7
e-bilet ile ilgili mevzuatın resmi gazetede yayınlanmasıyla birlikte, 2013-2014 sezonundan itibaren geçerli olmak üzere spor müsabakalarında e-bilet uygulamasına geçilecek. e-bilet uygulamasına göre spor müsabakalarına giriş için alacağımız biletlerin üzerinde adımız, soyadımız, tc kimlik numaramız, telefonumuz, ev adresimiz ve fotoğrafımız bile olacak. böylece müsabaka esnasında çıkacak herhangi bir olaya karşı, sorumlular stad, salon vs. gibi yerlerdeki yüksek çözünürlüklü kameralardan tespit edilebilecek. yasa ne kadar uygulanır uygulanmaz orası tartışılır. bu yasanın getirdiği kadar götürdükleri de olacaktır. mesela;
-biletlerin üzerinde koltuk numarası özellikle belirtilecek. belirtilen yer dışında bulunan seyirciler bulundukları yerlerden alınıp ( güvenlik güçlerinin yardımı ile ! ) olması gereken yerde maç izlemesi sağlanacak. özellikle bu durumu kale arkasındaki tribünlerde uygulamak zor. buradaki taraftarlar maçı ayakta izleyen "seyirci" olmayan kişiler. diyelim tribünde kimse bulunması gereken yerde değil ve bir olay çıktı. ama sizinle uzaktan yakından ilgisi yok. sadece bulunmanız gereken yerde olmadığınız için siz de suçlu duruma düşeceksiniz.
-6222 sayılı sporda şiddet yasasına göre; tribünde rakip takımı, hakemi vs. protesto ve hakaret etmek suç sayılıyor. protesto etmek lafını biraz açarsak; ıslıklamak, münferit şekilde küfür etmek, yuhlamak da protesto eyleminin içine giriyor. allah aşkına kim gündelik hayatında küfür etmiyor. gündelik hayatta bunları yapınca bişey yok, maçta yapınca auvvv ! islıklamak ve münferit küfür etmenin karşılığı para cezası olacak yani !11!!1!
işin bir de toplumsal ve endüstriyel boyutu var tabi. eskiden meşale vardı mesela tribünlerde. biletler maç günü gişelerden çıkardı. sonra meşale tehlikeli diye yasaklandı. sahaya atarlarmış, yangın çıkarmış vs. e şimdi de localardan zenginler içtikleri rakı şişelerini sahaya atıyor. karaborsanın önüne geçeceğiz diye kredi kartı, taraftar kart vs. çıkarıp parası olana öncelik verdiler. karaborsa yine bitmedi. sadece bu işi yapanların sosyal statüsü değişti. fenerbahçe maçlarında 100 liralık bileti 600 liradan satan kredi kartı sahibi üniversite öğrencileri değil, zenginlerdir. stadyumlarda zaten yeteri kadar zengin ve elit izleyici var. adam maça 10 dakika çayıyla, kahvesiyle geliyor. maç boyunca oturuyor.zaten bağırmasını beklemiyoruz kendisinden. iki elini birbirine çarpmaktan aciz bi şekilde bekliyor ki takım gol atsın ben de sevineyim. paramın karşılığını alayım. ama gol gelmeyince de o bağırmayan elit abimiz var gücüyle kendi oyuncusunu ıslıklıyor. skor ne olursa olsun maçın bitmesine 10 dakika kala da "yarın iş var, trafik yoğundur/metro kaçmasın" diye stadı terkediyor. ama bu abimizin her zaman önceliği var. çünkü onun parası var. o elit; meşale yakmaz, küfretmez vs.
buna karşın takımını gönülden destekleyen, yaz kış demeden takımının maçına giden öğrenci, işçi kardeşimiz ikinci sınıf insan muamelesi görüyor. stada girerken ayakkabı don ne varsa çıkartılıyor. çünkü o tehlikeli: mazallah meşaleyi donuna filan saklar aramak lazım. parası yok zaten onun borç harç bulduğu parayla bi ton eziyetle maça geliyor. gelmeyiversin efendim. bize müşteri lazım, dolar lazım... ama günü gelince "taraftarımızdan beklentimiz stadı cehenneme çevirsin, rakip oyuncuyu baskı altına alsın" diye bir beklenti oluşuyor bu yasayı çıkaranlar tarafından. o elit abilerle nası bi cehennem oluşturursun ? manu ve braga maçlarında batı tribününün halini gördük. herkes seyirci olsun isteniyor. tiyatro izler gibi arada alkış olsun isteniyor. ama unutuluyor ki, tiyatroda bile ara alkışı denen bişey vardır. bu elit abiler onu bile bilmiyor !
haaa bir de, bu yasa ile herşeyden önce maçlara giden herkes fişlenecek. kim hangi takımlı, kaç maça gitti cart curt. kimileri ne mahsuru var diyebilir. tabi onlar da haklı telefonların dinlendiği bi ülkede yaşıyoruz. maç için fişlensen ne olacak canım !
