• 9836
    2013-2014 sezonunda sampiyon olacaktir. net kere net!

    yahu fenerin kaybedecegi 9 puana gore sampiyonluk hayalleri kuruyordun. puan farkini kapatman icin once koruman lazim. senin deplasmanda oynayacagin maclarda puan kaybin cepte zaten, uzerine bir de evinde kaybetmeyeceksin, hatta kazanmak zorundasin. yok abi senin futbolcun kafada bitirmis sezonu. bunu gormeyip hala patlama yapma beklentisine giriyosun. kendine kum temelli gokdelen dikip yazik ediyorsun.

    şimdi çıkıp de, "galatasaray adının olduğu yerde umut vardır" diye bağır. ağzını hareket ettirmek suretiyle buna birçok uyarlama yapabilirsin. ama senin topçunda inanç yok, azim yok, senin umut ettiğin şeye takımın zerre kadar layık değil. bunla dalga geçtiğimi düşünüp bana saydıracaksan rahmetli islam çupi'nin "fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. başka bir şeydir, adı konamaz." sözüne de saygı duyman lazım. sen kendi sözünü ne kadar samimi duygularla söyleyebiliyorsan, fenerli de aynısını yapıyor. açıklayalım da konu başka yere çekilmeye çalışılmasın. burada takım için söylenmiş önemli bir sözü kullanıp diğer her tür etkeni görmezden gelmene anlam veremiyorum. bam sezonunda da var mıydı umudun? asıl şimdi söyle. işler kotaracak gibi göründüğünde kolay tabi.
    eklemek gerekir ki, bir mucize olur da fenerbahçe ve beşiktaş küme düşürülürse -ki bence bu konuda da taraftar aşırı polyannacı ve bu ülkede üst mevkilerin kendi çıkarları için milyonların hayatını bile umursamadıklarını hala öğrenemediklerini düşünüyorum- bizim bu umut lafı bir işe yaramış da olmaz. bileğinin hakkıyla alacaksın o kupayı, hatta şayet öyle bir şampiyonluk gelecek dahi olsa sevinmem bile.

    sene başından gelen ruhsuzluk, isteksizlik, vurdumduymazlık sinyalleri haftalar geçtikçe artmıştı. birkaç haftaya da bu senenin heba olacağı baştan belli gibiydi benim için. ama nedir bu kendini kandırmacalık? kötüyse kötü de, yanlışını gör, erken kalk ve yol al.

    artık kaybedilen hiçbir maç için üzgün değilim, ruhsuzluk da umrumda değil. bu sene öldü artık. bilakis yenilmemize sevindim**. şöyle ki ben "bir musibet bin nasihattan iyidir" lafına çok inanırım. artık takımın eksiklerini, deyim yerindeyse kıçındaki çıbanlarını görüyoruz yavaştan. ak göt kara göt belli oluyor. yani yenilmemiz, rezilliğimiz, ruhsuzluğumuzun artık dayanılmaz noktaya gelmesi uzun vadede doğru adımlarla daha yerinde atılımlar yapabileceğimiz beklentisini de getiriyor birlikte. işte sevindiğim nokta da o çok tapılan, o çok şişirilen topçuların aslında boş beleş olduğunun gitgide daha iyi anlaşılmaya başlanması. yoksa biz takımımızı sevmiyor değiliz elbet.
App Store'dan indirin Google Play'den alın