• 13464
    şu an bu durumda olmasının baş sebebi yönetim ve teknik heyettir. akşamki maç* artık bardağın iyice taştığı maç oldu.

    transfer yapılmadı diye değil bu kadar sinir, bu kadar eleştiri.
    yönetime geldikleri günden beri hem başkanın ve yanındakilerinin hem de hamza hamzaoğlu'nun 2 lafı birbirini tutmadı. benim en çok kızdığım şey bu.

    bütçemiz mi yok, borcumuz mu var? bunu çık adam gibi anlat. beşiktaş gibi "feda" muhabbeti yapma, kendinle dalga geçtirtme ama çık anlat. ffp'yi güzelce anlat sonra gerekirse hiç transfer yapma. ama söylediklerin tutarlı ve elle tutulur şeyler olsun. kesinlikle daha az eleştiri toplarsın.

    şampiyonluk geldikten sonra yapılanları sıralayayım;
    -dursun özbek, "size ibra'yı getireyim mi?" diye sordu taraftara. tüm transfer duyumlarına dayanak oldu bu. sonra ağustos sonuna doğru, transfer sezonu bitimine az bir süre kala ibra ile hiç ilgilenmediklerini söyledi. madem öyleydi; neden iddiaların çok ciddileştiği temmuz ayında yapılmadı bu açıklama? tepkilerden mi korktular? yoksa açıklama yapmaya mı üşendiler? gerek mi duymadılar? bilinçsizlikten mi? hepsi olabilir maalesef, öyle başarısız öyle işbilmez bir başkan ve yönetim.
    -yönetiminde olan cüneyt tanman transferden sorumlu ve tam yetkili olarak atanmışken onun sınırlarını kardeşini kulübün içine sokmak suretiyle alanını ihlal etti tanman'ın. en basitinden sabri'nin sözleşme uzatılma meselesinde araya girip verilecek ücreti yükselten kişinin başkanın kardeşi olduğu söylendi. ortaya komisyon, vs. birçok iddia atıldı. bunun üstüne başkan bir de tanman'ı kulüpten uzaklaştırıp kardeşini tanman'ın pozisyonuna getirdi. hangi yetkiyle, hangi amaçla? kardeşinin ne gibi deneyimleri vardır bu konuda, mehmet özbek ismini daha önce kaç kişi duydu? parası olmayan kulüp ücretinde belki de indirime gitmesi gereken sabri'ye katbekat fazla kontrat vermesi nasıl bir tutarsızlıktır?
    -dursun özbek salı günü transferlerin açıklanacağını söyleyerek tarih verdi. değil o salı üzerinden 10 tane salı geçti, beklenen transferler yine yapılmadı. sadece galatasaray taraftarlarını değil herkesi kendine ve galatasaray'a güldürdü bu yüzden. galatasaray başkanı'nın bir ağırlığı vardır.
    -otel projesi var bir de. otele göre daha kolay yönetilebilecek, daha az sermaye gerektiren gsstore her yıl zarar üstüne zarar ederken, çok kötü yönetilirken, otelden zarar edeceğimizi tahmin etmek zor olmasa gerek. daha otelin yapımı için gereken süre ve kendisini amorti etmesi için geçecek süreyi söylemedim.
    futbol takımı yönetmini eline yüzüne bulaştıran bir yönetime riva'nın kullanımı için yetki verildi, -ki riva bu kulübün güvencelerinden biridir.- inşallah orayı da batırmazlar.
    -melo'nun yerini doldurmadan son gün son saatlerde gönderdiniz, arkasından tüm yaz gitmek istediğini söyleyip onu suçladınız.
    madem öyleydi, yerine birilerini neden almadınız?
    -grosskreutz transferindeki rezalet... eksik olduğumuz nerdeyse tüm bölgelerde oynayabilecek bir oyuncuyu saçma sapan bir hata yüzünden ocak ayına kadar oynatamayacağız, belki de o süreçte şampiyonluğa havlu atacağız belki de cl'den eleneceğiz. oyuncunun psikolojisini alt üst etmelerine hiç girmiyorum. o adam ne zaman form tutacak, takıma aidiyet hissedecek? oyuncunun ücretini de ödüyoruz bu arada. ama son saate kalmasının nedeni bonservisinde indirim sağlamaya çalışmamızmış, onu da övünerek söylüyor işbilir başkan. melo'yu da aynı sebepten son saatlerde gönderdik. melo'nun yerini dolduramadık zaten de grosskreutz transferindeki hata da pahalıya patladı işte. yemin ediyorum fifa'da managerlik yaparken son gün son 2-3 saat kala çok iyi bir oyuncuma çok iyi bir teklif gelse bile bazen satmıyorum. çünkü bazen cevap gelmeyebiliyor başka bir oyuncu transfer etmek istediğimde, transfer etmek istediğim oyuncunun takımından. siz gerçek hayatta bu kadar özverili yönetmiyorsunuz bu kulübü?
    şöyle bir hatayı fenerbahçe yapsa dalga geçmekten ne orijinal espriler çıkardı sözlükte. allah'tan fenerbahçelilerin mizahı o kadar iyi değil. :(
    -geçen seneki şampiyonluğun 2 büyük ismi muslera ve sneijder'di. sneijder'in sözleşmesinin hala uzatılmamış olması büyük skandal. sneijder'in galatasaray'ı çok sevdiğini bilmesem gitti gidecek diye rahat uyuyamam. ama adam karakterli ve galatasaray'ı seviyor diye böyle sallanmaz ki bu sözleşme meselesi. uzat, hem spekülasyonları bitir hem de takımın en iyi oyuncularından birine hakkı olan sözleşmeyi ver. ocak'ta başka bir takımla imzalama hakkına sahip olacak, bilmiyorsunuzdur söyleyeyim dedim.
    -burak'a 10m euro teklif geldiğini ama yerini dolduramayacağımız için satmadığınızı söylediniz. sonraki yıllarındaki sözleşmesinden haberiniz var mı? 10m euro'ya 2 tane genç forvet alsak yıllık ücretleri burak kadar olmazdı toplamda, forvet rotasyonumuz daha mı kötü olurdu?
    -forma reklamı meselesi. ekonomiden anladığını söylüyordunuz; 3 kupalı, şampiyonlar ligi'nde oynayacak türkiye'nin en büyük markasına reklam bulamıyorsunuz? yandex'in fenerbahçe'ye aziz yıldırım'ın söylediği kadar para verdiğini düşünmüyorum ama hiç yoktan iyidir. ki yandex ilk olarak bize gelmiş, neden direkt geri çevirdiniz? arkasından salladığınız ünal aysal hiç kimsenin sponsor bulamadığı dönemde cl için ayrı lig için ayrı 2 sponsor buldu takıma.
    -basketbol takımı'na tarihinin en büyük sponsorunu bulduğunuzu söylediniz. o sponsor ergin hoca mıydı, hocanın ücretini yarıya indirdiniz. aslan yürekli hocam, çok büyük galatasaraylı. sırf galatasaray ortada kalmasın diye imzaladı. kulüp arasa el'de oynayan 5 kulüp bulur ama kendisi giderse bu kadar rezil yönetilen şube koç bulamaz. ya da gelse bile sezon ortası giden oyuncularla beraber o koç da gider muhtemelen ama ergin hoca öyle değil.

