2529
belki tepki çekecek yazdıklarım ama artık yarısından fazlasının koyun olduğunu düşündüğüm taraftardır maalesef. herkesin istediği yere güttüğü bir sürüye dönüşüyoruz gitgide.
evet biz ahlaki değerleri koruması ve kendi kötü unsurlarını başkasının kötü unsurlarını öne sürerek kamufle etme acziyetini göstermemesi gereken bir erdeme sahip olmalıyız. fakat bunu başkalarının art niyetli argümanlarıyla değil kendi iç dinamiklerimizle ifa etmeliyiz.
geçen haftalarda engin baytar olayında kötü bir sinyal verdik ne yazıkki. evet, engin'in yaptığı kabul edilemez bir hata gibi gözüküyor. sen 'arıza' diye tanımlanan bir futbolcu iken ve şenol güneş'in bile yola getiremediği bir adam iken fatih terim sana sahip çıktı, sonuna kadar güvendi ite çakala rağmen. ki sen geçen sene buna riayet ettin, bir maçta kalecinin canını yakmasına ani refleks gösterip kafa atman dışında. peki şimdi neden tüm yandaş medyanın açık kolladığı süper final maçında onlara koz veriyorsun? fatih terim'in yüzüne nasıl bakacaksın? umarım artık bu utanç iyi bir ders olmuştur sana.
işin engin baytar ve galatasaray eksenindeki yönü bu.
ama olaya diğer açılardan bakalım. engin baytar ne yaptı? maç başından beri üzerine oynamakla görevlendirilen dirk kuyt'ın tahrikleri karşısında hakem cüneyt çakır kör adamı oynadı. bu durumu farkedemeyen ve engin baytar'ı sakinleştiremeyen futbolcularımızın da bunda payı var bana kalırsa. neticede biz bile anladık neyin ne olacağını ekran başında. peki grande anlamadı mı? elbette anladı fakat bence engin'i denedi grande. ve maalesef engin imtihanı geçemedi.
peki 11 maç olayına ne diyeceğiz? daha geçen sene hakemin eline vuran, ırkçılık yapan emre belözoğlu kaç maç ceza aldı bu hareketlerden ve medya neden bu kadar üstüne gitmedi? çünkü onların derdi kişiler değil kurumun ta kendisi. işte bu yüzden biz engin sınavını geçemedik. onların argümanlarıyla biz de ezdik engin'i. halbuki kendi iç dinamiklerimiz ve galatasaray örflerine sadık kalarak vermeliydik tepkimizi. ki ben bu kıyaslamaları yaparken engin'in yaptığını hoş kılmak için kötü örneklere başvuruyor değilim. sadece dış mihraklarının niyetlerini, aynı hadiselere karşı perspektif farklarını ve bizim bu durum karşısında alacağımız tavrın altını çizmek istedim.
şimdi olay döndü dolaştı ve ikinci kurban olan burak yılmaz'a geldi. burak mimli bir futbolcudur ve kendini atma denen olayı çoğu zaman yapıyor maalesef. bu konuda imparator ve yönetim tarafından uyarılmalıdır. fakat beşiktaş maçında kendini attı mı gerçekten? lütfen pozisyonu tekrar tekrar, kare kare izleyin. julian escude'nin hareket halindeki burak'a isteyerek yada istemeyerek yaptığı ayak temasını iyi süzün. ki burak tamamen topa odaklı fakat escude kontrolsüz gelerek hareket halindeki burak'ın ayağına değdiriyor ayağını. hızlanmış bir futbolcuyu bu derece küçük temasın bile düşürebileceğini futbol oynayanlar daha iyi bilir. fakat pozisyon içeride mi? bence kesinlikle dışarıda. yan hakem ve orta hakemin hatalı kararı yüzünden neden burak çarmıha geriliyor sizce? pozisyonu ağır çekimde izleyen tv yorumcuları ve hakem eskileri escude'nin isteyerek yada istemeyerek yapmış olduğu müdahaleyi görmüyor mu sizce? peki neden olayın penaltıyla uzaktan yakın alakası olmamasını, pozisyonun dışarıda olmasıyla değil de güya burak'ın kendini atmasıyla değerlendiriyorlar? çünkü onların hedefi futbolcu değil, futbolcunun oynadığı kurum. zira aksi olsaydı gaziantep maçında 4 kez kendini atan milos krasic, sanica boru elazığspor maçında ceza sahasında ve ceza sahası dışında defalarca kendini atan alex de souza'yı da konuşuyor olurlardı. 5 dakika yerde kıvranıp dışarı çıkınca bir anda geriye dönen batuhan yılmaz'ı da konuşurlardı. ama onların niyeti belli. onlara kızmıyorum. bu oyuna alet olan düşüncesiz ve basiretsiz taraftarımıza kızıyorum.
bana birisi şunun cevabını versin: burak'ın düştüğü pozisyonda hadi diyelim ki burak kendini attı. peki escude neden düştü? o da mı kendisini yere attı? http://s1.directupload.net/.../120826/5okphipx.swf
o değil de eboue taç kullanırken arkada maymun hareketi yapan birkaç kişi gördüm. hiç bunlardan bahsedenleri gördünüz mü? gör(e)mezsiniz. ne de olsa siz şeytanın gör dediğini görürsünüz sadece değil mi?
