• 116
    ülkelerin birinde galatasaray tutkunları yaşarmış. çevredeki çakal sürüsünün de gözü taraftarlardaymış.

    ancak, taraftarlar saldırı anında bir araya geldiği zaman, çakalların yapacak bir şeyi kalmazmış. bu yüzden küçük oyunlarla beslenmek zorunda kalan çakalllar, iyi rantlanamayınca bir çare düşünmüşler. topal çakal yanına bir iki çakalı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve galatasaray taraftarlarına yanaşmış.

    "suç hep o passoligde..."

    çakalların lideri tüpçü galatasaray taraftarlarından yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış:
    "saygıdeğer taraftarlar. bugün buraya sizden özür dilemeye geldik. biliyorum bugüne kadar sizlere zarar verdik. ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. bütün suç hep o passoligde. onun rantı sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz. sizle bir sorunumuz yok. verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım."

    endüstriyel futbol karşıtı, hak hukuk bekçisi seçkin galatasaraylılar ve heyeti bu sözler üzerine aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, passoligi almışlar çakallardan. bir tek yapma hayrettin, cagaman caga ve birkaç kıymetli yazar karşı çıkmış ama kimseye dertlerini anlatamamışlar.

    "aferin sizi kutlarız!"

    bir süre sonra çakallar yine aynı yöntemle gelip, bu kez 5+3+2' den +3 ve +2' yi istemişler:
    "gördünüz mü ne kadar barış severiz. sizi de kararınızdan dolayı kutlarız. ancak, şu sizin 5+3+2 var ya, yedek kulübesinden girip gol attığında nereden baksak görünüyor ve aklımızı başımızdan alıyor. size saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. oysa sizler mantıklı yazarlarsınız, taraftarlarsınız. verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde yaşamaya devam edelim."

    boz öküz ve heyeti, uzun kuyruk''u teslim etmiş, yine benekli öküz karşı çıkmış. uzun kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş.

    "nerede kaybettik biz bu savaşı?"

    bu olay sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle. sonunda taraftarlar zayıflamış, çakallar küstahlaşmış. artık, hiçbir bahane ileri sürmeden, doğrudan müdahale ederek, "verin bize şunu, yoksa karışmayız" demeye başlamışlar.
    birer birer çakalların pençesinde can verirken, yapma hayrettin, cagaman caga ve birkaç yazar kalmış geride. içlerinden biri liderlerine, "ne oldu bize, nerede kaybettik biz bu savaşı? oysa, vaktiyle ne kadar güçlüydük" diye sormuş.
    mantıklı yazarlar ve taraftarlar, yapma hayrettin, cagaman caga ve diğer bir kaç yazarın sözlerini hatırlayarak, gözleri nemli "biz" demiş, "passoligi aldığımız gün kaybettik bu savaşı..."
App Store'dan indirin Google Play'den alın