    gelelim hamza hoca'ya...
    -geçen sezonun sonunu zor getirdik. burak en kritik maçlarda gol atamadı. muslera'nın efsane kurtarışları, sneijder'in efsane golleri, yasin'in harika oynu, selçuk ve hakan'ın müthiş golleri falan derken zar zor şampiyon olduk. ama takım oyunu namına pek bir şey yoktu, bireysel yetenekler getirdi şampiyonluğu. kısacası takımın forvete, kanata, stopere ihtiyacı olduğu gün gibi ortadaydı. taraftarın özellikle umut'a olmak üzere umut ve burak'a ne kadar uyuz olduğunu da biliyorsun. sen yaz boyu ne yaptın?
    "tatlı rekabet. :("
    "dengeler. :("
    bir ara norveçli* bir forvet konuşuldu, olmamış. o ismin olmamasına üzüldüm ama sevinmiştim, takdir etmiştim; en azından bir arayış var, hem bütçemizi aşmayacak şekilde hem genç hem de istediğimiz, ihtiyacımız olan tipte bir oyuncu diye. neden devam ettirmediniz acaba o arayışı?
    -umut'u ısrarla oynatmaya devam edip takımın tüm hücum organizasyonlarını neden baltalıyorsun? taraftara umut üzerinden bir şeyler mi ıspatlıyorsun yoksa umut'un çok formsuz ve yetersiz olduğunu mu göremiyorsun?
    -porto modeli deyip bruma'yı gönderdin. hadi orada daha iyi yetiştirir kendini diye düşündün diyelim. bu kadar az forvetimiz varken genç oyuncu sinan hala neden 33 yaşındaki fayda sağlamayan umut'un yedeği? oyun kalitemizi 3-4 tık yukarı çekebilecek bir oyuncu sinan şu haliyle bile.
    -jem paul karacan'ı aldırdın. imza ücreti ve garanti parayı verdin. adama cambiasso muamelesi de yaptın sakat olmasa bu paraya alamayacağımızı söyledin. melo da gitmişken melo'nun stiline en yakın oyuncu olan jpk neden oynamaz?
    yeri gelmişken söyleyeyim orta sahaya denayer monte edilebilir, sabri öyle ya da sağ bek oynayabilir. böylesine yumuşak orta sahalarla maça çıkmaktansa denayer ya da jpk'dan en az birinin orta sahaya monte edilmesi gerekiyor.
    -podolski yapılmaması gereken bir transferdi. ta haziran ayında yazdım. neyse, uygun bir ücrete bu transfer bitirildi. neden en verimli olduğu bölgede oynamaz? ters kanattan dribbling yapıp şut çeken bir oyuncu değil bu adam.
    -bazen umut, burak ve poldi aynı anda sahada oluyor. neden?
    -"lucas'tan biz de memnun değiliz." ne demek? bunu "şu an biraz formsuz, maç eksiği var." diyerek söylemek çok mu zor?
    umut'tan ne kadar memnunsun?
    -yaz boyu melo gitmek istiyor diye melo'yu medyanın önüne attı. sahi hoca yaz boyu sen niye o kadar çok konuştun, yönetim ne iş yaptı? gerçi onlar da çok konuştu ama pek işe yarar bir şey söylemediler.
    -astana maçı sonrası hatalarını kabul etmek bir yana hala sorunların teşhislerinden uzak, geçiştirici cümleler kuruyorsun.
    -bu takımın her ne kadar transfere ihtiyacı olsa da bu kadar berbat oynaması senin ve yönetimin suçu. yaz başından beri takımın tüm motivasyonunu yerle bir ettiniz. "transfer yapamıyoruz, herkes biraz daha özverili oynamalı." deseydiniz takım kenetlenirdi belki de. sizse sürekli dalga konusu yaptınız takımı. kimin ne oynadığı belli değil. sneijder gol atarsa, muslera tutarsa kazanıyoruz. ama işin kötüsü sezon başından ötürü ikisi de formsuz. teknik-taktik konulara ayrıca gireceğim başka bir entry'de inşallah.

