32
geleceğinden zaten umutsuz olduğum ülkem hakkında, beni zilyon kere daha umutsuzluğa sevk eden insan topluluğudur.
hiç kimse bana şimdi maval okumasın, o insanlar, bir şehrin genelini yansıtamaz. orda üç-beş hadsizin yaptığı tüm diyarbakır
halkına mal edilemez demesin! birbirimizi kandırmayalım, diyarbakır'dan bahsediyoruz. ne kadar hazetmesem de bir ülkenin
başbakanı, kendi ülkesinin bir şehrine gidemiyorsa, gittiğinde kıyamet kopuyor, kaldırımlar sökülüyor,kepenkler kapatılıyor ise,
binlerce insan o ıslıkladıkları marşın, yaktıkları bayrağın gölgesinde yaşamasına rağmen, bu değerleri yok etmek için mücadele eden
bir örgütün en azılı savunucusu olan bir adama, osman baydemir'e basıyorsa oyuyu sandıkta.. kimse bu tribün olayları diyarbakırlıları
bağlamaz demesin!
üzülerek söylüyorum ki, diyarbakır sadece harita üzerinede türkiye'ye bağlıdır. hatta haritada da bağlı değildir! ülkemizin
doğusunu kürdistan olarak gösteren haritalar kol gezerken, bunu söylemek bile iyimserlik olabilir. şu konuda da yanlışa düşmemek
lazım; çocukluğunda,aynı ekmeği yemiş, aynı çeşmeden su içmiş, aynı kaleye gol atmış insanlar büyüdüklerinde birbirlerine silah
çekiyorsa, dönüp bir kendimizi sorgulamamız lazım. kürt vatandaşlarımızın büyük bir kısmı neden bu ülkeye kin duyuyor? neden
ihanet etti? anadolunun eşsiz mozağinde, aynı topraklar üzerinde nefes almak, aynı türküleri söylemek varken, neden ayrı bir
vatan istesinler ki? ne yazık ki çoğu kandırılmış, bölünmüş bir türkiye'den çıkarı olanların ektiği nifak tohumları bu insanları
yaşadıkları ülkeye düşman yapmış. "haksızlığa uğradığına", "ezildiğine" inandırmış. inanın şu an geldiğimiz şu noktada, belki de
en az suçu olan onlar. en büyük suçu olan devlet! kendi toprakların üzerinde yaşayan insanlara sahip çıkamamışsın, vatandaşının,
bir gece vakti kapısına dayananlar tarafından yağına, şekerine, bulguruna hatta çoluğuna çocuğuna el koyulup dağa kaldırılmasına
mani olamamışsın. devlet olarak gücünü gösterememişsin, otoriteni kuramamışsın. vatandaşını çaresiz bırakmışsın,
aciz,cahil, eğitimsiz bırakmışsın.
mühendis yollamışsın öldürmüşler, öğretmen yollamışsın öldürmüşler, farbika yapmış sabote etmişler, seçim yapmışsın ama
sandıklara oyların "silah zoruyla" dolmasının önüne geçememişsin, isteyen istediği yere kurmuş evini, her yer mezra.. çarpık
kentleşmenin önüne geçememişsin, kaçak elektiriği engelleyemişsin, zararını batı'da yaşan vatandaşını sırtına bindirmişsin..
karakol kurmuşsun saldırmışlar, askerini öldürmüşler.. soruyorum; doğu'da, sen mi devlet gibisin, pkk mı? hangisi daha güçlü?
sonra kürtlere pkklı oluyor diye kızarsın, seçenek bırakmamışsın ki.. adam gibi yapsaydın görevini, yılanın başını ezseydin
küçükken, bu insanları da eli kanlı bir terör örgütünün kucağına düşmekten kurtarsaydın!
gördüğünüz gibi dostlar, biz bu insanlara çok kızıyoruz, ben de çok kızıyorum.. ihaneti sindiremiyoruz. ekmeğini yiyip,
suyunu içip ihanet ettiler diyoruz, tamam ama.. inanın.. bana inanın başımızdakiler baş olsa, bu insanlar bu halde olmazdı.
