• 13483
    tabi ki problem kadro yapısıyla alakalı olan takım. ama futbol takım kadrosu değil tüm camianın kadrosu.
    futbol takım kadrosunda bu problemi oluşturan da berbat transfer politikasıdır.
    şu adam iyi kafaya çıkıyor al defansa.
    bu çocuk 15 maçta 10 gol atmış al forvete.
    bu ortasaha bilmem kaç asisti var al.
    10 numara topçu muthiş kariyeri var al.

    böyle kadro kurulmaz ki. bir oyun sistemin olur ona göre topçuları oynatırsın.
    mesela celtic gibi oyunu taa cizgilere açıyorsundur, savunmadan uzun topla çıkıyorsundur, alırsın boylu poslu adamları oynarlar.
    ya da ben daha çok yerden kısa paslarla çıkacağım ayağa top oynayacağım dersin ona göre topçular alırsın.
    ben şok preslerle top kazanıp hücuma çıkacağım dersin ona göre topçular oynatırsın.
    böyle bir sürü varyasyon var.
    önce galatasaray'ın geçmişini ve başarılı olduğu yılları referans alıp ekolünü iyi irdelemek lazım.
    galatasaray'dan bir barcelona yapamazsın. tutmaz olmaz. en başta tribün bunu kucaklamaz.
    dediğim gibi galatasaray'ın belli başlı bir ekolü vardır bunu az çok hepimiz biliyoruz.
    bu ekole uygun bir hoca getirmekle işe başlanmalıdır. galatasaray takımı savunmada kalıp uzun ve koşu yoluna toplarla gol ararsa başarılı olamaz.
    bu oyunu en iyi uygulayan takım olsa bile istediği skorlara ulaşamaz.
    galatasaray'ın 10 numarası hagi gibi melo gibi olmalıdır. bakın ikisi farklı mevkide oyuncular ama ikisinin de hırs, azim mücadele gibi ortak noktaları var.
    yanlış anlaşılmasın sneijder de böyle bir adam o yüzdendir ki kötü oynasa bile taraftar onu sever. ama onun bir suçu yok,10 numaranın melo'dan alınıp sneijder'e verilmesi galatasaray ekolü için terstir. ne olurdu sneijder bizim efsane 14 numaramız olarak kalsa ? cruyff öyle değil mi ? inanın ben de sneijder'i çok seviyorum ama melo'dan 10 numaranın alınmasını bakın işte hala unutamıyorum.
    fener'in efsanesi alex. eminim burada çoğu insan ona gıpta ile bakmıştır. ama alex biz de olsaydı emin olun şu an adını kimse hatırlamıyor olurdu, lincoln kadar bile hatırlanmazdı.

    galatasaray'ın forveti burak veya drogba olmaz.messi de olmaz. galatasaray'ın forveti hamal olur, hakan sukur olur, elmander olur. hatta dünyanın en yeteneksiz forveti umut'un bile çoğu taraftarın gözünde burak'dan daha tercih edilesi olması da bundandır.
    burak 50 maçta 500 gol atsa bile bu camianın ekolüyle uyuşmaz. uzun vadeli başarılar elde edilmez.
    hayallere kapılmadan ekolümüzü iyi tanımak buna göre hareket etmek lazım.
    galatasaray en çok sarı kart görüp uefadan uyarı alan ekoldür, faulsuz maçı bitiren değil.
    galatasaray bacak aralarının ortasaha da top sektiren dünya yıldızlarının şampiyonluk bile getirse baş tacı edilmediği yerdir.
    tarihimizde örnekleri çok.

    galatasaray ne kadar eleştirilse de abdurrahim albayrak ruhuna sahip olduğu zaman başarılı olmuştur, olacaktır.
    galatasaray başkanı klas adam olmak zorundandır. borca sokmuş bilmem ne yapmış onu bilmem, galatasaray başkanı eline mikrofonu alıp sahanın ortasında anırmaz, o yüzden faruk süren'dir, ünal aysal'dır. adnan polat olamamıştır.
    kıyafetiyle dalga geçilen adam da olamaz. galatasaray baskanı geri planda olur ama gerektiğinde kükrediğinde kimsenin sesi çıkamaz.
    galatasaray ben yaptımcıların değil işini sessiz sakin yapıp locasında kendine yapılan tezahuratlara ufak bir gülümsemeyle karşılık veren alçakgönüllü yöneticilerin başarılı olduğu yerdir.

    galatasaray hocası rakip de aslında çok iyi takım demez, siz de her maça galibiyet istiyorsunuz caanıımm diyenlerin değil, çok kızgınız ama eski terim gibi kaybettiğinde benim suçum diyebilenlerin başarılı olduğu yerdir.
    ataman gibi galatasaray'ın olduğu yerde favori rakip olamaz diyenlerin mekanıdır.
    galatasaray inanç ile ego patlaması arasındaki ince cizgiyi ayarlayamazsa ekolünden uzaklaşır başarısız olur.

    galatasaray kaptanı, selçuk gibi elleri açık çaresiz bakmaz,
    hakan balta gibi küfür eder.
    hamit gibi roportaj vermez, ne kadar doğru söylese de takım arkadaşlarını taraftarın önüne atmaz.
    denayer gibi olur, bana sag bek oynar mısın dediler ben de oynarım dedim der ve oynar trip atmaz.
    benim mevkiğim burası değil o yüzden kötü oynuyorum demez.
    yasin gibi roportaj verir, daha iyisini yapacağım der. fedakarlık yapar. metrobusle idmana gider gerekirse.

    hani diyorsunuz ya seviye. işte yasin galatasaray seviyesinin topçusu değil diyorsunuz ya hiç anlamıyorum. asıl yasin tam bir galatasaray topçusudur. ilk geldiği gün dedim bunu. kim alıp getirdiyse helal olsun.

    bu böyle uzun uzun yazılır arkadaşlar. katılan olur katılmayan olur ama ben 30 yaşında bir galatasaraylı olarak tarihte bunları gördüm yaşadım.
    inanın bize harika topçular geldi ama kariyerlerini bitirdiler sadece.
    hep aynı kısır döngüyü yaşıyoruz. elmander geleceği dönem bakın bu sözlükte bile yazılmış drogba'nın adının geçtiği yerde ben elmander istemem yazmış adam.
    ben onu suçlamıyorum hepimiz iluzyon yaşıyoruz bazen yıldızların parlaklığı gözlerimizi kör ediyor. ben de yaşıyorum. ama bir adım geri atıp büyük resmi gördüğümde kızıyorum kendime.

    aslında bu kadar uzatmama gerek yoktu, bu yazının ana fikri aslında şudur;
    ekolümüze uygun bir yönetim kurulu, ekolümüze uygun bir hoca ve o hocanın kendine uygun oyuncularıyla biz arzuladığımız hedeflere koşarız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın