6206
düşüşü hakkında yanlış teşhisler konulan futbol takımı.
sadece bu entry'i girmek için uzun zamandan sonra sözlüğe giriş yaptım.
arkadaşlar sorun formsuzluk, transfer falan değil. sorun sistem ve biraz şansızlık.
sistemden bahsedecek olursak, barcelona'nın maçlarını izliyorsunuzdur. oyunu bizim gibi önde oynuyorlar. defans adamları top tekniği iyi olan fakat kısa boylu ve sert olmayan adamlar. ileride müthiş adamları var. çok zor top kaybeden, çok yetenekli, topu çok iyi dolaştıran oyuncular. ulan arkadaş onlar bile kontradan birsürü gol yiyorlar. spartak moskova'dan, real madrid'den, geçen sene tek kale oynadıkları maçta chelsea'den, ispanya ligindeki orta sınıf takımlardan vesaire. adamların o oyunculara rağmen sistemleri bence s.o.s veriyor. olmuyor abi. ilerde oynamak riskli. ki yaparsa da bunu ancak barcelona yapar. onlar bile çok sıkıntı yaşıyorlar. görüyorsunuz son dönemlerde real madrid ile oynadıkları maçları. verdikleri boşluklarla birsürü gol yediler.
gelelim galatasaray'a. biz kimiz? bu oyuncularla şampiyonlar ligi ve hatta bizim ligde oyunu ilerde oynayabilir miyiz? kimiz biz, rüya takım mı? bu oyunu barcelona bile mükemmel bir şekilde oynayamıyorken biz ne yapmaya çalışıyoruz. ben de isterim oyunu karşıya yıkalım, 4-5 gol atalım ama öyle olmuyor işte. kontradan 2 kez gelip golü atıyorlar. e sen daha fazlasını atamadın mı kaybediyorsun. bizim sorunumuz bu. oyuncular değil sistem. bizim ligde bu oyunu oynayıp şampiyon olabiliriz ama şampiyonlar ligi'nde defansif oynamamız lazım. bu cümleyi kurmaktan nefret ediyorum ama ''haddimizi bilmemiz lazım''.
şimdi diyeceksiniz ki geçen seneden farkımız ne. geçen seneden farkımız şu ki, bu sene baya abartıp oyunu çok daha ileride oynamaya çalışmamız. özellikle yeni gelen oyuncularla ve medyanın gazıyla oyuncularımız çok fazla ileriye çıkıyor. e tabi bunun bedelini açık vererek kontralardan gol yiyerek ödüyoruz. geçen sene diğer takımlar bize karşı bu kadar defansif de oynamıyorlardı ve avrupa arenasında değildik.
benim geçen seneden beri bir korkum vardı. hatta kardeşime de hep bahsederdim* seneye şampiyonlar liginde de bu sistemle oynarsak yanarız diye. maalesef korkularım gerçekleşti. oyunu aşırı derecede ileride çok fazla adamla oynamaya çalıştık. sonuçlarını gördük. o kadar çok fazla boşluk verirsek adamlar hızlı oyuncularıyla çok rahat gol atarlar. halbuki biraz dengeli oynasak, ne geride ne ileride, dengeli bir 4-4-2 yani, gerçekten iyi bir kadromuz var. çoğu maçtan yenilmeden ayrılırdık.
4-4-2, 3-5-2, 4-3-3 falan değil mesele. mesele anlayış. görünürde 4-4-2 oynuyoruz değil mi? alakası yok. oyunu ilerde oynama anlayışımız yüzünden maç içinde 2-4-4- olmuyor mu? kanat adamlarımız hurra diye ileriye çıkmıyor mu? e abi orada bir top kaptırdığın anda, ki kesinlikle maç içerisinde çok kez oluyor, kontra tehlikesi ile karşı karşıya kalıyoruz. adamlar rahatça gelip gol atıyorlar. biz ne diyoruz: kaybettik ama iyi oynadık!
bıktım abi iyi oynayıp kaybetmekten. dengeli oynayalım biraz. bence hücuma 8 adamla çıkmamıza gerek yok. 4 tane yetenekli, çalım atabilen, top kaptırmayan adamla oynasak çok daha iyi olur bence. en azından kontradan tonla gol yemeyiz. millet hala felipe melo niye gol atmıyor diyor. ulan o adamın görevi ne? defansa, takım savunmasına yardım etmek. niye gol bekliyoruz o adamdan? real madrid khedira'dan gol bekliyor mu? ilerideki oyuncular gol atarken khedira da takımın savunma kısmınına yardımcı oluyor.
neyse konudan sapıyorum. demek istediğim 3 şey var. sistem, sistem, sistem. ha bir de şey vardı sistem!
haddimizi aşarak oyunu ortalamanın biraz üstü oyuncularımızla aşırı derecede ilerde oynuyoruz. birde adam akıllı defansif orta saha ''mevkimiz'' yok. anlamıyorum arkadaş. melo çıksın, selçuk çıksın, balta çıksın diyor herkes. e abi rakip topu kaptığında semih ve dany ile karşı karşıya kalmıyor mu direkt? niye bu kadar adamımızı ileriye gönderiyoruz? niye rakibe bu kadar çok boşluk veriyoruz? görmüyor musunuz defansif takımların ne kadar kolay başarıyı yakaladığını? barcelona gibi ''uzay'' takımları bile bizim oynamaya çalıştığımız futbolu mükemmel oynayamıyorken biz ne yapmaya çalışıyoruz?
son olarak şansızlıktan da bahsedeyim. yukarıda tüm anlattıklarıma rağmen son kaybettiğimiz maçlarda top bizi hiç sevmedi. ama hiç.
