5943
2011 - 2012 sezonuna gore fersah fersah yol almış takımdır. özellikle beşiktaş maçında sahaya çok daha iyi yayılmış, sahanın enini boyunu gayet iyi kullanmıştır. orta saha da yaptığı hazırlık paslarında birkaç hata yapmasa maç zaten çok rencide edici olacaktı beşiktaş için. 2011-2012 sezonunda takım 4-4-2 ile çıkış yakalamış ama, hücum varyasyonları kısıtlı, ancak özverili, istekli bir takım vardı. gectiğimiz sezon takımın eni dar, boyu ise uzundu. dar enli hücum edince, topu dolaştırırken rakibin kapatması gereken alan daha küçük olduğu için kapanması daha kolay oluyor, ve posizyon bulamıyorduk. zaten hatırlarsanız, rakipleri gobekten delemiyor ancak atağa katılan bekler sayesinde hücum genişlik kazanıyor ve etkili ataklar yapabiliyorduk. yada presle kaptığımız, hazırlıksız yakalanmış rakip defansın boşluklarından yararlanıyorduk. bu sene ise takım daha iyi yayılıyor, hücum ederken 11 oyuncusunu da kullanıyor, ve artık karşı karşıya daha fazla pozisyon buluyor. asistlik paslar su anda sadece selçuk'tan soruluyor, ancak form tuttukça melo ve hamit, tecrübelendikçe çilek-çolak, selçuk'a katılıp, nereden vuracağı belli olmayan bir takım olacağız.
ancak beşiktaş maçındaki gibi; pres sonucu kaptırdığımız topların, tehlike yaratmaması için takımın boyunun oldukça kısa kalması, oyuncuların birbirine yakın olması ve kaptırılan topa hemen baskının başlaması gerekiyor. topu kapıp, atağa başlarken de, daha sakin olup mümkün oldugunca takımın eninin genişletilerek oyunun açılması ve rakibin kapanmasına müsaade etmemek gerekiyor.
yaşı tutanlar bilir/hatırlar, 96-00 periyodunda, takım 98 senesi başında; amerika turundan döndüğünde efsane top oynuyor, maçlar çok rahat 5-6 oluyordu. lig başladığında ise takım fazla kendine güvenden puanlar kaybedip 9-10'uncu haftalarda terim istifa aşamasına geliyordu. bu bakımdan beşiktaş maçindan sonradan kurtarılan beraberlik iyi olacak bence. kamuoyunda oluşan rüya takım olmadığımızın, daha gidilecek yol olduğunun, bilincine varır oyuncular. emre çolak'ın kasımpaşa maçındaki efsane resitalinden sonra, beşiktaş maçındaki performansı; hemen şımarmaya musait olduğumuz kanıtlar niteliktedir. ancak 96-00 periyodun farklı ve avantajlı olarak, öncelikle teknik ekip daha tecrübeli ve takımda da tecrübeli oyuncu sayısı fazla.
gidilecek yol var ama çok uzun bir yol değil galatasaraylı. bu arada genç arkadaşlara şunu söyleyebilirim ki;
birkaç sene boyunca takımın evrilip geliştiğini seyrederken alınan haz > avrupa kupası alınınca duyulan haz.
ancak beşiktaş maçındaki gibi; pres sonucu kaptırdığımız topların, tehlike yaratmaması için takımın boyunun oldukça kısa kalması, oyuncuların birbirine yakın olması ve kaptırılan topa hemen baskının başlaması gerekiyor. topu kapıp, atağa başlarken de, daha sakin olup mümkün oldugunca takımın eninin genişletilerek oyunun açılması ve rakibin kapanmasına müsaade etmemek gerekiyor.
yaşı tutanlar bilir/hatırlar, 96-00 periyodunda, takım 98 senesi başında; amerika turundan döndüğünde efsane top oynuyor, maçlar çok rahat 5-6 oluyordu. lig başladığında ise takım fazla kendine güvenden puanlar kaybedip 9-10'uncu haftalarda terim istifa aşamasına geliyordu. bu bakımdan beşiktaş maçindan sonradan kurtarılan beraberlik iyi olacak bence. kamuoyunda oluşan rüya takım olmadığımızın, daha gidilecek yol olduğunun, bilincine varır oyuncular. emre çolak'ın kasımpaşa maçındaki efsane resitalinden sonra, beşiktaş maçındaki performansı; hemen şımarmaya musait olduğumuz kanıtlar niteliktedir. ancak 96-00 periyodun farklı ve avantajlı olarak, öncelikle teknik ekip daha tecrübeli ve takımda da tecrübeli oyuncu sayısı fazla.
gidilecek yol var ama çok uzun bir yol değil galatasaraylı. bu arada genç arkadaşlara şunu söyleyebilirim ki;
birkaç sene boyunca takımın evrilip geliştiğini seyrederken alınan haz > avrupa kupası alınınca duyulan haz.