resim
Claudio Cesare Prandelli
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:67
Uyruk:İtalya
  • 1076
    galatasaray'ın maçlarını izlemek için herhangi bir sebep bırakmayan teknik adam. futbolcular zaten takım olamadı, ama kendisi de sneijder ve melo gibi alanında en iyiler arasında yer alan futbolcuların mevkilerini değiştirerek bütün seyir zevkimizi yok ediyor. oynattığı, daha doğrusu oynatmayı beceremediği 3-5-2 saçmalığı yeterince canımızı yakıyor, bir de laboratuvarda deney yapar misali oyuncuların mevkileriyle oynuyor kendisi. zaten sivas'a 8-9 tane pozisyon verip maç sonunda "doğru yoldayız" demesinden anlaşılıyordu arsenal maçındaki rezaletin gelişi. tarihi fiyaskodur kendisi benim gözümde.
  • 1077
    yapamadığı şey çok basit aslında. geçen sezon biter bitmez futbolcularımızda, yönetimimizde hep herkesin aklında bu sezon ligde şampiyon olmak vardı. bütün açıklamalar her şey 4. yıldız ile bağlantılıydı.

    aslında prandelli'nin işi çok basitti. sadece kıvılcımı ateşleyecekti. zaten bugün saydığımız kaliteli futbolcularımızın hepsi şampiyonluk ayarına ayarlanmıştı.

    yapacağı şeyde şu. geldin takıma. futbolcuları tanımıyo musun ? tamam geçenseneden 3-5 maç izle,

    selçuk inannerede nasıl daha faydalı olmuş. kendisiyle görüş. orada oynat.

    wesley sneijdergörüşmene gerek yok bilmiyosan zaten futbol konuşma.

    burak yılmaz daha önceden nasıl goller atmış ne tür oyunda eksik ne tür oyunda fazla gör oynat.

    felipe melozaten eski öğrencin galatasaray'da neler yapmış nasıl fayda sağlamış gör bak oraya koy.

    semih ve chedjou. italyansın ayarla nasıl defans yaptırıyosan.

    bekler tarık hariç diğerleri kafana göre takılsın koy oraya dursun ligde zaten yapabilcek birşey yok.

    olcan bruma, kontra mı oynuyosun ? al sana pire gibi hızlı mı hızlı teknik mi teknik. topu saklar mı saklar. 2 kanat.

    bu futbolcularla konuşup edip bunlara göre kuracaksın işte bu kadar basit *

    gelinen sonuç ne ?

    felipe melo stoper, wesley sneijder defansif orta saha, veysel'e komple sağ bek ve kanat emanet, telles'e de sol kanat ve bek emanet tamamen koridor emanet !

    böyle bir saçmalığa imza attın. macera aramakta değil, saçmalık.

    hocam basmıyor mu anlamıyorum neyi oturtmayı neyi korumayı ne yapmaya çalışıyorsun ki sen ? 4. yıldız için geldim demedin mi ? bu sene günü kurtaracaksın anladın mı ? yani galatasaray'ın ligde 90 dakikası olduğu gün, o 90 dakikayı kurtaracaksın 3 puan alacaksın. seneye ne bok yiyosan ye. arsenal'e böyle çıktın gözümde bittin. kalmanı zaten istemiyorum da.

    futbolculara denir ya basit oyna, ayağa pas yap. prandelli sende basit oyna. lig'deki maçı al uğraşma olcan'ı kadro dışı bırakmakla. adamın kazanılan 6 puana direk etkisi var neyi deniyonda bu adamı kesiyon * yemin ediyorum hatırladıkça çıldırasım geliyor. abi bak valla real'den 6 yedik burda evimizde. ilk yarım saat sanki yencez diye düşündüm, öyle oynadık sonrasında 6 yedik tamam. bu macera aramak'tı. eyvallah. lan sneijder dmc ne lan ? veysele alexis sanchez e karşı komple kanadı emanet etmek ne lan ? yok uzattıkça uzatırım hatırladıkça sinir olucam neyse sabır. gitsende kurtulsak be valla bak. iyiliğine adamlığına laf etmem. ama gerçekten olmuyor olmayacak belli inancım 0 güvenim 0
  • 1078
    1 ekim 2014 arsenal galatasaray maçında 3-5-2 ve saçma sapan fantastik dizilişiyle takımı mahvetmiş, 2.likle bitmesi muhtemel grup maceramızın içine sıçmıştır.

    3-5-2 çıktın tamam da melo defansın göbeğinde ne alaka? hem de böyle bir deplasman öncesi? ayrıca, sezon başından beri iyi kötü devam eden 4'lü defansı neden bozarsın be adam? yapboz oynamanın sırası mı?

    euro 2012'den beri prandelli'yi çok severim ama şöyle bir maçta yediği haltlar akıl alır gibi değil.
  • 1079
    ille de prandelli başarılı olacak demiyorum. ama bu acele niye?yazılı sınav süresi bitmeden kağıtları isteyen hocalara benziyosunuz. ayrica sınav süresince carcar konuşup dikkat dağıtan hocalardan geri kalır yanınız da yok. maşallah zaten hepiniz taktisyensiniz, birazcık da taraftarlık yapın. daha 4. haftada bir adama bu kadar yüklenilmez ki, ayıp yahu. sanki kulüpte ve ülkede her şey güllük gülistanlık. bir tek bu adam sorun, gitse her sorun çözülecek zaten. adama acıyorum, nelerle uğraşıyo allah bilir.
  • 1080
    tugay'ı istememesi ya da tugay'ın prandelli'nin yanında olmaması çok büyük handikap oldu. ligi tanımaması klişesine girmeyeceğim ancak oyuncularını gerçekten tanımıyor. tanımaması amatörce oyuncu tercihlerine dönüşüyor. londra deplasmanında yekta ve stoperde melo ile başlamasını bunlarla açıklayabiliyorum.

    prandelli'nin elinde bir avuç kalburüstü adam var. o adamlara göre oyun planı hazırlamak bu kadar zor olmamalı.
  • 1082
    önceliğimiz lig açıklamasından rahatsız olunan teknik direktör. her maça 6 yerliyle çıkmak zorunda olan (ki bu yerlilerin olduğu türkiye a milli futbol takımının katıldığı son büyük turnuvanın yılı 2008) bir teknik direktör için gayet makul bir açıklamadır. ayrıca yabancı oyuncuları muslera, bruma ve biraz telles hariç avrupa piyasasında değerini günden güne yitiren oyuncular. hadi diyelim yabancıların hepsi son derece iyi oyuncular, o zaman da karşına bu adamların asıl oynayıp maç kondisyonu kazanması gereken yerel ligde yabancı sınırlaması var ve sen bu adamlardan 2'sini (muslera ve chedjou) mutlaka kullanıyorsun. geriye de 3 alternatifin kalıyor. oynat oynatabilirsen. hadi buyurun, kolaysa siz deneyin. galatasaray spor kulübünü sene ortasında bırakıp giden başkanı daha geçenlerde devletin televizyonunda 'avrupada başarılı olursak bu çok büyük mucize olur' dedi. kimse o laflara bakmıyor da prandelli'nin sözlerine takmış kafayı. tamam ben de prandelli'nin kendisinin kadro-diziliş istikrarı ve burak yılmaz ısrarında ciddi şekilde muhasebe yapması gerektiğini düşünüyorum ama bu adamla hangi şartlar altında anlaşıldığını bilmediğimiz için maç sonu yaptığı bir yorumdan ötürü eleştirilmesine de karşıyım. eğer senin kulübünün başkanı kendisiyle anlaşırken 'öncelikli hedefin lig ve 4'üncü yıldız' demişse, bizim bu adama kalkıp da tek kelime etmeye hakkımız yok ki ben %100 öyle olduğuna inanıyorum. zira prandelli'nin ağzından ilk günden beri çıkan tek cümle 'başkan benim gözlerimin içine baktı ve senden 4'üncü yıldızı istiyorum' oldu. hiç şampiyonlar ligiyle ilgili bir şey söylemedi. belli ki yine ünal aysal 'avrupada gidebildiğin kadar git zira bu yabancı sınırlamasıyla bir bok yapamayacağını ben de biliyorum, dolayısıyla senden bir de bunu isteyemem, zaten kulübü bu başarılara götürecek oyuncuları almaya para da yok' demiştir. transfer döneminde aldığımız oyuncular malumunuz. dolasıyla eleştirilmesi gereken teknik direktörün ettiği laf değil o'na bu vizyonu gösteren başkan ünal aysal'dır.
  • 1083
    1) bu takım 2,5 senedir futbolun f'sini oynamıyor. ne terim zamanında oynadılar, ne mancini zamanında ne de şimdi. faturayı prandelliye kesip yeni bir hoca ile listeyi uzatmak gereksiz.

    2) bu sene kaybolacak diyorsanız, zaten kayboldu. ikinci alternatif olan yeni hoca durumunda zaten hoca gelecek de takımı tanıyacak da...o hoooo

    bu durumda elimizdeki tek alternatif prandellinin birşeyler oturtması için beklemek ve dua etmek.
  • 1084
    - galatasaray 3-5-2 değil 4-4-2 oynar
    - melo stoperde oynamaz ortasahada oynar
    - sneijder serbest oynar
    - bruma kanattan yardırır
    - tarık sağ bek oynamalı
    - sabri geri dönmeli

    gördüğünüz gibi teknik direktörlük bu kadar kolay arkadaşlar. teknik direktörlük demek kahvede akşama kadar oturan adamdan lise öğrencisine, limon satan pazarcıdan şirketteki muhasebe elemanına kadar herkesin bildiği şeyleri yapmaktır. zaten herkes her şeyi biliyor ne güzel. teknik direktöre ne gerek var. zaten futbolcularla beraber yatıp kalkan biziz. ben bilmeyeceğim de prandelli mi bilecek. ayrıca zamanında italya milli takımının başında bulunmuş olması da futbolu benim gibi bir banka personelinden daha iyi bilmesi anlamına gelmez.

