8005
herkesin de belirttiği gibi, 11-12 sezonundan sonra top falan oynamayan takımdır. arada 1-2 maç çıkar, onu da yazmayın şimdi karşı olarak. ayrıca; kimse de burada eleştirilerini yazanlara ''sabırsız, skor taraftarı, başarı odaklı taraftar'' falan demesin. bunu diyenler de çok net kendilerini kandırıyorlar. siz 12-13 ve bu sezonun başındaki galatasaray'dan memnun musunuz? her ne kadar geçen sezon şampiyon da olunsa, şampiyonlar ligi'nde son 8'e de kalınsa ortaya konan futbol iyi değildi. zaten rakiplerine göre iyi ve oturmuş bir kadron vardı. beşiktaş feda sezonunda, fenerbahçe ise başında elli tane dertle uğraşıyordu. şampiyon olmazsan ayıptı. şampiyonlar ligi'nde ise ilk 3 maç dışında ortalama üstü oyun ve şanslı bir schalke kurası ile son 8'e kaldık. yanlış anlaşılmak istemem, asla küçümsemiyorum ancak kötü oyundan sonra buraya gelip bu başarılar ile kötü oyunu savunmaya kalkışanlara abartılacak bir şey olmadığını anlatmaya çalışıyorum.
11-12 sezonundan sonra, mükemmel oynadık ve net kazandık diyeceğimiz maç sayısı çok az. sürekli bir sıkıntı, sürekli bir puan kaybı yaşayacağız havası ve bunun da oyuna olan etkisi. takımın gerek içeride gerekse deplasmanlarda 1-0'ı aldıktan sonra bu skoru korumaya çalışması, isteksiz oyun, bazı futbolcuların artık tahammül sınırını aşan formsuzlukları, kanat varyasyonlarımızın neredeyse 0 olması, hızlı oynayamamamız gibi gibi şeyler artık göze o kadar batıyor ki, insanlarda eleştiriyorlar haklı olarak ortaya konan bu galatasaray karakterine yakışmayan futbolu. maçtan sonra bakıyorsun bütün futbolcuların ve hocalarımızın dilinde ''bursa önemli ve zor bir deplasman, 1 puan iyidir.'' lafları. hayır arkadaşım, öyle değil. sen ilk sezonu olan bir takım ve yeni bir kadro olsan bu bahaneyi anlarım ama 2 sezondur oturan ve önemli oyunculara sahip bir kadroya sahipsen bursa deplasmanı senin için sıradan bir deplasman olacak ve kazanamadığın için üzüleceksin. aldığın 1 puana sevinmeyeceksin. sen buradan 0 puan ile de dönebilirdin, ama oraya baştan 1 puana razı bir şekilde gitmemeliydin. işte bunu anlamak ve tahammül etmek çok zor.
cuma günü eskişehir deplasmanına çıkarken de aynı düşünceye sahip olacaklar yine. zorlu deplasman, bilmem kaç maçtır zaten yenemiyoruz, 1 puana razıyız. böyle maçları baştan kaybediyor takım. kadro planlamasını da anlamak güç. geçen sezon sol bek sorunu yaşadık, hala bir sol bek almıyoruz. geçen sezon kanatlarda hareketli, bire birde etkili, sıfıra inebilen bir adam eksikliğimiz vardı, yine almıyoruz. ve bakıyoruz takımda bu eksiklikler hala mevcut. neyin denemesini yapıyoruz? olmuyor işte. yama yapsan da olmuyor, taktik değiştirsen de olmuyor. oralara adam alacaksın. hakan balta gidip gelemiyor hem yaşı hem de fiziği itibarı ile, sol iç oynayan selçuk ile sağ iç oynayan hamit zaten kanatlara açılamıyor. bir tek eboue fırsat bulursa bindiriyor. takımın tek kanat opsiyonu sağ bek eboue. düşün artık. ilk 11 gerçekten güçlü, ama geri kalan rotasyon oyuncularımız da bir o kadar kötü. hamle şansımız neredeyse hiç yok. belki umut bulut. gerisi boş. mesela bu takımda hala emre çolak şans bulabiliyor. hamit rezil futboluna rağmen her maç 11 başlıyor. iyi niyetinden asla şüphe etmediğim erman kılıç yetersiz kalıyor. yekta'yı hepimiz seviyoruz ama olmuyor vs. vs.
tamam kimse bir bayern gibi, barcelona gibi mükemmel işleyen bir çark beklemiyor. ama başarılarla geçen 2 geçiş sezonundan sonra; daha güven veren, daha iyi futbol oynayan, ağırlığını ligdeki her rakibine belli bir süre değil 90 dk hissettirebilen bir takım istiyor. dedim ya, ben dahil eleştirilerini belirtenler yukarıdaki takımlar gibi bunu her maç yapsın istemiyor, ama takımın uzun süredir devam eden bu halini de artık görmek istemiyor. net olmak zorundayız. gerçekçi olmak zorundayız. asla ve asla duygusal davranmamalıyız. hamit'i destekliyoruz kötü ama oynasın, emre alt yapıdan geldi öz evladımız kötü ama oynasın, sabri reisimiz kötü oynar ama gitmesin. bunlar artık eskide kaldı. senin o hayalini kurduğun seviyedeki takımlar bu tarz adamların gözünün yaşına bakmadan olmuyorsa gönderiyor. kasmıyor yani. zorlamıyor bir şey çıkartmaya çalışmıyor. vakit ve nakit kaybetmiyor. ama biz maalesef böyle değiliz. düzelir miyiz? sanmıyorum. tek bir ümidim var, o da sadece ünal aysal.
