183
maç üzerinden genel bir yazı yazıp içimi dökme ihtiyacı hissediyorum gerçekten neredeyse her yıl yaşanan haksızlıklardan artık midem bulanmaya başladı ve 6 yaşından beri üst seviyelerde oynadığım spordan soğudum desem yeridir.
bu federasyon,bu hakemler daha doğrusu bu kokuşmuş düzen varken bize ülker arenada hiç bir zaman maç kazandırmayacaklar öncelikle bunu kabul etsin herkes ki zaten final maçına çıkmadığımız serinin ilk maçını aslında kazanmıştık ama tek düdük maçı elimizden aldı karşıya verdi,ondan önce mahmuti zamanı son topta kaybettiğimiz maçta çift hanelerle öndeyken çıkan olaylar sonrası maçın durması ve hakem düdükleriyle farkın kapatılıp emeğimizin çalınması dün gibi aklımızda.
bugün de fark beşe inecekken o 3+1 sayılık basket faulu çalmayacak hakem dünyada yoktur,tartışılması bile abesttir ama o verilmeyen basket sonrası dönen topta fark 12'ye çıktı ve yine tek düdükle rakibin yanına yaklaşmamıza bile izin verilmedi.
ünal aysalı sevin sevmeyin ama bu kirli düzene karşı çıkan tanıdığım en cesur adamdı,çünkü o da biliyordu ki ilk maç sonrası ve bizim sahamızın kapatılıp onların sahasının kapatılmaması sonrası son maçta sahaya 5 değil 15 kişi çıksak yine de o maçı bize ka-zan-dırt-ma-ya-cak-lar-dı!.
o da masa başında kurulan düzeni bozdu,şikecilerin federasyonla beraber biz piyon olarak sahaya çıkarıp kendilerini tatmin etmelerine izin vermedi ve heveslerini kursaklarında bıraktı.
bugüne geldiğimizde ise şikeci başı bizim hocamıza parmak sallıyor tehdit ederek,tüm tribün göksenin'in annesine dakikalarca küfür ediyor çünkü bizim başımızda beceriksiz,vasıfsız,çapsız adamlardan oluşan ki adam dediysem lafın gelişi bir sürü insan var.bizim takımı orda döve döve yenseler gıkları çıkmaz çünkü o yönetimdekilerin belki yarısının o gün maç olduğundan haberi yoktur,bi yarısının da basketboldan haberi yoktur.
sen basın toplantısı yapıp federasyon başkanına sen kimsin harun diyerek istifasını istiyorsan onun arkasını doldurmak zorundasın,dolduramıyorsan ve çapın yetmiyorsa defolup gideceksin.
galatasarayı bu şekilde sahipsiz bırakan kim varsa artık taraftarın bunlara karşı uyanması gereklidir artık yeter.
spordaki kirli düzen bozulmadan,şike çetesi ve onların federasyonlara yerleştirdiği kurullar dağılmadan basketbol,futbol,voleybol farketmez masa başında ezilmeye mahkumuz.
son sözlerim de gerçekten çok sevdiğim iki adam ergin ataman ve sinan güler için;
hocam milli takım antrenörü olabilirsin ve tarafszı görünme çabasına girebilirsin ama unutma ki sen galatasaray'ın da antrenörüsün.
bugün taraftar senin oyuncunun annesine küfür ediyor diye anons istiyorsun,hakem anons yaptırmadığı gibi sana teknik faul çalıyor,senin 4 sayılık oyununu geçerli saymıyor ve rakibe yaklaşmana izin vermiyorlar ve sen maçtan sonra çıkıp tek kelime etmiyorsun.eğer bu kadar milli takımı istiyorsan ve federasyonla ters düşmek istemiyorsan tutmayalım hocam biz seni çünkü ahlaksızlar ordusuna başarılar dilemenden ya da sürekli teşekkür etmenden sıkıldık sen bizim imparatorumuzsun ve ne olur tarafını seç ki biz de ikinci bir fatih terim vakası yaşayacak mıyız görelim.
sinan güler ise maç sonu taraftara kendisini alkışladığı ve centilmenlikleri için teşekkür etti,çok merak ediyorum bu konuşmadan sonra gökseninin annesine edilen küfürlere rağmen bunu söylediği için otobüse binince gökseninin suratına bakabildi mi?
takım kaptanının ilk görevi oyuncusunu kollamak,ona sahip çıkmak değil midir?
uzun lafın kısası artık bu centilmenlik vs. geyiğini bırakıp,gerçekte dönen dolapların farkına varıp hak edene hak ettiği dilden konuşmayı öğrenmeli ya da onların bu düzenini başlarına yıkmalıyız yoksa bir 10 sene sonra yine aynı kahrı yaşamak zorunda kalırız.