    -- ironi mode off --

    beyler herkesin bildiği, söylediği, akıl verdiği şeyleri yaparak teknik direktör olunmaz. teknik direktör risk alan, deneyen, düşünen adamdır. artık biraz izin verin de insanlar işlerini yapsın. tamam her şeyin en iyisini sen biliyorsun eyvallah da bırak adam bari aldığı paranın karşılığını versin. senin verdiğin taktikle, kadroyla sahaya çıkarsa aldığı paranın bi kısmını senin hesabına yatırması gerekir. cidden futbolu bu kadar kolay mı sanıyorsunuz? cesare prandelli futbolcusunu tanımıyor melo'yu stopere koyuyor ve takım sahaya çıkıyor. bu adamın hiç yardımcısı yok mu? kimseyle fikir alış-verişi yapmıyor mu bu adam? tabi sen fm oynarken stadın geliştirilmesinden bile sorumlu olduğun için her teknik direktörü kendin gibi zannediyorsun. prandelli şimdi gidip "bu stad bize yetmiyor kapasiteyi bi' 10 bin-20 bin falan arttıralım hacı" dese yönetim "ahahah ne diyo lan bu, daha üstünü kapayamadık stadın adam kapasite diyo ahah" demeyecek zaten.

    eskiden yılda bir teknik direktör değiştirirdik şimdi 6 ayda bir hatta neredeyse 2 ayda bire düşecek bu zaman. millet istiyor ki adam takımın başına geçsin alsın yürüsün, yardırsın. gelene 5 gidene 5 atsın. başarıya giden yoldaki en büyük etmenlerden biri de sabırdır. edison bile ampul'ü 1001. denemede bulmuş lan. ya o da 7. denemede "skerim ampulünü mampulünü gaz lambası var onla idare edin" deseydi belki şimdi evde televizyonu mum ışığında seyredecektik*

    prandelli daha yeni geldi ve şu an takımı tanıma aşamasında. ama bu sizin sandığınız gibi "adam melo'yu defansta oynattı daha oyuncuları tanımıyo" şeklinde değil. ulan koskoca melo bu. brezilya milli takımında, juventus'ta forma giymiş adamı nasıl tanımaz. bu adam takımı ergonomik olarak tanımaya çalışıyor. tamam melo stoper değil ama acaba takımdaki stoperler yeterince iyi mi? veya "tamam sneijder serbest oynarsa etkili olur ama takımda adam gibi defanstan top alıp hücum oyuncularına isabetli pas atacak adam yok sneijder'i burda kullansak da serbest oyuncu işini şimdilik askıya alsak" diye düşünemez mi bu adam? bu cesarete sahip olamaz mı en azından, olmamalı mı?

    bizde bu gereğinden fazla acelecilik olduktan sonra kim gelirse gelsin fayda etmez. takımın başına mourinho bile getirilse bu taraftar onu da 2 günde asıp kesmezse ben de fm'deki menejerlik görevimden istifa ederim.
  • 1085
    bir hafta önce takımı kurtaran olcan ve tarık şampiyonlar ligi'nde oynayamaz kuralları olan, sneijder'den ön libero, melo'dan stoper çıkartmaya çalışan über hoca. yaptırdığı hazırlık maçlarıyla zaten ne olduğunu az çok belli ettirdi. başta yönetim ve diğer faktörler sağ olsun, 3 yılda yeniden duyurduğumuz adımız yine sıradan takımlar seviyesinde anılacak. kendisine olan güvenim tamamen kayboldu. yeni yönetim gelir gelmez kendisini görevden almalı.
  • 1086
    ekşi sözlük'te sevdiğim ve genelde aynı fikirleri paylaştığım, resneli geyik dün güzel bir entry yazmıştı prandelli ile alakalı. "sözlükte değişik bir yorum okumak istiyorum, ulan hepiniz de aynısını yazıyorsunuz" diyen arkadaşlar için özellikle paylaşıyorum.

    prandelli'nin oyuncuları tanıyamayışından, hangi oyuncudan aslında nasıl maksimum verim alabileceğinden, takımın hangi dizilişle o sürekli söylediği "dengeli" oyunu daha doğru oynayabileceğinden falan bahseden güzel bir yazı.

