14
her birisini farklı değerlendirmek gerekiyor,
1. galatasaray: şampiyonluk baskısının en yüksek olduğu takım. hatta yeri geliyor, şampiyon olan hocasını, (sözde) iyi oynatmadığı için gönderebilecek bir camia. keza 3 kupalı hocayı da bir sonraki yıl kötü gidince hemen gönderebilir.
başarı olmazsa olmazı. maddi olarak da geliri çok olmasına rağmen sürekli hazır futbolcuya yaptığı yatırım ve makası kapatmak için yüksek maaşlı belli yaş üstü kaliteli oyuncu getirme politikası sebebiyle gideri de çok olan bir kulüp.
bazı yönetimlerin yaptığı hataların ceremesini çekiyor.
2. fenerbahçe: şampiyonluk baskısının en yüksek olduğu 2. takım. son 30 yılda galatasaray'ın gösterdiği atılımla futbolda geride bıraktığı(avrupa'da zaten yoklardı), tek adam ve güçlü bir figürün önderliğinde, başarıya giden yolda her yol mübahtır anlayışıyla birçok çello bello işi de içinde bulunduran, siyaseti her daim yanında bulan kulüp. aziz yıldırım'ın 20 yıllık başkanlık döneminde yaptıkları ve maddi olarak götürdüklerinin yanı sıra gelmeyen şampiyonluklar kulübün ekonomik yapısını çıkmaza sokmuş durumda. 4 büyükler içinde durumu en kötü olan ama güçlü taraftarı, medyası ve camiası sayesinde ayakta kalan camia. zavallı fener beter ol beter diyoruz ve geçiyoruz,
3. beşiktaş: şampiyonluk baskısı dahil her konuda 3. olan camia.muhtemelen borçları da öyledir. bir şekilde 3. olmayı başarmak genlerinde var. 6-7 yılda 1 şampiyonluk alsalar yeter, 10 yılda 2 şampiyonluk başarı, 3 mükemmel. galatasaray ve fenerbahçe'nin kötü olduğu dönemde öne çıkıp, sonra dediğim gibi 3. sıraya inerler. fikret orman yönetimi döneminde gelen 2 şampiyonluk ve yüksek bedelli bonservis kazançlarına rağmen borcu inanılmaz artan bir kulüp. fikret orman paralar nerede diyerek bitiriyorum.
4. trabzonspor: kendi dönüm noktaları 1996 ve 2011(!) olan kulüp. bu yıllarda fenerbahçe'ye kaptırdıkları(!) şampiyonluklar ile tarihleri değişti bence. şu gün beşiktaş seviyesinde olabilir, anadolu devriminin lideri olabilirlerdi.
taraftar sayısı olarak yerelde kalmalarına rağmen yine geçmiş yönetimlerin pahalı oyuncu transferleri ile girdikleri borçları temizlemeye çalışan geç de olsa alt yapısına dönmeye çalışan bir kulüp. başarı baskısı az olduğundan çok daha rahat hareket ediyorlar.
biz 2 yıl şampiyon olamadığımızda "iki senelik bu çile bitsin artık bu sene" diye beste söyleyen bir camia olduğumuz gibi diğer kulüplerin de iç dinamikleri farklı olduğundan çok fazla kıyaslama yapma şansımız olmuyor.
taraftar sayısı, camianın beklentileri, gelirler vb etkenlerle farklı politikalar geliştirebilen takımlardır.
özellikle beşiktaş ilk 2'ye yaklaşmak için uğraşırken trabzon anadolu takımı hüviyetinden kurtulup istanbul'a kafa tutmaya çalışan bir kulüp.
1. galatasaray: şampiyonluk baskısının en yüksek olduğu takım. hatta yeri geliyor, şampiyon olan hocasını, (sözde) iyi oynatmadığı için gönderebilecek bir camia. keza 3 kupalı hocayı da bir sonraki yıl kötü gidince hemen gönderebilir.
başarı olmazsa olmazı. maddi olarak da geliri çok olmasına rağmen sürekli hazır futbolcuya yaptığı yatırım ve makası kapatmak için yüksek maaşlı belli yaş üstü kaliteli oyuncu getirme politikası sebebiyle gideri de çok olan bir kulüp.
bazı yönetimlerin yaptığı hataların ceremesini çekiyor.
2. fenerbahçe: şampiyonluk baskısının en yüksek olduğu 2. takım. son 30 yılda galatasaray'ın gösterdiği atılımla futbolda geride bıraktığı(avrupa'da zaten yoklardı), tek adam ve güçlü bir figürün önderliğinde, başarıya giden yolda her yol mübahtır anlayışıyla birçok çello bello işi de içinde bulunduran, siyaseti her daim yanında bulan kulüp. aziz yıldırım'ın 20 yıllık başkanlık döneminde yaptıkları ve maddi olarak götürdüklerinin yanı sıra gelmeyen şampiyonluklar kulübün ekonomik yapısını çıkmaza sokmuş durumda. 4 büyükler içinde durumu en kötü olan ama güçlü taraftarı, medyası ve camiası sayesinde ayakta kalan camia. zavallı fener beter ol beter diyoruz ve geçiyoruz,
3. beşiktaş: şampiyonluk baskısı dahil her konuda 3. olan camia.muhtemelen borçları da öyledir. bir şekilde 3. olmayı başarmak genlerinde var. 6-7 yılda 1 şampiyonluk alsalar yeter, 10 yılda 2 şampiyonluk başarı, 3 mükemmel. galatasaray ve fenerbahçe'nin kötü olduğu dönemde öne çıkıp, sonra dediğim gibi 3. sıraya inerler. fikret orman yönetimi döneminde gelen 2 şampiyonluk ve yüksek bedelli bonservis kazançlarına rağmen borcu inanılmaz artan bir kulüp. fikret orman paralar nerede diyerek bitiriyorum.
4. trabzonspor: kendi dönüm noktaları 1996 ve 2011(!) olan kulüp. bu yıllarda fenerbahçe'ye kaptırdıkları(!) şampiyonluklar ile tarihleri değişti bence. şu gün beşiktaş seviyesinde olabilir, anadolu devriminin lideri olabilirlerdi.
taraftar sayısı olarak yerelde kalmalarına rağmen yine geçmiş yönetimlerin pahalı oyuncu transferleri ile girdikleri borçları temizlemeye çalışan geç de olsa alt yapısına dönmeye çalışan bir kulüp. başarı baskısı az olduğundan çok daha rahat hareket ediyorlar.
biz 2 yıl şampiyon olamadığımızda "iki senelik bu çile bitsin artık bu sene" diye beste söyleyen bir camia olduğumuz gibi diğer kulüplerin de iç dinamikleri farklı olduğundan çok fazla kıyaslama yapma şansımız olmuyor.
taraftar sayısı, camianın beklentileri, gelirler vb etkenlerle farklı politikalar geliştirebilen takımlardır.
özellikle beşiktaş ilk 2'ye yaklaşmak için uğraşırken trabzon anadolu takımı hüviyetinden kurtulup istanbul'a kafa tutmaya çalışan bir kulüp.