yazık, yazık, yazık...
evet biz ahlaki değerleri koruması ve kendi kötü unsurlarını başkasının kötü unsurlarını öne sürerek kamufle etme acziyetini göstermemesi gereken bir erdeme sahip olmalıyız. fakat bunu başkalarının art niyetli argümanlarıyla değil kendi iç dinamiklerimizle ifa etmeliyiz.
geçen haftalarda engin baytar olayında kötü bir sinyal verdik ne yazıkki. evet, engin'in yaptığı kabul edilemez bir hata gibi gözüküyor. sen 'arıza' diye tanımlanan bir futbolcu iken ve şenol güneş'in bile yola getiremediği bir adam iken fatih terim sana sahip çıktı, sonuna kadar güvendi ite çakala rağmen. ki sen geçen sene buna riayet ettin, bir maçta kalecinin canını yakmasına ani refleks gösterip kafa atman dışında. peki şimdi neden tüm yandaş medyanın açık kolladığı süper final maçında onlara koz veriyorsun? fatih terim'in yüzüne nasıl bakacaksın? umarım artık bu utanç iyi bir ders olmuştur sana.
işin engin baytar ve galatasaray eksenindeki yönü bu.
ama olaya diğer açılardan bakalım. engin baytar ne yaptı? maç başından beri üzerine oynamakla görevlendirilen dirk kuyt'ın tahrikleri karşısında hakem cüneyt çakır kör adamı oynadı. bu durumu farkedemeyen ve engin baytar'ı sakinleştiremeyen futbolcularımızın da bunda payı var bana kalırsa. neticede biz bile anladık neyin ne olacağını ekran başında. peki grande anlamadı mı? elbette anladı fakat bence engin'i denedi grande. ve maalesef engin imtihanı geçemedi.
peki 11 maç olayına ne diyeceğiz? daha geçen sene hakemin eline vuran, ırkçılık yapan emre belözoğlu kaç maç ceza aldı bu hareketlerden ve medya neden bu kadar üstüne gitmedi? çünkü onların derdi kişiler değil kurumun ta kendisi. işte bu yüzden biz engin sınavını geçemedik. onların argümanlarıyla biz de ezdik engin'i. halbuki kendi iç dinamiklerimiz ve galatasaray örflerine sadık kalarak vermeliydik tepkimizi. ki ben bu kıyaslamaları yaparken engin'in yaptığını hoş kılmak için kötü örneklere başvuruyor değilim. sadece dış mihraklarının niyetlerini, aynı hadiselere karşı perspektif farklarını ve bizim bu durum karşısında alacağımız tavrın altını çizmek istedim.
şimdi olay döndü dolaştı ve ikinci kurban olan burak yılmaz'a geldi. burak mimli bir futbolcudur ve kendini atma denen olayı çoğu zaman yapıyor maalesef. bu konuda imparator ve yönetim tarafından uyarılmalıdır. fakat beşiktaş maçında kendini attı mı gerçekten? lütfen pozisyonu tekrar tekrar, kare kare izleyin. julian escude'nin hareket halindeki burak'a isteyerek yada istemeyerek yaptığı ayak temasını iyi süzün. ki burak tamamen topa odaklı fakat escude kontrolsüz gelerek hareket halindeki burak'ın ayağına değdiriyor ayağını. hızlanmış bir futbolcuyu bu derece küçük temasın bile düşürebileceğini futbol oynayanlar daha iyi bilir. fakat pozisyon içeride mi? bence kesinlikle dışarıda. yan hakem ve orta hakemin hatalı kararı yüzünden neden burak çarmıha geriliyor sizce? pozisyonu ağır çekimde izleyen tv yorumcuları ve hakem eskileri escude'nin isteyerek yada istemeyerek yapmış olduğu müdahaleyi görmüyor mu sizce? peki neden olayın penaltıyla uzaktan yakın alakası olmamasını, pozisyonun dışarıda olmasıyla değil de güya burak'ın kendini atmasıyla değerlendiriyorlar? çünkü onların hedefi futbolcu değil, futbolcunun oynadığı kurum. zira aksi olsaydı gaziantep maçında 4 kez kendini atan milos krasic, sanica boru elazığspor maçında ceza sahasında ve ceza sahası dışında defalarca kendini atan alex de souza'yı da konuşuyor olurlardı. 5 dakika yerde kıvranıp dışarı çıkınca bir anda geriye dönen batuhan yılmaz'ı da konuşurlardı. ama onların niyeti belli. onlara kızmıyorum. bu oyuna alet olan düşüncesiz ve basiretsiz taraftarımıza kızıyorum.
bana birisi şunun cevabını versin: burak'ın düştüğü pozisyonda hadi diyelim ki burak kendini attı. peki escude neden düştü? o da mı kendisini yere attı? http://s1.directupload.net/.../120826/5okphipx.swf
o değil de eboue taç kullanırken arkada maymun hareketi yapan birkaç kişi gördüm. hiç bunlardan bahsedenleri gördünüz mü? gör(e)mezsiniz. ne de olsa siz şeytanın gör dediğini görürsünüz sadece değil mi?
yazık, yazık, yazık...