    --- alıntı ---

    ikinci yarida oynadigimiz sablonda belki yine kaybederdik, bunun muhasebesini yapmak imkansiz, 4-0 onde ve 10 kisi kalmis arsenal'i kapattigimi gibi kapatamazdik ama maç ortada geçerdi. bunu yapmak maç basinda aklina gelmeyebilir ve bir sey denersin anlarim da, pozisyon vermedigimiz ilk 20 dakikada bile takimin tek bir hatayla zincirleme felakete suruklenecegi belliydi, 45 dakika beklemek neden ?

    dedigim gibi arsenal farki yakalamasa bu futbolu yine oynayamazdik fakat biz de deli gibi saldirmayacagimiz için ikinci yari basinda verdigimiz açiklari vermeyecektik ve en azindan onde top tutabilecektik, bu bariz belli.

    simdi prandelli'nin yapmak istedigi bazi seylerin nedenini anlayabiliyorum. ama bazi seylere anlam vermekte zorlaniyorum.

    1) melo'nun kat ettigi mesafeyi yeterli bulmuyor ve geriden oyun kurmakta kotu olan takimi ileriye topla tasiyacak bir adami geride kullanmak istiyor. mantikli. fakat bu adam melo olunca oncelikle defansta yer kaybediyor (sivas maçinin daha 5. saniyesinde sag çizgiye gelen bir topta chedjou'yla iç içe girdi ve topu taca atamasak gobegi bombos birakmisti) ; yeterince hizli degil. ve en onemlisi, orta saha sertligi olarak melo'nun yedegi olsa getiri goturu hesabi lehte olabilir ama oyle bir adam yok takimda. o yuzden goturusu, getirisinden fazla olan bir hamle.

    2) 3-5-2 denemesine de anlam verebiliyorum fakat bunu kiminle ve nasil oynayacagin onemli. takimin defansi mesafe kontrolunde vasat, o açidan defansif durumlarda takimin savunma hattini 5'lemek bir nevi mantikli. fakat melo defansin ortasina gomulunce, elinde geriye gelmeyen burak ve geriye gelecek kadar kosamayan pandev olursa, defansin 5'li olmasi hiçbir avantaj saglamiyor. orta sahayi enlemesine 3 kisiyle kontrol edemedigin için mutlaka bir bek ileri çikip top kovaliyor ve açilan aralardan follos oluyorsun. çunku defans, savunma hattinda degil taaa rakip ceza sahasi çizgisinde baslar ve en onemli hat, orta saha hattidir. bizim en kolay geçilen hattimiz orta saha, sonrasi telas ve pozisyon kaybetme, bos alanda çalimla eksilme, gerisi malum. yani bunu oynamak istiyorsan, burak veya pandev veya her kimi oynatiyorsan sike sike orta sahaya destek vermesini isteyeceksin. 3-5-2'yi bekleri yuksek tutarak da oynayabilirsin ama bunu oynayacak orta saha ve savunma da yok elinde. (bkz: juventus). zaten beklerin yuksek kaldigi her pozisyonda golu de bir guzel yedik. yine, goturusu getirisinden fazla olan bir hamle.

    3) sneijder'in pozisyonu. aslinda regista'dan ziyade deep lying midfielder gibi bir gorevi var ve bu hamlenin de mantigi basta dogru. ben ileriye top aktaramiyorum, yeterince hizli aktaramiyorum, o halde topu aktarabilen oyunculari biraz daha geride oynatayim. sneijder bunu yapinca ileride top tutan adam sayisi 0,5'a dustugu için bu mantik da çokuyor. bu takimin zaten savunma zaafiyeti salt savunmadan ziayde çok top kaybedip baski altinda kalmasindan kaynaklaniyor. e aktarilan toplari ileride daha az tutan takimin bu sorunu da daha açiga çikiyor. yine goturusu, getirisinden fazla olan bir hamle.

    bu 3 hamleyi de elestiririm ama en azindan denenmesine karsi degilim. gorur, geri donersin.

    simdi gelelim bazi kilit sorulara.

    1) tarik sag bek eksikliginden alinmadi mi? zaten sag bek degil mi? adam ligde sol bek oynuyor, asil yabanci sol bekini oynatabildigin maçlarda sag bek baslayacagina yedekte oturuyor. veysel daha defansif olsa anlayacagim. ofansta daha verimli olsa yina anlayacagim. kondisyon sorunu olsa, e tarik'in kondisyonu iyi, gidip geliyor. hadi boydan kaybediyoruz desen oynadigin takim arsenal ! bunun mantigini çozemiyorum.

