---
alıntı ---ünal aysal'ın tam tersi bir başkanlık süreci izleyen başkan.
kısaca hatırlayalım.
ünal aysal tamamen güçlü bir yönetimle ve destekle başkan olmuştu. ancak ikinci döneminde güçlü yk üyelerinin yerini ünaal aysal'ın ahpapları ve çavuşları ağırlıklı bir şekilde doldurmaya başlamıştı.
dursun aydın özbek ise ilk döneminde tamamen nepotist bir şekilde eşini dostunu akrabasını kulübe tebelleş etmişken; ikinci döneminin buraya kadar olan kısmında ne mehmet özbek ne de yeğenlerinin adını dahi duymadık hiçbir yerde. öne çıkan figür erdem timur oldu.
hoca olarak ünal aysal fatih terim ile başkanlık kariyerine başladı ve sonrasında yerli teknik direktörle çalışmamaya yemin etmiş gibi mancini ve prandelli ile çalıştı.
dursun aydın özbek ise hamza hamzaoğlu sonrasında tercihlerini rikerink ve tudor'dan yana kullanmıştı. (hamza hamzaoğlu önceki yönetimin kararı olduğu için sayılmaz.)
ikinici döneminde ise hoca olarak yorulmuş ve taraftar arasında belirsizlik olan fatih terim yerine taraftarın kabul edebileceği tek yerli hoca okan buruk'la çalışmaya başlamıştır.
bu arada aysal'ın da özbek'in de başarısız dönemlerde gitme sebepleri fatih terim ile ilişkilidir. ilk döneminde son dakikaya kadar fatih terim'e soğuk bakan dursun aydın özbek'in aksine ikinci dönemindeki dursun aydın özbek'in karşısında okan buruk gibi bir aday olmasaydı kapısı çalınacak tek kişi fatih terim olacaktı. aysal ilk dönemde mecburen fatih terim ile çalıştı ve sonrasında ilk fırsatta önce yönetimini değiştirip kendisini fatih terim'le çalışmaya zorunlu kılan ali dürüst, abdülrahim albayrak gibi isimleri yönetimden sonra fatih terimi…
---
alıntı ---
yukarıda yazan entriyi 20.12.2022 tarihinde yazmış ve depolamışım. o günden bu güne köprünün altından çok su geçti. hatta entri o gün bile yarım kalmış.
bu güne geldiğimizde hatırlamakla birlikte değerlendirmek lazım.
öncelikle belirtmem gerekir ki son seçimde süheyl batum'un kazanmasını istiyordum. bunun da sebebi süheyl batumun da erden timur ile çalışacağını söylemesiydi. yani hangi başkan gelirse gelsin erden timur görevinde olacak şeklinde bir taahhüt vardı.
erden timur'un istifasına giden süreçte kusurları bariz. bu konuda hiçbir tereddütüm yok. ama değerlendirme kısmına gelirsek:
ilk döneminde yaşananları hiçbirimiz unutmadık bu bir eksi,
hala bu güne kadar ilk dönemki nepotizm davranışları yok, bu bir artı,
burak elmas yönetiminden sonra camia'yı birleştirecek ve en önemlisi de nakit kolaylığı sağlayacak başkan adayı yoktu, ne metin öztürk ne eşref hamamcıoğlu nakit kolaylığı sağlayacak güce sahip değillerdi genel kurulun kararını etkileyen bir diğer şeyde bu. artı,
bu gün her ne kadar eleştirilse de ibrahim hatipoğlu ve cenk ergün başka yönetimlerin de çalıştığı cenk ergün ve gsyiad ile çalışıp galatasaray'a katkıda bulunmuş ibrahim hatipoğlu. erden timur'un olmadığı kurguda makamlar boş kalmazdı ve yönetimin elindeki malzeme de bu. ki cenk ergün erden timur varken de aynı göreve devam ediyordu. burada başarısız olunsa dahi mehmet özbek olmaması çok büyük bir artı. çünkü aileden birini görevden uzaklaştıramazsın. ancak işini iyi yapamayan bir yöneticiyi pasifize edebilirsin.
transferler kampa yetişecek sözünü verip tutmaması eksi, ama ben transferler kampa yetişecek demeyen galatasaray başkanı hatırlamıyorum. hatta deyip yetiştiren de hatırlamıyorum. kaldı ki transferin kampa yetişeni değil hazır geleni ya da sisteme oturanı makul. bunu geçen yıl anghelinho transferi ve davinson transferinde gördük. hatta 2011-2012 kadrosunda bile elmander ve selçu dışında kampa yetişen transfer yoktu. kamp süreci oyunu oluşturma ve deneme süreci dolayısıyla transfer tahtası açıkken ihtiyacı da belki de yeniden oluşturma süreci. bu arada hali hazırda kampa yetişen de bir transfer mevcut.
benim dursun aydın özbek'in önceki dönemlerini unutmuşluğum yok. ama ağır yüklenmek için zaman çok erken. bizim ihtiyacımız ön yargı değil yargı. yargı da ancak eylemler sonrası oluşabilir.
