• 144
    uefa kupası finali. yine arsenalle oynuyoruz hem de mecidiyeköy ali sami yen'de. stad tıklım tıklım. her zamanki gibi kapalıdayım ama bu sefer kapalı alt hem de en ön sıra. ne hikmetse yedek kulübelerini kapalı tarafına koymuşlar. maç öncesi hasan şaş'ı motive ediyorum, direktiflerimi hırslı bir ses tonuyla aktarıyorum. diyorum ki bak hasan 2005-2006 sezonu kadıköyde 4-0 kaybetttiğimiz maç öncesi seni kırmızı kart görme diye çok sakinleştirdiler, terapiler yaptılar ama sen o sakinlikle iyi oynayamadın sahada kayboldun. bugün boşver sakin olmayı falan sen yüreğinle oynayan adamsın sahaya yüreğini koy. bu sözler üzerine hasan'ın gözlerinden iki damla yaş akıyor ama hırsın sebep olduğu gözyaşları bunlar. bu arada şortunu bağlarken çaktırmadan bizi dinliyor umit davala. neyse maç başlıyor inanılmaz bir tezahurat inanılmaz bir baskı kuruyoruz hemen ilk dakikadan sabriyle pozisyona giriyoruz. bir sonraki atak sabri iki kişiyi geçip topu direğe nişanlıyor. kahroluyor tribünler derken dönen top numaralı tribün taç çizgisine yakın bir bölgede tugaya geliyor. tugay bir çalım atıyor kaleye bakıp şutunu çekiyor top kalecinin müdahalesine rağmen ağlarla buluşuyor. 2. dakika henüz 1-0 öndeyiz. inanılmaz bir sevinç tribünler yıkılıyor adeta. yeni açığa bakıyorum kafamı sağa çevirip ve tribünlerin birbirine kenetlendiğini çılgınca sevindiğini görüyorum. böyle bir sevinç hatırlamıyorum samiyen'de. inanılmaz bir tezahurat var golden sonra ve devreyi 1-0 galip kapatıyoruz. ne yazık ki sonra uyanıyorum
App Store'dan indirin Google Play'den alın