    bu kadar olumsuz şey yazdık hiç mi olumlu icraatleri yok?
    var ama şu yukarıda saydıklarımın yanında yüzde olarak çok az kalıyor. hamza hoca'nın da geçen sezon çok olumlu hareketi vardı, çok iyi işler yaptı, kredisi başkana ve yönetime göre biraz daha fazla. ama yönetim en büyük suçlu ve hiç kredileri kalmadı.
    ya da tüm suç şu anki yönetime mi ait? tabii ki hayır. bu ekonomik durum uzun bir süreç sonunda bu halde. ancak diyorum ya, tutarlı değiller.
    en önce yönetim gitmeli, 1 saniye bile durmadan.
    hamza hoca da kendine gelir doğru işler yapmaya başlarsa tekrardan kalmalı yoksa o da gitmeli.
    yoksa böyle devam edersek şampiyonluk gider, grupta 3. oluruz, uefa'da da pek bir şey yapamayız.
    ama ne olacak, yönetim hocayı kalkan yapacak.

    2 senedir cl'de real-juventus-kopenhag grubuna göre daha kolay grupları değerlendiremiyoruz.
    daha hiçbir şey bitmiş değil. biz bu gruptan yine çıkabiliriz ama şu zihniyetle olacak iş değil. yönetim ya kendine çeki düzen verecek ya da istifa edecek.

    galatasaray böyle yönetilmemeli. real'in 5 yememek için uğraştığı günlerden ne günlere...
    yine söylüyorum; hiçbir şey bitmiş değil, biz bu gruptan zor da olsa çıkabiliriz.

    galatasaray!

    *
App Store'dan indirin Google Play'den alın