bu federasyon,bu hakemler daha doğrusu bu kokuşmuş düzen varken bize ülker arenada hiç bir zaman maç kazandırmayacaklar öncelikle bunu kabul etsin herkes ki zaten final maçına çıkmadığımız serinin ilk maçını aslında kazanmıştık ama tek düdük maçı elimizden aldı karşıya verdi,ondan önce mahmuti zamanı son topta kaybettiğimiz maçta çift hanelerle öndeyken çıkan olaylar sonrası maçın durması ve hakem düdükleriyle farkın kapatılıp emeğimizin çalınması dün gibi aklımızda.
bugün de fark beşe inecekken o 3+1 sayılık basket faulu çalmayacak hakem dünyada yoktur,tartışılması bile abesttir ama o verilmeyen basket sonrası dönen topta fark 12'ye çıktı ve yine tek düdükle rakibin yanına yaklaşmamıza bile izin verilmedi.
ünal aysalı sevin sevmeyin ama bu kirli düzene karşı çıkan tanıdığım en cesur adamdı,çünkü o da biliyordu ki ilk maç sonrası ve bizim sahamızın kapatılıp onların sahasının kapatılmaması sonrası son maçta sahaya 5 değil 15 kişi çıksak yine de o maçı bize ka-zan-dırt-ma-ya-cak-lar-dı!.
o da masa başında kurulan düzeni bozdu,şikecilerin federasyonla beraber biz piyon olarak sahaya çıkarıp kendilerini tatmin etmelerine izin vermedi ve heveslerini kursaklarında bıraktı.
bugüne geldiğimizde ise şikeci başı bizim hocamıza parmak sallıyor tehdit ederek,tüm tribün göksenin'in annesine dakikalarca küfür ediyor çünkü bizim başımızda beceriksiz,vasıfsız,çapsız adamlardan oluşan ki adam dediysem lafın gelişi bir sürü insan var.bizim takımı orda döve döve yenseler gıkları çıkmaz çünkü o yönetimdekilerin belki yarısının o gün maç olduğundan haberi yoktur,bi yarısının da basketboldan haberi yoktur.
sen basın toplantısı yapıp federasyon başkanına sen kimsin harun diyerek istifasını istiyorsan onun arkasını doldurmak zorundasın,dolduramıyorsan ve çapın yetmiyorsa defolup gideceksin.
galatasarayı bu şekilde sahipsiz bırakan kim varsa artık taraftarın bunlara karşı uyanması gereklidir artık yeter.
spordaki kirli düzen bozulmadan,şike çetesi ve onların federasyonlara yerleştirdiği kurullar dağılmadan basketbol,futbol,voleybol farketmez masa başında ezilmeye mahkumuz.
son sözlerim de gerçekten çok sevdiğim iki adam ergin ataman ve sinan güler için;
hocam milli takım antrenörü olabilirsin ve tarafszı görünme çabasına girebilirsin ama unutma ki sen galatasaray'ın da antrenörüsün.
bugün taraftar senin oyuncunun annesine küfür ediyor diye anons istiyorsun,hakem anons yaptırmadığı gibi sana teknik faul çalıyor,senin 4 sayılık oyununu geçerli saymıyor ve rakibe yaklaşmana izin vermiyorlar ve sen maçtan sonra çıkıp tek kelime etmiyorsun.eğer bu kadar milli takımı istiyorsan ve federasyonla ters düşmek istemiyorsan tutmayalım hocam biz seni çünkü ahlaksızlar ordusuna başarılar dilemenden ya da sürekli teşekkür etmenden sıkıldık sen bizim imparatorumuzsun ve ne olur tarafını seç ki biz de ikinci bir fatih terim vakası yaşayacak mıyız görelim.
sinan güler ise maç sonu taraftara kendisini alkışladığı ve centilmenlikleri için teşekkür etti,çok merak ediyorum bu konuşmadan sonra gökseninin annesine edilen küfürlere rağmen bunu söylediği için otobüse binince gökseninin suratına bakabildi mi?
takım kaptanının ilk görevi oyuncusunu kollamak,ona sahip çıkmak değil midir?
uzun lafın kısası artık bu centilmenlik vs. geyiğini bırakıp,gerçekte dönen dolapların farkına varıp hak edene hak ettiği dilden konuşmayı öğrenmeli ya da onların bu düzenini başlarına yıkmalıyız yoksa bir 10 sene sonra yine aynı kahrı yaşamak zorunda kalırız.