    2) pandev ve burak'in gorev dagilimi nedir? bunlar çift forvet mi oynuyor, pandev bir nevi sneijder'in geride oynamasindan dolayi 9,5 gorevi mi goruyor? bu soruya cevap verebilecek hiçbir veri yok elimizde. bir bakiyorsun pandev ile burak iç içe, bir bakiyorsun pandev pivotluk gorevi yapmaya çalisiyor, duvar olarak kullaniliyor (tum denemeler zayi oldu, orasi ayri), bir bakiyorsun kanada yanasmis top aliyor. bu ikilinin gorev dagilimi nedir? savunmada gorev dagilimlari nedir? kanada mi açilacaklar? yapmiyorlar. rakibi yalanci presle mi oyalayacaklar? yapmiyorlar. orta sahada alan mi parselleyecekler? yapmiyorlar.

    3) melo zaten 4'lu defans oynadiginda da defansin ortasina gomulebilen bir oyuncu, iki kanat oynatsan guzel bir besli ve bir 4'lu hat olusturursun, enlesmesine sahayi dengeli kontrol edersin. ayni sekilde stoperlerin arkasindan degil, birçok takimin yaptigi gibi biraz onunden ortadan top yapabilir orta sahada oynadiginda. tum bunlari gerçeklestirmek için, islemedigi belli olan bir 3-5-2'de israr neden? veya amaç buysa, dizilisten izyade gorev dagilimi neden yapilmiyor, sade bir dortlu defansla?

    4) takimin genel bir profili var. agir, dikine oynamakta zorluk çeken, patlayiciligi eksik bir oyuncular surusu. bunlara alternatif olan, az veya çok, iyi veya kotu farkli ozelligi olan her oyuncunun oynamasi lazim. delici tek oyuncu bruma, adam rakip açikken oynamiyor, kapaliyken oyuna giriyor. akil fikir. takimda akliyla oynayabilen ender oyunculardan biri hamit. tarik'i dusunmuyorsan sag bekte en azindan pozisyon bilgisi olan, tercihleri dogru olan ve hizli olmasa da guçlu olan, sakatliktan çiktiginda bile takim arkadaslarinin vitaminsiz sutlarinin tersine topu otturebilen ve kiçini donerek de olsa ayakta durabilen bir adamin mutlaka oynamasi lazim. hatta su an ikili bir orta sahada melo ile oynar bu adam. tek eksik olur orta sahada o da patlayicilik. e o zaman orta sahanin bu açigini etrafini dinamik tutarak kapatirsin: ilki zaten bruma (defansif olarak gorevini yapiyor). diger oyuncu da yine farkli profili olan, getirisi olabilecek bir oyuncu: hizli, pres yapabilen ve aralarda is yapabilen bir takim degiliz. istsina: olcan. o zaman o adam oynayacak. oyun gorusu ve hizli oynama açisindan zaten dunyada itibar goren bir sneijder var. bu adamlar banko oynayacak. bu çok basit bir mantik. bu durumda: nando / tarik(lig için veysel) - secu - semih - telles (lig için tarik/hakan) / melo - hamit / olcan - sneijder - bruma / pandev (lig için burak/umut). boylece yabanci sinirinda ligde geçerli olan, avrupa'ya çikinca yine oyunculari degisebilecegi ama en azindan sablon olarak sabit kalan bir duzenin olur ve bu duzen, oyuncularin ozelleikleriyle en iyi uyusacak duzen, farkli profillerdeki oyuncularla takimdaki farkli meziyetleri azami derece kullabilecegin duzen. olcan - bruma çok ofansif olur, birinin yerine hamit'i koyar, orta ikilide selçuk / dzemaili'yi kullanirsin. vesaire. melo, hamit, olcan, sneijder ve bruma bu takimda farkli meziyetleri olan oyuncular. bunlarin en az uçu, ideal olarak 4'u, yabanci siniri falan izin veriyorsa 5'i sahada olmali. diger farkli meziyeti olan adam, patlayicilik, kondisyon fizik guç olarak burak ama onun için banko oynamali diyemiyorsun iste, adam mental olarak bu avantajlari kullanamiyor.

    --- alıntı ---
  • 1087
    2 gündür cezalı olduğum için içimde kalanları yazamadım artık yazmak istiyorum hagi müsade ettiğine göre...hocam galatasaray-sivasspor maçında bile rakip senden üstün oynamış şansa bala 2-1 yenmişsin rakibini ama utaka isimli adam bile senin 3lü savunmanın biryerlerine koymuş şimdi sen bu takımın hocası olarak sivasspor maçında bu kadar berbat işleyen bir sistemin arsenal maçında nasıl işleyebileceğini düşünürsün ? karşında utaka değilde herhangi bir gününde forvet olsa en az 2 gol atardı sivasspor maçında ki müthiş taktik dehamız prandelli bunu bile öngöremeyip arsenal maçındaki hezimetin 1 numaralı sorumlusu olmuştur. hani taktik dehası olmadığını fenerbahçe-anderlecht maçlarında, cesur olmadığını eskişehirspor-balıkesir maçlarında, adaletli olmadığını ''olcan-tarık kararlarında'' az çok anlamıştık ama en hafif tabiriyle bu kadar '' kör '' olduğunu arsenal-sivasspor maç periyodunda öğrenmiş oldum. kendisinden bir halt olmaz galatasaraya ki bunları ne skibbeye ne rijkarda demiş biri olarak söylüyorum.

