177
maçı kaybettik. ikinci çeyrekte fark bir anda 20 civarına uçmasaydı baştan sona başa baş bir maç olacaktı. iyi işaretler de verdik kötü işaretler de.
178
cok kotu savunma yaptik. son periyotta mac 8 sayilara dustu 2 tane savunma yapsak mac donecek ama her hucumda sayi yedik. 93 sayi yedigin maci kazanamassin zaten. green nerde haberi olan varmi? bir ara egeyi izledim udoh karsisinda cok ezildi. resmen udoh un cocugu gibiydi.
179
öncelikle ozur diliyorum.
maç boyunca gerek oyunculara gerek hocaya isyan ettim. teknik faulluk yorumlaf yaptim. aslında sitemimiz yönetime, yonetimsizlige. eldeki oyuncu grubu bu. sinekten yağ çıkarmalarını bekliyoruz her daim. bu umudu da veren aslında aynı takım ama insan maç içersinde tutamıyorum kendini. ben ekran başında tutamıyorum onlar ne yapsın. daha dikkatli olmaları gerekiyor, provokasyona gelmemeleri gerekiyor ama maalesef geliyoruz.
neyse canlari sağolsun.
180
parası olanın kazandığı maç, maalesef. 2. periyot dışında kafa kafaya oynadık maçı. lakin işte adam yok elimizde. boyalı alandan parçaladılar bizi. lasme dışında o boyalı alanda duracak adam yok. seneye adam şart pota altına. dorsey varken yada yokken herkes bizi boyalı alandan zorlayabildi.
181
aslanlarımıza bir kez daha teşekkür ettiğimiz ve de yönetimi istifaya çağırdığımız maç.
182
buradaki arkadaşlara sesleniyorum, şunu hiçbir zaman unutmayın; biz bu salonda kazansak da kazanamayız. bunu daha önce yaşadık, kazandırtmazlar. belli yani var bir senaryo. anca saha avantajı elimizde olacak ki öyle geçelim turu. mccollum'un 3+1'i verilseydi fark 5 e iniyordu, indirtmediler. çünkü ritim yakalamıștık, ne çembere gidebiliyorlardı ne de dış şut sokabiliyorlardı. türk basketbolunun en iyi hakemlerinden gösterilen engin kennerman gözünün önündeki, herkesin tereddütsüz basketi vereceği pozisyonda sadece faulü işaret etti. bu dakikadan sonra bıraktım zaten izlemeyi, fark 8'e indi, geri dönüyoruz gibi şeyler yazmışsınız. yazmayın. bunlar bizim gibi saf, temiz, hakkaniyet kollayanlardan değil. sonunda yine üzülen biz oluyoruz, takımın ikinci maçı kazanıp cevabı sahada vermesini canı gönülden istiyorum ama yukarıda yazdıklarımdan dolayı umudum yok. biz üzülmeyelim de gerisi önemli değil, hakkımızla kaybedelim ama öyle kazanmayalım. tanım: galatasarayımın aslanlar gibi oynayarak kaybettiği maç.
183
maç üzerinden genel bir yazı yazıp içimi dökme ihtiyacı hissediyorum gerçekten neredeyse her yıl yaşanan haksızlıklardan artık midem bulanmaya başladı ve 6 yaşından beri üst seviyelerde oynadığım spordan soğudum desem yeridir.
bu federasyon,bu hakemler daha doğrusu bu kokuşmuş düzen varken bize ülker arenada hiç bir zaman maç kazandırmayacaklar öncelikle bunu kabul etsin herkes ki zaten final maçına çıkmadığımız serinin ilk maçını aslında kazanmıştık ama tek düdük maçı elimizden aldı karşıya verdi,ondan önce mahmuti zamanı son topta kaybettiğimiz maçta çift hanelerle öndeyken çıkan olaylar sonrası maçın durması ve hakem düdükleriyle farkın kapatılıp emeğimizin çalınması dün gibi aklımızda.
bugün de fark beşe inecekken o 3+1 sayılık basket faulu çalmayacak hakem dünyada yoktur,tartışılması bile abesttir ama o verilmeyen basket sonrası dönen topta fark 12'ye çıktı ve yine tek düdükle rakibin yanına yaklaşmamıza bile izin verilmedi.
ünal aysalı sevin sevmeyin ama bu kirli düzene karşı çıkan tanıdığım en cesur adamdı,çünkü o da biliyordu ki ilk maç sonrası ve bizim sahamızın kapatılıp onların sahasının kapatılmaması sonrası son maçta sahaya 5 değil 15 kişi çıksak yine de o maçı bize ka-zan-dırt-ma-ya-cak-lar-dı!.
o da masa başında kurulan düzeni bozdu,şikecilerin federasyonla beraber biz piyon olarak sahaya çıkarıp kendilerini tatmin etmelerine izin vermedi ve heveslerini kursaklarında bıraktı.
bugüne geldiğimizde ise şikeci başı bizim hocamıza parmak sallıyor tehdit ederek,tüm tribün göksenin'in annesine dakikalarca küfür ediyor çünkü bizim başımızda beceriksiz,vasıfsız,çapsız adamlardan oluşan ki adam dediysem lafın gelişi bir sürü insan var.bizim takımı orda döve döve yenseler gıkları çıkmaz çünkü o yönetimdekilerin belki yarısının o gün maç olduğundan haberi yoktur,bi yarısının da basketboldan haberi yoktur.