-biletlerin üzerinde koltuk numarası özellikle belirtilecek. belirtilen yer dışında bulunan seyirciler bulundukları yerlerden alınıp ( güvenlik güçlerinin yardımı ile ! ) olması gereken yerde maç izlemesi sağlanacak. özellikle bu durumu kale arkasındaki tribünlerde uygulamak zor. buradaki taraftarlar maçı ayakta izleyen "seyirci" olmayan kişiler. diyelim tribünde kimse bulunması gereken yerde değil ve bir olay çıktı. ama sizinle uzaktan yakından ilgisi yok. sadece bulunmanız gereken yerde olmadığınız için siz de suçlu duruma düşeceksiniz.
-6222 sayılı sporda şiddet yasasına göre; tribünde rakip takımı, hakemi vs. protesto ve hakaret etmek suç sayılıyor. protesto etmek lafını biraz açarsak; ıslıklamak, münferit şekilde küfür etmek, yuhlamak da protesto eyleminin içine giriyor. allah aşkına kim gündelik hayatında küfür etmiyor. gündelik hayatta bunları yapınca bişey yok, maçta yapınca auvvv ! islıklamak ve münferit küfür etmenin karşılığı para cezası olacak yani !11!!1!
işin bir de toplumsal ve endüstriyel boyutu var tabi. eskiden meşale vardı mesela tribünlerde. biletler maç günü gişelerden çıkardı. sonra meşale tehlikeli diye yasaklandı. sahaya atarlarmış, yangın çıkarmış vs. e şimdi de localardan zenginler içtikleri rakı şişelerini sahaya atıyor. karaborsanın önüne geçeceğiz diye kredi kartı, taraftar kart vs. çıkarıp parası olana öncelik verdiler. karaborsa yine bitmedi. sadece bu işi yapanların sosyal statüsü değişti. fenerbahçe maçlarında 100 liralık bileti 600 liradan satan kredi kartı sahibi üniversite öğrencileri değil, zenginlerdir. stadyumlarda zaten yeteri kadar zengin ve elit izleyici var. adam maça 10 dakika çayıyla, kahvesiyle geliyor. maç boyunca oturuyor.zaten bağırmasını beklemiyoruz kendisinden. iki elini birbirine çarpmaktan aciz bi şekilde bekliyor ki takım gol atsın ben de sevineyim. paramın karşılığını alayım. ama gol gelmeyince de o bağırmayan elit abimiz var gücüyle kendi oyuncusunu ıslıklıyor. skor ne olursa olsun maçın bitmesine 10 dakika kala da "yarın iş var, trafik yoğundur/metro kaçmasın" diye stadı terkediyor. ama bu abimizin her zaman önceliği var. çünkü onun parası var. o elit; meşale yakmaz, küfretmez vs.
buna karşın takımını gönülden destekleyen, yaz kış demeden takımının maçına giden öğrenci, işçi kardeşimiz ikinci sınıf insan muamelesi görüyor. stada girerken ayakkabı don ne varsa çıkartılıyor. çünkü o tehlikeli: mazallah meşaleyi donuna filan saklar aramak lazım. parası yok zaten onun borç harç bulduğu parayla bi ton eziyetle maça geliyor. gelmeyiversin efendim. bize müşteri lazım, dolar lazım... ama günü gelince "taraftarımızdan beklentimiz stadı cehenneme çevirsin, rakip oyuncuyu baskı altına alsın" diye bir beklenti oluşuyor bu yasayı çıkaranlar tarafından. o elit abilerle nası bi cehennem oluşturursun ? manu ve braga maçlarında batı tribününün halini gördük. herkes seyirci olsun isteniyor. tiyatro izler gibi arada alkış olsun isteniyor. ama unutuluyor ki, tiyatroda bile ara alkışı denen bişey vardır. bu elit abiler onu bile bilmiyor !
haaa bir de, bu yasa ile herşeyden önce maçlara giden herkes fişlenecek. kim hangi takımlı, kaç maça gitti cart curt. kimileri ne mahsuru var diyebilir. tabi onlar da haklı telefonların dinlendiği bi ülkede yaşıyoruz. maç için fişlensen ne olacak canım !