    edit: hoca sen belamısın bize ? takımdaki tek elle tutulur sol bek ve stoper yedeği hakan balta ve bu seneki tek tesellimiz bruma niye kadroda yok ? valla billa bu adam kovulmadan tüm takımı küstürmeye futboldan soğutmaya çalışıyor. amacın ne lan senin ? bir olcanı almaz kadroya bir tellesi bir selçuğu, bir brumayı bir baltayı hakikaten kafayı yedirtecek bu adam hepimize.
  • 1090
    italya'da lokal statüde olan bir antrenör olduğu için, türkiye'de henüz başarının uzağında gibi duran ama hala kağıt üzerinde türkiye'de en nitelikli antrenör (vahidoviç ve biliçten bile) teknik direktör.
    en başta hatayı 1-2 tane yanına türk antrenör/danışman almamakla yaptı. mancini'den duyduklarının yeterli olacağını düşündü. mancini globaldi, ama milli takım antrenörü olabilecek kadar saygı göremiyordu kendi ülkesinde, ama prandelli bu saygınlığa sahipti , ama gelgelelim global değil. hatta bildiğim kadarıyla italyanca dışında dil bilmiyor (en azından iyi düzeyde), bu yüzden bilgi alabilme kanalı son derece sınırlı.
    başka bir pür lokal antrenör olan fatih terim (ki artık galatasaray'ın iyiliği için bu klüpte görmek istemiyorum artık kendisini) bu hatayı italya'ya giderken yapmamıştı, iyi kötü biraz italyanca öğrendi gitmeden, ve aynı zamanda yanına çok iyi italyanca bilen (birkaç dille beraber) şükrü'yü aldı. ayrıca italyan yardımcı antrenörlerle de çalıştı. bakın gerets , türk yardımcılarla çalıştığı gibi, bülent ünderi analizci olarak kullanıp , aldığı raporlarla anadolu takımlarının üstünden silindir gibi geçip şampiyon oldu. keza galatasaray'a gelen bütün başarılı teknik direktörler (özellikle almanlar) hep yanlarına türk hoca aldılar.
    burada prandelli'den daha ziyade yönetimin hatası vardır. yönetim kurulunu ve yöneticileri komple değiştirip(gelmiş geçmiş galatasaray'da en iyi başkan olduğuna inandığım ünal aysal'ın büyük hatasıydı), klübün kurumsal hafızasını sıfırlarsanız, işte klüp olarak kültürünüz gereği eskiden yaptığınız şeyleri bile artık yanlış yapar hale gelirsiniz. ali dürüst gibi tecrübe ve sağduyu timsali adamları safdışı bırakıp, galatasaraydaki kanserli hücrelerden ebru köksal (ki ribery'nin elden kaçmasında en büyük kabahat kendisine aittir ) , lütfü arıboğan gibi bu kurumsal futbol kültürüne ait olmayan insanları getirirseniz olacağı budur. inanıyorum ki , prandelli ile anlaşılırken ali dürüst olsaydı, en az 2 tane türk hoca ve danışmanı mecburi tutar ve hocanın yeterli derecede türkçe öğrenmesini sağlar, üstüne ikili diyalogla hocayı türkiyedeki futbol ortamı ile ilgili eğitirdi. hatta bırak, düşük eğitimli, varoş ürünü türk futbolcusuyla abdürrahim ilgilensin derdi. türk futbolcusundan antrenör olarak fırcayı, hatta hakareti, bağırmayı eksik etmeyeceksin, onlar bundan anlıyor, bu basamakları öyle tırmandılar, başarıları öyle elde ettiler derdi.
    prandelli'yi şu anda kitleyen mesele, takım savunması.. italya'da iyi kötü alt yapıdan taktiksel olarak bu otomatik olarak verildiği için , bunun türkiye'de olacağını zannetti. ama yok, türk futbolcusu , o da iyiyse, 26 yaşından sonra öğrenir savunmayı.. ortalama italyan hocaya göre, bu işin alfabesinde işin a'sı olduğuna göre, hala prandelli a'da kaldı. iyi stoper alamadık, o da önlibero bolluğunda dzemaili'yi aldı, yetmedi meloyu çekiyor, yetmedi sneijder geri geliyor güvenli top çıkarma adına, yetmedi geriyi 3 lüyor cünkü geride güvensiz hissediyor ve ona göre işin olmazsa olmazı bu başlangıçta. alan parselasyonu öğretiyor, bu iş karışık ve tercüme ile geldiği için türk futbolcusunu şu anda kitlemiş vaziyette, kafası karışık olduğunda ivmesini kaybediyor, fırçayı yemeyince şımarıyor, yabancı düşmanlığı başlıyor, dedikoduya başlıyor vs... türk futbolcusuna , özellikle yabancı dilde dolaylı aktarılan taktik verdiğinde kafası kitleniyor, çünkü coşku ve güdüyle oynuyor, onlar kitlenince sıfır. türk futbolcusu hocasını ilk önce sevmeyecek, iliklerinde korkuyu hissedecek kadar sayacak. prandelli kafasında takım savunmasını ve sahada görev/adam paylaşımını bir halledebilse olacak ama kendisine gelen sınırlı bilgi ile zor..
    hocaya türkiye ile ilgili gerekli bilgi verilmezken, bazı aptalca dogmalarda pompalanmış belli ki .. bunlardan en önemlisi '' selçuk-burak-olcan'' klübün geleceği, onlarla çok uzun kontrat yaptık, türkiye liginde son 3 senedir bunlar şampiyonu belli etti, ama idare et, bunlarda hep ısrar et'' dogması.. ama bunlar verilirken burağın karakteri ve anladığı dil, selçuğun 4 senedir 60+ maç/sezon oynadığı ve adalelerinin bitik olduğu, olcanın çok lokal olduğu ve ona başka şekilde yaklaşılması gerektiği söylenmiyor. umut bulutun geçen yıllarda sezonun ilk yarısında gol yükünü çekip yarışta bıraktığı söylenmemiş. bırakın profesyonel futbolun içinden birini, şu forumu takip eden ve iyi kötü futbol bilgisi /türkiye ligleri bilgisi olan birisi bile haftada 3-5 saat prandelliyle oturup konuşabilse ona çok değerli bilgiler aktarabilir.
    uzun lafın kısası, doğru müdahaleler yapıp kendisinin eli güçlendirilip bilgilendirilirse,ben hala başarılı olabileceğine inanıyorum.
  • 1091
    kendisinin yanlışı çok net.
    senelerce italya milli takımı ve en büyük italyan kulüplerinden birinin* düştüğü yanlışla aynı yanlışta şu an galatasaray takımı.

