• 1
    bir değişik olandır. bir dönem deplasmanda atılan 1 gol 2 sayılır gibi de zikredilirdi. kural hakkında en büyük sıkıntı uzatma dakikaları konusunda yaşanmaktadır.

    uefa uzatma dakikalarını da deplasman golü avantajını verirken concacaf bu konuda uefa kadar cömert davranmamakta ve deplasmanda atılan golü saymamaktadır. uefa uygulaması futbolun adaletine tamamen terstir. iki takıma da seyirci avantajı verilecekse 90'ar dakika olmalıdır bu.

    ayrıca bana kalırsa futbol kurallarını en güzel uygulayan ülkelerden biri olan ingilizler deplasman golü avantajını şiddetle reddetmekte ve hem lig hem de eleme maçlarında bu kuralı uygulamamaktadır. gol averajı neyinize yetmiyor demektelerdir adeta. nitekim bu da kendi liglerinde takımların rakibine ikili averajda öne geçmelerini değil genel gol averajında öne geçmeleri gerekliliğini doğurur.
  • 2
    zamanında çok ekmeğini yediğimiz zamanlar da olmasına rağmen çok da zararını gördüğümüz futbolun bana göre en saçma kuralıdır. turnuvalarda ikili eşleşmelerde saçmalığını en bariz şekilde hissederken, lig usülünde ise puan eşitliklerinde uygulanan turnuvaya göre daha az da olsa karşımıza çıkan saçmalıktır.

    düşünün rakip sahada 1-0 galip geliyorsunuz. rövanşında kendi evinizde 2-1 mağlup olunca eleniyorsunuz. böyle saçmalık 2016 yılında hala devam etmektedir. daha da barizini örneklendireyim, 1-1 berabere kaldınız diyelim, ikinci maçta 0-0 bitti... ve ne uzatma oluyor ne penaltı.... elendiniz.... iki maçta da berabere kalmış yenişememişsiniz ama eleniyor bir takım.

    saçma demiş miydim ? *

    edit: 15 dakika boyunca bu başlık daha önce açılmış mı acaba ya da bir benzeri diye arattım. ve şaşırarak daha önce açılmadığına ikna oldum, entry'mi girdim ve bir de ne göreyim benimki ikinci entry... ateistler bunu da açıklasın. bu nasıl tesadüf, başka biri 5 dakika önce açmış. *
  • 3
    futbolu kisirlastiran kurallardan bir tanesi daha. al iste, dusunsene deplasmana gidiyorsun, atiyorsun-tutuyorsun-tutamiyorsun. ilk mac 2-2 * sonra evine donuyorsun. deplasman kurali olmasa gol atmak icin yine atacaksin-tutacaksin-tutamayacaksin gollu galibiyet, maglubiyet falan olacak. ama yok. beyimiz napiyor? otobusu cekiyor namussuz hesabi. 0-0'a yatiyor. taktik faullerle oyunu yavaslatiyor. yerden kalkmiyor, hicbir halt yememis futbolcu 90. dakikada aliyor topu korner diregine yasliyor, akli sira egleniyor.

    tamam endustriyel futbol, tur atlayinca daha cok para gelecek ama olmaz boyle. bakin, sonucta takimlarin bir siralamasi var. her birinin son 5 yilda topladigi puanlari birer katsayi olsun.
    - attigi gol başına,
    - yendiği takimin katsayisi-kendi katsayisinin belli bir formulasyonuyla orantili verilecek puan,
    -macin oynandığı turun seviyesinin (ceyrek final, yari final vs) katsayisi,
    her hafta takim kaptanlari ve teknik direktorlerin oylamalariyla belirlenecek en guzel 3 golun katsayisi,
    -haftanin, ayin, yilin takimi ve/veya oyuncusuna gore belirlenecek katsayilarin,
    toplamina gore takimlara ekstra odul verilse, hem su gobekli dayilardan kurtuluruz, hem kisir futboldan kurtuluruz, hem de goze hos gelen gollere sahip oluruz. oyun goruruz, futbol goruruz, gol görürüz.futbol katilleri de defolur gider bu diyarlardan.
  • 4
    uzatmaya giden bir maçı izlemek kuşkusuz izleyene zevk verir. oh yarım saat daha maç izleyeceğim dersin. ama bir de olayu sporcu yönünden ele almak lazım.