sadece bu entry'i girmek için uzun zamandan sonra sözlüğe giriş yaptım.
arkadaşlar sorun formsuzluk, transfer falan değil. sorun sistem ve biraz şansızlık.
sistemden bahsedecek olursak, barcelona'nın maçlarını izliyorsunuzdur. oyunu bizim gibi önde oynuyorlar. defans adamları top tekniği iyi olan fakat kısa boylu ve sert olmayan adamlar. ileride müthiş adamları var. çok zor top kaybeden, çok yetenekli, topu çok iyi dolaştıran oyuncular. ulan arkadaş onlar bile kontradan birsürü gol yiyorlar. spartak moskova'dan, real madrid'den, geçen sene tek kale oynadıkları maçta chelsea'den, ispanya ligindeki orta sınıf takımlardan vesaire. adamların o oyunculara rağmen sistemleri bence s.o.s veriyor. olmuyor abi. ilerde oynamak riskli. ki yaparsa da bunu ancak barcelona yapar. onlar bile çok sıkıntı yaşıyorlar. görüyorsunuz son dönemlerde real madrid ile oynadıkları maçları. verdikleri boşluklarla birsürü gol yediler.
gelelim galatasaray'a. biz kimiz? bu oyuncularla şampiyonlar ligi ve hatta bizim ligde oyunu ilerde oynayabilir miyiz? kimiz biz, rüya takım mı? bu oyunu barcelona bile mükemmel bir şekilde oynayamıyorken biz ne yapmaya çalışıyoruz. ben de isterim oyunu karşıya yıkalım, 4-5 gol atalım ama öyle olmuyor işte. kontradan 2 kez gelip golü atıyorlar. e sen daha fazlasını atamadın mı kaybediyorsun. bizim sorunumuz bu. oyuncular değil sistem. bizim ligde bu oyunu oynayıp şampiyon olabiliriz ama şampiyonlar ligi'nde defansif oynamamız lazım. bu cümleyi kurmaktan nefret ediyorum ama ''haddimizi bilmemiz lazım''.
şimdi diyeceksiniz ki geçen seneden farkımız ne. geçen seneden farkımız şu ki, bu sene baya abartıp oyunu çok daha ileride oynamaya çalışmamız. özellikle yeni gelen oyuncularla ve medyanın gazıyla oyuncularımız çok fazla ileriye çıkıyor. e tabi bunun bedelini açık vererek kontralardan gol yiyerek ödüyoruz. geçen sene diğer takımlar bize karşı bu kadar defansif de oynamıyorlardı ve avrupa arenasında değildik.
benim geçen seneden beri bir korkum vardı. hatta kardeşime de hep bahsederdim* seneye şampiyonlar liginde de bu sistemle oynarsak yanarız diye. maalesef korkularım gerçekleşti. oyunu aşırı derecede ileride çok fazla adamla oynamaya çalıştık. sonuçlarını gördük. o kadar çok fazla boşluk verirsek adamlar hızlı oyuncularıyla çok rahat gol atarlar. halbuki biraz dengeli oynasak, ne geride ne ileride, dengeli bir 4-4-2 yani, gerçekten iyi bir kadromuz var. çoğu maçtan yenilmeden ayrılırdık.
4-4-2, 3-5-2, 4-3-3 falan değil mesele. mesele anlayış. görünürde 4-4-2 oynuyoruz değil mi? alakası yok. oyunu ilerde oynama anlayışımız yüzünden maç içinde 2-4-4- olmuyor mu? kanat adamlarımız hurra diye ileriye çıkmıyor mu? e abi orada bir top kaptırdığın anda, ki kesinlikle maç içerisinde çok kez oluyor, kontra tehlikesi ile karşı karşıya kalıyoruz. adamlar rahatça gelip gol atıyorlar. biz ne diyoruz: kaybettik ama iyi oynadık!
bıktım abi iyi oynayıp kaybetmekten. dengeli oynayalım biraz. bence hücuma 8 adamla çıkmamıza gerek yok. 4 tane yetenekli, çalım atabilen, top kaptırmayan adamla oynasak çok daha iyi olur bence. en azından kontradan tonla gol yemeyiz. millet hala felipe melo niye gol atmıyor diyor. ulan o adamın görevi ne? defansa, takım savunmasına yardım etmek. niye gol bekliyoruz o adamdan? real madrid khedira'dan gol bekliyor mu? ilerideki oyuncular gol atarken khedira da takımın savunma kısmınına yardımcı oluyor.
neyse konudan sapıyorum. demek istediğim 3 şey var. sistem, sistem, sistem. ha bir de şey vardı sistem!
haddimizi aşarak oyunu ortalamanın biraz üstü oyuncularımızla aşırı derecede ilerde oynuyoruz. birde adam akıllı defansif orta saha ''mevkimiz'' yok. anlamıyorum arkadaş. melo çıksın, selçuk çıksın, balta çıksın diyor herkes. e abi rakip topu kaptığında semih ve dany ile karşı karşıya kalmıyor mu direkt? niye bu kadar adamımızı ileriye gönderiyoruz? niye rakibe bu kadar çok boşluk veriyoruz? görmüyor musunuz defansif takımların ne kadar kolay başarıyı yakaladığını? barcelona gibi ''uzay'' takımları bile bizim oynamaya çalıştığımız futbolu mükemmel oynayamıyorken biz ne yapmaya çalışıyoruz?
son olarak şansızlıktan da bahsedeyim. yukarıda tüm anlattıklarıma rağmen son kaybettiğimiz maçlarda top bizi hiç sevmedi. ama hiç.