11-12 sezonundan sonra, mükemmel oynadık ve net kazandık diyeceğimiz maç sayısı çok az. sürekli bir sıkıntı, sürekli bir puan kaybı yaşayacağız havası ve bunun da oyuna olan etkisi. takımın gerek içeride gerekse deplasmanlarda 1-0'ı aldıktan sonra bu skoru korumaya çalışması, isteksiz oyun, bazı futbolcuların artık tahammül sınırını aşan formsuzlukları, kanat varyasyonlarımızın neredeyse 0 olması, hızlı oynayamamamız gibi gibi şeyler artık göze o kadar batıyor ki, insanlarda eleştiriyorlar haklı olarak ortaya konan bu galatasaray karakterine yakışmayan futbolu. maçtan sonra bakıyorsun bütün futbolcuların ve hocalarımızın dilinde ''bursa önemli ve zor bir deplasman, 1 puan iyidir.'' lafları. hayır arkadaşım, öyle değil. sen ilk sezonu olan bir takım ve yeni bir kadro olsan bu bahaneyi anlarım ama 2 sezondur oturan ve önemli oyunculara sahip bir kadroya sahipsen bursa deplasmanı senin için sıradan bir deplasman olacak ve kazanamadığın için üzüleceksin. aldığın 1 puana sevinmeyeceksin. sen buradan 0 puan ile de dönebilirdin, ama oraya baştan 1 puana razı bir şekilde gitmemeliydin. işte bunu anlamak ve tahammül etmek çok zor.
cuma günü eskişehir deplasmanına çıkarken de aynı düşünceye sahip olacaklar yine. zorlu deplasman, bilmem kaç maçtır zaten yenemiyoruz, 1 puana razıyız. böyle maçları baştan kaybediyor takım. kadro planlamasını da anlamak güç. geçen sezon sol bek sorunu yaşadık, hala bir sol bek almıyoruz. geçen sezon kanatlarda hareketli, bire birde etkili, sıfıra inebilen bir adam eksikliğimiz vardı, yine almıyoruz. ve bakıyoruz takımda bu eksiklikler hala mevcut. neyin denemesini yapıyoruz? olmuyor işte. yama yapsan da olmuyor, taktik değiştirsen de olmuyor. oralara adam alacaksın. hakan balta gidip gelemiyor hem yaşı hem de fiziği itibarı ile, sol iç oynayan selçuk ile sağ iç oynayan hamit zaten kanatlara açılamıyor. bir tek eboue fırsat bulursa bindiriyor. takımın tek kanat opsiyonu sağ bek eboue. düşün artık. ilk 11 gerçekten güçlü, ama geri kalan rotasyon oyuncularımız da bir o kadar kötü. hamle şansımız neredeyse hiç yok. belki umut bulut. gerisi boş. mesela bu takımda hala emre çolak şans bulabiliyor. hamit rezil futboluna rağmen her maç 11 başlıyor. iyi niyetinden asla şüphe etmediğim erman kılıç yetersiz kalıyor. yekta'yı hepimiz seviyoruz ama olmuyor vs. vs.
tamam kimse bir bayern gibi, barcelona gibi mükemmel işleyen bir çark beklemiyor. ama başarılarla geçen 2 geçiş sezonundan sonra; daha güven veren, daha iyi futbol oynayan, ağırlığını ligdeki her rakibine belli bir süre değil 90 dk hissettirebilen bir takım istiyor. dedim ya, ben dahil eleştirilerini belirtenler yukarıdaki takımlar gibi bunu her maç yapsın istemiyor, ama takımın uzun süredir devam eden bu halini de artık görmek istemiyor. net olmak zorundayız. gerçekçi olmak zorundayız. asla ve asla duygusal davranmamalıyız. hamit'i destekliyoruz kötü ama oynasın, emre alt yapıdan geldi öz evladımız kötü ama oynasın, sabri reisimiz kötü oynar ama gitmesin. bunlar artık eskide kaldı. senin o hayalini kurduğun seviyedeki takımlar bu tarz adamların gözünün yaşına bakmadan olmuyorsa gönderiyor. kasmıyor yani. zorlamıyor bir şey çıkartmaya çalışmıyor. vakit ve nakit kaybetmiyor. ama biz maalesef böyle değiliz. düzelir miyiz? sanmıyorum. tek bir ümidim var, o da sadece ünal aysal.