    ingiltere premier liginin kafa takımları yada real barca gibi takımlarda yılda 50 nin falan üzerinde maç oynayan bir oyuncu için psikolojik zorluk seviyesi yüksek bir maçın uzatmaya gitmesi oyuncuların pek tercih edeceği bir durum değildir. herkes cristiano ronaldo değil. dakika 118' de deparı bastı mı adelesi elinde kalıyor adamın.
  • 5
    bu kuralın en büyük mallığının yasandığı sene 2003'tür.

    sampiyonlar ligi"nde yarı final eslesmesi ac milan- fc inter seklinde oldugunda bir seyler olacagi belliydi. çünkü iki takimda biliyorsunuz ayni statta (san siro/g.meazza) oynuyor. ilk mac ac milan-fc inter seklinde cekilmis mac 0-0 bitmisti. ikinci mac ise yine ayni stata bir hafta sonra inter-ac milan adiyla oynandı ve shevcenko ve martins'in golleriyle 1-1 bitti.
    ne oldu peki?
    ac milan kagit uzerinde deplasmanda olan macta gol attigi icin finale cikti ve finalde juventus'u penaltilarla yenip kupayi kazandı.

    ha ben o kadrosuyla ac milan'ı digerlerinden cok severim ama bence o sene degismeliydi bu kural bundan büyük mallık mı olur?

    ekleme: (bkz: 7 mayıs 2003 milan inter maçı) & (bkz: 13 mayıs 2003 inter milan maçı)
  • 13
    şöyle bakmamız gerekiyor: bu kural ikinci maçı daha zevkli hale mi getirecek, yoksa vasat bir hale mi?
    üç şekilde düşünebiliriz.
    birincisi, örnek olarak ilk maç 1-1 sona ermiş olsun. böylece evdeki takım gol için bastırmak zorunda olacak. diğer yandan da rakip yatacak. ama çoğunlukla deplasmanda 1-1 berabere kalan takım, diğerine göre daha üstün olduğu için sürekli bir baskı, duvar gibi dönen toplar, karamboller. aynı zamanda karşı tarafta nadiren bulduğu kontralarla rakibini 3 4 kişi yakalayan çabuk oyuncular.
    ikinci senaryoda ise deplasman 1-0 kazanmış olsun ilk maçta. yine deplasmanda puan alanın iyi olduğunu varsayıyorum. ikinci maç çoğu takımın oynayacağı şey oyunu tutmak olur. anlamsız paslar, ataksız bir kabız futbol.
    üçüncü ise ev sahibinin kazandığı seçenek. bunda takım dengeleri daha eşit ya da ev sahibi iyi olacağından, ikinci maçtaki ev sahibinin birinci seçenekteki gibi daha atak olacağı vs düşünülebilir.
    bence kuralın konulma mantığı bu. daha çok gol ihtiyacı daha çok futbol. zaten bu yüzden üst torbadaki takım ilk maçını deplasmanda oynuyor. ikinci maçı evde oynamak bu yüzden avantaj olarak görülüyor yani. tabi bir de maç uzarsa 30 dakika fazla evinde oynamak var.
    yine de bana göre tüm bunlar birbirine yakkın ya da eşit güçteki takımlar için geçerliyken, takımlar arası dengeler biraz değiştiğinde iş farklı bir boyut alabiliyor. örneğin athletic bilbao zorya ile maç yapıyorsa zaten çok ekstra oynamıyorlar. hatta yedek kadro bile çıkıyorlar. burada da değişik stratejiler olabiliyor. ilk maçı alıp fişi çekmek ya da ikinci maça bırakmak gibi.
    tüm bunlara rağmen bana göre haksızlık. ekstrem bir örnek vereyim. ilk maçı 7-2 kazandım. ikinci maçı 6-1 kaybettim. eğer olay seyir zevkiyse hangisi daha değerli? sadece bu yüzden bence kaldırılmalı. hem uzayan maçlar bence hep daha eğlenceli.
  • 19
    yoğun maç trafiği ve hakkaniyet ihtiyacı bir araya gelince alternatifi bulunamayan bir uygulama haline gelmiş olan kural.

    ancak kimi durumlarda da zaten kendisinden beklenileni fazlasıyla aşan takımların canının da yanmasına neden olabiliyor. 2012-2013 sezonunda çeyrek finalde real madrid'e ofsayttan bir gol yedikten sonra sahamızda 5 gol atmamız gerekmesi bana kalırsa adil veya gerçekçi değil.

    bu yüzden belki de en azından uzatmaya giden maçlarda bu kuralın uygulanmaması gerektiğini düşünüyorum.
  • 20
    futboldaki en önemli sorunlardan biridir. kural bana başlı başına futbol ruhuna aykırı gelse de yine belirli bir mantığa oturtabiliyorsun ancak anlayamadığım husus bu kuralın uzatmalarda da kullanılıyor olması.
    şöyle ki; a takımı içerde b takımı ile 3-3 kalsa yine b takımının evindeki maç 3-3 ile sonuçlansa maç bu kurala göre uzatmaya gidiyor. yani 180 dk 6-6 bitiyor. ancak uzatmalarda her şeyin sıfırdan başlaması gerekirken a takımı gol bulduğu anda adaletsiz bir şekilde b takımının 2 gol bulması gerekmekte. yani b takımının ev sahibi olması ona dezavantaj getiriyor. uzatmalardaki bu saçmalığın mantığını çözebilen varsa yeşillendirse sevinirim çünkü hakikaten olur yanının olmadığı kanaatindeyim. fifa futbolda devrelere 3'e çıkarmak* ile uğraşacağına bu soruna eğilse daha faydalı olur.
  • 22
    kuralda yakın zamanda %90 değişikliğe gidilecek ve uzatmalarda kaldırılacak. 1-2 senedir özellikle şl zamanlarında çok dillendiriliyor. o tarihlerden kalan haberlere bakarsanız bazı yetkililer kuralın değişmesi için görüşüleceğini söylemiş.

    ayrıca yanlış hatırlamıyorsam bir federasyon bu sene ya da önümüzdeki senelerde bu kuralı uzatmalar için geçersiz sayacaktı.

    bunun yanında aslında hiçbir zaman tamı tamına eşitlik sağlayacak bir sistem getirilmesi neredeyse mümkün değil çünkü hepsinin +'sı -'si var. zaten her zaman tam eşitliğe gerek de yok. uzatmaları bırak bu "kura" işleri bile zaten başlı başına bir şans faktörünü oyunun içine sokuyor ve aslında bu eğlenceli de sonuçlar veriyor. (u: topları ısıttıklarına dair iddialar, demeçler var fakat doğru değil diyenlerde var.) düşünsene şampiyonlar liginden herkes eşit olsun diye kuraların kaldırılıp lig usulü yapıldığını.. ki o durumda bile mümkün değil çünkü deplasman / ev sahibi iklim şartları var, sakatlıklar var vs.. sporun içinde olan şeyler ve spora zevk katan şeyler.
  • 23
    uzatmalara giden maçlarda bu kural yüzünden bana göre deplasman takımı daha avantajlıdır.
    şöyle düşünelim 2 maç da 1-1 bitti. maç uzatmalara gitti. deplasman takımı gol attığında kalan kısa sürede ev sahibi takım o golü çıkarmak için bir fazlasını bulmak zorunda. 90 dakikayı tamamlamış futbolcu atmosfere alışmıştır. seyirci etkisini çok hissetmez. ama matematik her zaman lehine...
App Store'dan indirin Google Play'den alın