11
sözleşme zamanı profesyonel, gece bara gidince playboy, trafikte 12 silindir, tatilde kanka, yerliyle abi kardeş, yabancıyla düşman...
memleketimin en büyük hastalığı "ötekileştirme". yaşadığımız tüm siyasal ve ekonomik sıkıntıların temelinde de bu var. yıllardır türbanlıları ötekileştiren zihniyet nasıl ki akp diye bir partiyi iktidara taşıdıysa, alevileri, kürtleri, lgbt'leri ötekileştiren anlayış da memlekette ne huzur bıraktı ne kardeşlik. liberal, sol ve özgürlükçü insanları ötekileştiren akp'ye tepki olarak ortaya çıkan gezi olayları da ötekileştirmeye karşı ortaya çıkan bir özgürlük hareketidir.
iki kutuplu bir ülke haline geldik.
futbolda da bu geleneği yerli oyuncular sürdürüyor. önce gelen yabancı futbolcuya karşı takım içinde bir yerli dayanışması (arda zamanında gördük, ayhan abi ve bizim çocuklar falan) sonra yavaş yavaş "bizim onlardan neyimiz eksik" efelenmeleri, kendi çöplüğünde öten tavuk misali biz daha yetenekliyiz falan. halbuki en yeteneklisi arda turan olan bir topluluğun londra, madrid, barcelona tecrübesi yaşamış, dünya ve avrupa kupalarının gediklisi olmuş insanlara en başta saygı göstermesi lazım. sneijder denilen adam daha kendine top gelmeden atacağı adamı hesaplayan bir adam, ondan birşeyler kapmak lazım. en beğenmediğimiz avrupa kupası kazanmış, akhisar'ı tek başına sırtında taşımış "tek kişilik ordu" bir gekas bile bizim yerlilerin yaptığı tripleri yapmıyor, onlar kadar da gelir elde etmiyor. üstelik yaşına göre daha da profesyonel.
yerli futbolcuların bu hegemonyasını ortadan kaldırmak için ya elmander, kuyt gibi çok uyumlu yabancı transferleri yapacaksınız, ya da yabancı sınırlamasını kaldıracaksınız ki "ak göt-kara göt" ortaya çıksın. yengeç gibi yana yana pas atarak pas sayısını yükseltip, 10 km de koştumu türkiye'nin en iyi orta sahası olan futbolcular bir titreyip kendine gelsin. emin olun bu yabancı sınırlaması denilen gerizekalı şey en çok da yerli oyunculara yarayacaktır. en azından eksik oldukları noktaları görüp, geliştireceklerdir.
memleketimin en büyük hastalığı "ötekileştirme". yaşadığımız tüm siyasal ve ekonomik sıkıntıların temelinde de bu var. yıllardır türbanlıları ötekileştiren zihniyet nasıl ki akp diye bir partiyi iktidara taşıdıysa, alevileri, kürtleri, lgbt'leri ötekileştiren anlayış da memlekette ne huzur bıraktı ne kardeşlik. liberal, sol ve özgürlükçü insanları ötekileştiren akp'ye tepki olarak ortaya çıkan gezi olayları da ötekileştirmeye karşı ortaya çıkan bir özgürlük hareketidir.
iki kutuplu bir ülke haline geldik.
futbolda da bu geleneği yerli oyuncular sürdürüyor. önce gelen yabancı futbolcuya karşı takım içinde bir yerli dayanışması (arda zamanında gördük, ayhan abi ve bizim çocuklar falan) sonra yavaş yavaş "bizim onlardan neyimiz eksik" efelenmeleri, kendi çöplüğünde öten tavuk misali biz daha yetenekliyiz falan. halbuki en yeteneklisi arda turan olan bir topluluğun londra, madrid, barcelona tecrübesi yaşamış, dünya ve avrupa kupalarının gediklisi olmuş insanlara en başta saygı göstermesi lazım. sneijder denilen adam daha kendine top gelmeden atacağı adamı hesaplayan bir adam, ondan birşeyler kapmak lazım. en beğenmediğimiz avrupa kupası kazanmış, akhisar'ı tek başına sırtında taşımış "tek kişilik ordu" bir gekas bile bizim yerlilerin yaptığı tripleri yapmıyor, onlar kadar da gelir elde etmiyor. üstelik yaşına göre daha da profesyonel.
yerli futbolcuların bu hegemonyasını ortadan kaldırmak için ya elmander, kuyt gibi çok uyumlu yabancı transferleri yapacaksınız, ya da yabancı sınırlamasını kaldıracaksınız ki "ak göt-kara göt" ortaya çıksın. yengeç gibi yana yana pas atarak pas sayısını yükseltip, 10 km de koştumu türkiye'nin en iyi orta sahası olan futbolcular bir titreyip kendine gelsin. emin olun bu yabancı sınırlaması denilen gerizekalı şey en çok da yerli oyunculara yarayacaktır. en azından eksik oldukları noktaları görüp, geliştireceklerdir.