sen basın toplantısı yapıp federasyon başkanına sen kimsin harun diyerek istifasını istiyorsan onun arkasını doldurmak zorundasın,dolduramıyorsan ve çapın yetmiyorsa defolup gideceksin.
galatasarayı bu şekilde sahipsiz bırakan kim varsa artık taraftarın bunlara karşı uyanması gereklidir artık yeter.
spordaki kirli düzen bozulmadan,şike çetesi ve onların federasyonlara yerleştirdiği kurullar dağılmadan basketbol,futbol,voleybol farketmez masa başında ezilmeye mahkumuz.
son sözlerim de gerçekten çok sevdiğim iki adam ergin ataman ve sinan güler için;
hocam milli takım antrenörü olabilirsin ve tarafszı görünme çabasına girebilirsin ama unutma ki sen galatasaray'ın da antrenörüsün.
bugün taraftar senin oyuncunun annesine küfür ediyor diye anons istiyorsun,hakem anons yaptırmadığı gibi sana teknik faul çalıyor,senin 4 sayılık oyununu geçerli saymıyor ve rakibe yaklaşmana izin vermiyorlar ve sen maçtan sonra çıkıp tek kelime etmiyorsun.eğer bu kadar milli takımı istiyorsan ve federasyonla ters düşmek istemiyorsan tutmayalım hocam biz seni çünkü ahlaksızlar ordusuna başarılar dilemenden ya da sürekli teşekkür etmenden sıkıldık sen bizim imparatorumuzsun ve ne olur tarafını seç ki biz de ikinci bir fatih terim vakası yaşayacak mıyız görelim.
sinan güler ise maç sonu taraftara kendisini alkışladığı ve centilmenlikleri için teşekkür etti,çok merak ediyorum bu konuşmadan sonra gökseninin annesine edilen küfürlere rağmen bunu söylediği için otobüse binince gökseninin suratına bakabildi mi?
takım kaptanının ilk görevi oyuncusunu kollamak,ona sahip çıkmak değil midir?
uzun lafın kısası artık bu centilmenlik vs. geyiğini bırakıp,gerçekte dönen dolapların farkına varıp hak edene hak ettiği dilden konuşmayı öğrenmeli ya da onların bu düzenini başlarına yıkmalıyız yoksa bir 10 sene sonra yine aynı kahrı yaşamak zorunda kalırız.
184
zorlu deplasman serisinin ilk ayağı olan maç. hem bizim için deplasmandaki fener maçları hem de bizim sahamızda fenerbahçe için oynanan maçların ne kadar zor olduğunu son yıllardaki eşleşmelerde hep gördük. bu tür maçlarda amaç evsahibi avantajını kırabilecek bir sürpriz yapabilmek. yani kaybetmek aslında bir sürpriz olmuyor. burada en önemli durum sakinliğini koruyabilmek ve rakip taraftarı uyutabilmek. fakat bu maçta göksenin çok gereksiz bir anda fenerbahçeli basketbolcularla yaşadığı gerilim tüm stadın fitilin ateşledi ve o dakikaya kadar uyumasa da rolentide olan fenerbahçe taraftarını ateşledi. o dakikaya kadar da başabaş giden maç çok kısa sürede 10 sayı farka çıktı ve takımımızın gardı düştü. bundan sonraki maç için tüm takım ergin hocamızı dinlerse evsahibi galibiyet serisini kırabilecek kadroya sahibiz. başarılar eurocup kahramanları...
185
bu maçı öncesi ile değerlendirmek gerekirse, euroleague'i verdik sanırken aldığını sanıp son anda yine veren bir basketçi topluluğu var ortada. olası bir mağlubiyette darmadağın olacak bir topluluk. normal koşullarda iki takımın gücü kıyaslandığında ibre feneri işaret eder elbette ama hiçbir galatasaray fener maçı baskette dahi bu güçlere göre neticelenmiyor. dün akşam oynanan maçın en önemli anı 3+1 basket faulle fark 5 sayıya inecekken, yediğimiz üçlükle 12 sayıya çıktığı an. fark 5 sayıya düşse euroleague ikincisinin psikolojinin ne olacağı, o topu hakem yandan başlatınca bizim takımın ne yaparsak yapalım hakem zaten izin vermeyecek psikolojisi maalesef her fener galatasaray maçında olduğu gibi takımızı mağdur etti. fenerin bizi yenmek için hakeme falan da ihtiyacı olmamasına rağmen en ufak bir ihtimal ortaya çıktığı anda hakemleri bu kadar art niyetlice ortaya çıkmaları, adamların işlerini hiç şansa bırakmadığını gösteriyor. böyle haksızlıklar bana hep fenerin denizli faciasını hatırlatır. maçtan önce turla ilgili pek umudum yoktu ama özellikle çalınan son şampiyonluğumuzdan sonra, hala ergin hocaya yapılanları, hala aynı hakem kepazeliklerini gördükçe bu turda feneri tokatlamak, ilahi adalet, karma ne derseniz deyin, çok adil olacaktır.