ülkesine kin kusmazdı. bu insanlar çaresiz, ya pkk'lı olacak ya da ölecek! siz olsanız sizi böyle bir tercihe iten bir devlete,
ülkeye nasıl bağlı kalabilirsiniz! suçsuzlar demiyorum asla. elbet ki suçlular, dış mihrakların da oyununa gelerek haklarını
dağa çıkarak, kundaktaki bebeye, tüyü bitmemiş yetime kurşun sıkarak arayan bir örgüt, bu insanların içinden çıktı,
kandırıldırlar.ellerinde şehit kanı olan, masum kanı olan şerefsizler avrupa'nın envayi çeşit ülkesinde röpteşambırıyla
viski yudumlarken, bu kandırılmış insanlar soğukta, dağda aç, seif,it gibi titrediler. aptallıklarının cezasını onursuzca
ölüp giderek ödediler. bu insalara nefretten çok acıyor insan. bu kadar zavallı olmalarına acıyor.
bu mesele bugün bu hale geldiyse, en basit bir futbol müsabakasına bile yansıyorsa bu gerilim.. cidden bir durup düşünmek
lazım. türk askerini, mehmetçiği öne sürüp, dağda üç beş teröristi öldürterek bu işin çözüleceğine bizi inandırmaya çalışan
bu aciz devlet bilsin ki biz bu kadar aptal değiliz. kıçının dibinde ki terörist yuvası kuzay ırak'a ondan bundan icazet almdan
askerinin postalını sokamayan devlet, bu halka hesap vermeli! çeyrek asra yakındır dallanıp budaklanmış bu terör illetinden
kurtulmanın yolu; türk askerini kobay gibi dağa sürerek, mehmetçiğe iki terörist öldürtüp, sağa sola "terörle mücadele ediyoruz"
demeçleri vermek midir? terör örgütünün finans kaynaklarını kurutmadan, yapılanmasını desifre etmeden,para akışını çözmeden,
dış desteğini kurutmadan, dağa kaldırmaların önüne geçmeden, sadece askere terörist öldürtmek midir? bizler bu kadar aptal mıyız?
terörle değil, teröristle mücadele ederek bu işin çözüleceğini düşünmek saflıktır! bu oyununbedelini, al bayraklı tabutlara sarıp
evlerine gönderdiğiniz şehitlerin anaları ödüyorsa, bu ihanettir! kandırılmış gençlerin zavallı anaları dağden leş toplar gibi
evlat topluyorsa, bu çözüm metodunun yetersizliğini gözler önüne seren en acı tablodur. göz boyamakla uğraşağına önce git bu
örgütü yok et! sadece teröristi değil, terörü yok et! imralı'da şımarttığın zebani hala nefes alıp veriyorken, sen onun fedailerini
yok etsen ne çıkar! fikir babaları başka fedailer bulmakta çok mu zorlanır? pkk'nın kökü kazınmadan barış marış mümkün
değildir apaçık. ne kadar dillendiremeseler de, pkk'nın yok edilişi, en çok kürt vatandaşlarımızı rahatlatacaktır.
pkk'dan en çok canı yanan aslında bizzat onlar çünkü.
bu milleti kandırmaktan vazgeçsinler, askerin elini kolunu bağlayıp, "terörist öldüren bi makine" yaptılar. koskoca tsk'yla
taşak geçiyorlar! asker öldürüyo, pkk dağa kaldıyor. bu, boşalan kontejanın doldurulması gibi bir şey! dağa çıkışın önünü
kesmeden, dağları temizleyemezsin. dağları temizleyemedikçe, daha çok canı yanar bu ülkenin.. tüm bunlardan yoruldu
bu ülke, bir futbol maçına dahi sıçrıyor olaylar. artık, devlet devletliğini bilmeli "güç" olmalı, o mağdur insanları daha
fazla pkk'ya yem etmeden kurutmalı bu örgütü. bizler artık, insanların insan gibi yaşadığı günleri özlüyoruz. yoruldu artık
bu millet! şaklabanlıklardan, vaatlerden, rantçılar yoruldu. sabrı taşmak üzere. daha fazla vaate ihtiyacımız yok, icraata
ihtiyacımız var. başımızdakiler bizi kandırmayı bıraksın artık, açılımla, saçılımla bu insanları oyalamaktan da vazgeçsinler de,
bir an önce bu zevatları yok edip, barışı, güvenliği, huzuru sağlasınlar. buna o kadar ihtiyacımız var ki..
dinimizin, ata'mızın ve milliyetimizin istismar edilmediği, aynı ülkede, aynı topraklar üzerinde, aynı dil ve bayrak altında,
bölünmeden, ayrışmadan ve kardeşçe yaşayacağımız günlerin gelmesi dileğiyle.. bu konu da naciazne fikrim budur..