta yapalım mı diye sorduklarında da; farketmez, size uyarsa bana da uyar dedim.
eee sonra ne oldu?
her türlü hazırlık bitti. bir de baktım ki o gün maç var. izlemem de lazım. çok düşündüm. acaba erken saatte biter mi, bitmese bile ben bi köşede maçı izlesem mi diye. ama olmaz amk olmaz. bütün gece uyuyamadıktan sonra cahil cesaretiyle mi emin değilim yaptığım planı uygulamaya koydum. sabah da annemlere kahvaltıya gidecektik, benim surat bir karış. surat astığım nadirdir tarihte. ne oldu diyolar ses yok. ne oldu diyolar ses yok. en sonunda 2 gecedir uyuyamadım dedim. neden diye sordular. ya ben 13'ünde nişan yapmak istemiyorum, uğursuz rakam, çok dert oldu içime dedim.
annemle kız arkadaşım aynı anda çayı püskürtmemek için boğulmayı göze aldılar. amk tamamen materyalist ve analitik düşünceyle hayatını yaşayan benden duydukları en garip şey oldu sanırım. hayır 4 yaşındayken uslu olmam için beni öcü gelecek diye korkutmaya çalıştıklarında sen niye korkmuyosun, sana bişey yapacak kadar güçlü değilse bana da bir şey yapmaya cesaret edemez diyen insanım ben ananeme. zaten insanları şaka yapmadığıma inandırmam da 20 dakikayı buldu. bir gün önce ya da bir gün sonra yapalım dedim. e tabi 7-8 gün kalmış, her şey ayarlanmış... gelecek insanlara haber gitmiş. ama benden de kimsenin hayatı boyunca duymadığı, görmediği tarzda bir yaklaşım.
neyse sonunda üstün çabam ve duygu sömürüm sonucu 14'üne ertelendi nişan.
şimdi benim hatun yarın anasının evine gidiyor. nişana kadar orda kalacak.
kendisi çok akıllı ve çakal bir insandır. üstelik hiç bir şey de sezdirmez son ana kadar. henüz tahminim maçın varlığından haberdar değil. ama haberdar olduğu dakika puzzle'ın kayıp parçası tamamlanacak ve büyük resmi görecek. zaten nikah da kasım ayının bir cumartesi günü... hep espirisini yapıyodum, galatasaray maçına denk gelirse nikaha gelirim gece siz eğlenirsiniz kendi başınıza diye... şakasına bile uyuz oluyodu. anlamaması mümkün değil. zira hala inanmadı 13'ünü uğursuz olduğu için istemediğime. sadece sebebi bilmiyor. belki de biliyor ama öldürücü darbesini planlıyor. bildiğini bana sezdirmiyor. hay amk. bence hala bilmiyor. bilse demin baya içten sarıldı. o kadar içten olamazdı. bu şüphe bile insanı öldürüyor yahu...
ümitsiz çabalarım sürüyor öğrenmesin diye. evde atv izletmiyorum. maç reklamına denk gelebiliriz zira sdjknfsdkf. allahtan annesi ve babasının da futbolla hiç alakası yok. gerçi annesi atv'de dizi izliyor mu acaba? bir de yarın anasına gidiyor dedim ya, şehir dışından da arkadaşı gelecek. kız tarafını kalabalıklaştırmak adına : ) onun da futbolla alakası yok. belki bir ihtimal öğrenmez mi diye umut ediyorum. hazırlıklara, muhabbete falan dalarsa öğrenmeyebilir bence. fakat öğrenir ya. öğrenirse bak açık söylüyorum ebemi siker. ömrüm hamza hamzaoğlu'nun umut bulut'un sözleşmesi uzamasaydı bile ben uzatacaktım açıklamasından sonraki galatasaray teknik direktörlüğü kadar kısa olur. kahveye tuz yerine fare zehiri koyar.
beyler önce veya sonra galba öğrenmemesi mümkün değil.
arkadaş ne bok yicem ben ya? bir de şu an kendi sonumu hazırlıyor da olabilirim.
4 senedir stalkerlık yaptığına şahit olmadım. ama sözlük nickimi biliyor. durup dururken bakmaz. gerçi murphy kanunları... bakacağı tutar.
hayatım bu satırları okuyosan seni çok seviyorum. sadece nişanımızda konsantrasyonumu o anın güzelliğinden uzaklaştırabilecek bir faktör olsun istemedim. o anın hayatımın sonuna kadar gözlerimin önünd... bu olmadı amk. yani nişanlanırken tabi ki bir maç konsantrasyonumu dağıtmayacak da ama ya gelenlerin konsantrasyonu dağılırsa ve nişan sönük geçerse? bu da olmadı çünkü senin güzelliğin karşısında kimsenin konsantrasyonunun dağılması mümkün değil... ama şöyle düşün, 13 uğursuz rakam. ben uğursuzluk o gün beni üzecekse galatasaray yenilsin de üzüleyim diye şeyettim. olmadı yine dimi? tamam dürüst oluyorum. ya bebeğim ben bi bok yedim, madem yedim umarım galatasaray beşiktaş'a çok pis koyar.