310
schalke maçı için yaptığı 2 analiz dikkatimi çekti ve hoşuma gitti.
birincisi schalke'nin ilk maçta bizden 5 kilometre fazla koşmuş olmasıydı. hani hep biz övünürdük mücadelemizle, koşmamızla ama bu sefer tam tersi olmuş. güzel bir nokta burası. koşmayana galibiyet yok.
ikincisi de eğer bir şey değiştirmeden deplasmanda kazanıp turu geçersek bunun bir pirus zaferi olacağı.
peki nedir bu pirus zaferi? kazanılan ama kazanırken kendini de bitiren, kazansa da hayrı görülmeyen zaferler için kullanılır bu tabir.
hikayesi de şöyledir: zamanın birinde, pirus diye bir komutan yaşar. bu komutan roma'yı bitirmeye ant içer ve roma'yı bitirmeyi o kadar saplantılı hale getirir ki ölümüne bir savaşa girişir. savaşı kazanır kazanmasına ama bu saplantı yüzünden o kadar zayıf düşer ki ordusu tamamen tükenir ve bir avuç askeriyle ortada kalır. kazanırken aslında kendini de bitirmiştir yani. bu savaştan sonra "tanrım bana bir daha böyle bir zafer yaşatma" dediği rivayet edilir pirus'un. savaşı kazanıp girdiği roma imparatorluğu şehrinde de halk tarafından linç edilir. hatta onu öldürenin yaşlı bir teyzenin kafasına attığı taş olduğu söylenir. bu kadar acı ve trajik bir hikayesi vardır yani.
zaten çok sevdiğim bir tarihi olaydı bu, bir de burada karşıma çıkınca hoşuma gitti benzetme. ilk maçtaki, özellikle ilk maçın ilk yarısındaki oyunla devam edersek belki bu turu geçeriz bir şekilde ama diğer turda güçlü bir rakibe karşı madara oluruz, bu da schalke zaferini pirus zaferi haline getirir.
birincisi schalke'nin ilk maçta bizden 5 kilometre fazla koşmuş olmasıydı. hani hep biz övünürdük mücadelemizle, koşmamızla ama bu sefer tam tersi olmuş. güzel bir nokta burası. koşmayana galibiyet yok.
ikincisi de eğer bir şey değiştirmeden deplasmanda kazanıp turu geçersek bunun bir pirus zaferi olacağı.
peki nedir bu pirus zaferi? kazanılan ama kazanırken kendini de bitiren, kazansa da hayrı görülmeyen zaferler için kullanılır bu tabir.
hikayesi de şöyledir: zamanın birinde, pirus diye bir komutan yaşar. bu komutan roma'yı bitirmeye ant içer ve roma'yı bitirmeyi o kadar saplantılı hale getirir ki ölümüne bir savaşa girişir. savaşı kazanır kazanmasına ama bu saplantı yüzünden o kadar zayıf düşer ki ordusu tamamen tükenir ve bir avuç askeriyle ortada kalır. kazanırken aslında kendini de bitirmiştir yani. bu savaştan sonra "tanrım bana bir daha böyle bir zafer yaşatma" dediği rivayet edilir pirus'un. savaşı kazanıp girdiği roma imparatorluğu şehrinde de halk tarafından linç edilir. hatta onu öldürenin yaşlı bir teyzenin kafasına attığı taş olduğu söylenir. bu kadar acı ve trajik bir hikayesi vardır yani.
zaten çok sevdiğim bir tarihi olaydı bu, bir de burada karşıma çıkınca hoşuma gitti benzetme. ilk maçtaki, özellikle ilk maçın ilk yarısındaki oyunla devam edersek belki bu turu geçeriz bir şekilde ama diğer turda güçlü bir rakibe karşı madara oluruz, bu da schalke zaferini pirus zaferi haline getirir.