    ali ece ne güzel söylüyor :" abicim italyanlar bile yarım asırdır deniyor bu taktiği ve dünya futbolunda hala o kadar iyi bir yerde değiller. juventus mesela . kadroya bak her isim kendinden söz ettirir derecede sağbek sol bek bile. eee ama bu adamlar bile bu kadar sıkıntı çekiyor avrupada sen mi 3 haftada bi takıma monte edeceksin bu taktiği? olmaz!"

    evet gayet açık söylemek gerekirse ne balıkesir ne arsenal takımı galatasarayı yenmemiştir. bu maçlarda yenilen sayın teknik direktörün taktiğidir çok net!
  • 1092
    --- alıntı ---

    prandelli: yalanlara son verin

    arsenal maçı sonrası değişik medya organlarında çıkan ve bir virüs gibi yayılan bazı tehlikeli haberler nedeniyle bu açıklamayı yapmam zorunlu hale gelmiştir. maalesef bu açıklamayı, kulübüme, bana, takımıma ve yaptığımız işe biraz saygı rica ettiğim basın buluşmamızdan bir hafta sonra yapmaktayım!

    maç öncesi yayıncı kuruluşa verdiğim röportajda, örnek bir sporcu gördüğüm selçuk inan’ın kadroda olmayışın nedenlerini açıkça anlattım. ancak türkiye’nin saygın kurumlarından birinin internet sitesi, o yayında ben “oynamama talebi selçuk’tan geldi. bana geldi yorgunum dedi” diye bir ifade kullanmışım gibi haber yaptı. bu haber üzerine yorumlar yapıldı hatta şaşırtıcı biçimde yayıncı kuruluş bile bu tarz bilgiler aktardı. bunun üzerine basın toplantısında bu kararın neden alındığını bir kez daha üstüne basa basa anlattım. kaptanımız da bahsi geçen asılsız habere ve yorumlara cevap verdi. ilginç bir şekilde selçuk’un sözleri sanki bana cevapmış gibi yansıtıldı. ifadelerimizin çelişkili olduğu ve aramızda bir sorun varmış gibi aksettirildi.

    bugün bu hayali soruna, takımı da dahil etmeye çalışanları üzülerek görmekteyim. bazı oyuncuların selçuk’u bana şikayet ettiği, benim oyuncumu kafamda sildiğim gibi son derece çirkin ithamlar da bu senaryonun bir parçası olarak devam etmekte. oyuncularımı, seven ve sayan bir teknik adam olarak onlara her zaman gerçekleri anlatırım. bizler takımın iyiliği için her konuyu yüz yüze konuşabilen insanlarız. büyük galatasaray taraftarının kimlerin hangi kafa yapısı ve hangi amaç doğrultusunda hareket ettiklerini çok iyi gördüklerine inanıyorum. şunun da altını çizmek isterim, medya eğer bir skandal arıyorsa çarşamba akşamı londra’da maç yapan bir takımın, cumartesi günü kayseri’de sahaya çıkacak olmasıyla ilgilenebilir!

    son olarak “istifa edecek” haberleriyle ilgili şunu söylemek istiyorum. hiçbir yere gitmiyorum! şampiyonluk için, 4’üncü yıldız formamıza işlemek için şevkimi, çalışma, kazanma arzumu hiç kaybetmedim ve işimin başındayım. ben, ekibim ve futbolcularım sonuçları düzeltmek için var güçleriyle çalışmaya devam edecektir. bana ilk geldiğim günden bu yana galatasaray’ın gücünün bir olmaktan geldiği söylenmişti. camiamızın ve taraftarlarımızın bu birlik için destek vereceğinden zerre şüphem yok.

    cesare prandelli
    galatasaray futbol takımı teknik direktörü

    --- alıntı ---
  • 1094
    dördüncü yıldızı takmak için çalışma arzumu ve şevkimi hiç kaybetmedim diye beyanatta bulunmuş. daha ikinci haftada tüm taraftarın şevkini veysel ve yekta ısrarları ile kıran vasat oğlu vasat italyan teknik direktör. hiç bir başarısı olmayan, yurtdışına dahi çıkmayan ve bu kadar abartılan bir adamı ilk kez görüyorum. rijkaarda büyük haksızlık etmişiz.

    rijkaardan 3 gömlek daha kötü hoca.
  • 1096
    galatasaray taraftarinin futbol bilgisiyle imtihani seklinde teknik adam. her mac diyorum ki tamam bu mac duzelcez. her mac sonu yine husran oluyo. hicbirimiz surekli degisiklik istemiyoruz ama ya prandelli ve taktikleri degisecek yada galatasaray teknik direktoru degisecek. umuyorum artik risk almadan olcan bruma sneijder burak hucum hatti ve tarikin sag bek oldugu bir sisteme gecer. mevcutlar arasinda ise sol bek icin balta denenebilir idareten.

    artik su kara bulutlari dagitalim. denenen her macera dorduncu yildiza vurulan bir darbe cunku.

    edit: ey sozluk gor. nasil ustte umut dolmak istiyoruz. bulutlari dagitalim diyoruz. sonra daha tukrugumuz kurumadan bruma kadro disi oluyor. ulan simdi ben isyan etmiyim de kim etsin ulan. tobeeeeee.
  • 1100
    kendisinden daha iyi futbol bildiğimi düşünmediğim italyan adam. 16-17 yaşıma kadar oynadığım amatör futbolu saymaz isek benden daha çok futbol bilgisi var. bu sözlükteki çoğu insandan da fazla bilgisi var. ancak bu sözlüğün %83.5'i galatasaray'ı bu italyan adamdan daha iyi tanıyor.

    sinirlenmek istemiyorum da jardel'den sonra en çok bonservis ödenip alınmış yüksek potansiyelli bir futbolcun var ve kadro dışı. ligin en iyi yerli kanat oyuncularından birine sahipsin; ya yedek ya kadro dışı. ligin genç ve süratli en iyi sağ beklerden birine sahipsin yedek veya kadro dışı ya da sol bek. ligin en iyi ofansif oyuncusuna sahipsin; ön libero. ligin en iyi defansif orta saha oyuncusuna sahipsin; stoper. iki tane orta saha oyuncun var biri diğerini net dövüyor; dayak yiyen ilk 11'de.

    abi sorarlar adama; dalga mı geçiyorsun ?

    bakın sahip olduklarına;

    ligin en iyi kalecisi.
    ligin en iyi türk stoperi.
    ligin en iyi yabancı stoperlerinden biri.
    ligin genç oyuncular bakımından en iyi sağ beki.
    ligin en iyi defansif orta saha oyuncusu.
    ligin en iyi total ofansif futbolcusu.
    ligin en iyi türk forveti.
    ligin en iyi ikinci türk forveti.
    ligin en iyi türk kanat oyuncusu.
    ligin en genç potansiyelli yabancı kanat oyuncusu.

    ee ? sonuç ? en ofansif futbolcun ön libero. en potansiyelli oyuncun kadro dışı.

    sneijder 4-4-2 oynayamaz diyen arkadaşlara ve teknik adamlara sesleniyorum. bu sneijder ön libero olarak oynuyor da, hem de arsenal'e karşı, hem de başarıyla, 4-4-2'nin orta sahası olarak oynayamıyor mu ? hem de türkiye gibi dandik bir ligde.

    galatasaray kimsenin deney faresi değil. böyle bir kadroya sahip olan galatasaray'ın sikim sonik anadolu takımlarının karşısında varlık gösterememesinin sorumlusu ben değilim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın